Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başlıktaki ifade bize değil, iktidarın en ateşli destekçilerinden Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz’a ait. Korkmaz, bunu, yine iktidarın ateşli yandaşlarından Kanala’da, Cuma akşamları yayınlanan “Sivil Düşünce” programında söyledi.
Evet, biz de Amerika ve İsrail karşıtı olduğumuzu sıkça dile getiriyoruz.
Lâkin Tamer Korkmaz gibi, kimi iktidar yanlıları, bu karşıtlıkta bizden daha ileriler.
Haddizatında, onları dinlediğiniz veya okuduğunuz vakit, ağızlarından bal damlıyor... Hoşumuza gidecek şeyler söylüyorlar:
Artık, Amerika ve İsrail’in “zevâle” doğru gittiğini, Türkiye’nin ise “kemâle” doğru ilerlediğini...
Amerikan imajının gerilediğini, Türkiye’nin her alanda yükseldiğini...
Artık, Körfez sermayesinin Amerika’dan ziyade Türkiye’ye aktığı,
Suudi Arabista’la Askerî işbirliğine gittiğimizi, “Org. Necdet Özel’in Arabistan ziyaretinin sadece ABD ve İsrail için değil, ‘içimizdeki iliştirilmişler’ için de kötü haber olduğu” (Tamer Korkmaz, 20/11) gibi örneklerle kanıtlamaya çalışıyorlar.
Bu haber ve yorumların isabetli olduğuna inanmak, Türkiye’nin “geliştğini, güçlendiğini, tam bağımsızlığını kazandığını” görmek ömrümüzü adadığımız idealler...
Ve fakat...
x x x
MADEM NATO VE AMERİKA İSLAM DÜŞMANI...
O halde neden halen NATO üyeliğimiz devam ediyor?
Bütün varlığınızla desteklediğiniz, 10 yıllık AKP iktidarı, NATO’dan çıkmak için parmağını kıpırdatmadığı gibi, nasıl oluyor da Başbakan, “Bu topraklar aynı zamanda NATO toprağıdır” diyebiliyor?
Nasıl oluyor da bu düşmanlara “Kürecik”, “İncirlik” tahsis edilebiliyor, topraklarımıza “Patriot’ların konuşlandırılması”na izin verilebiliyor?
Bu “düşman”larla “Suriye meselesi”nde ve genel olarak “Ortadoğu”da müşterek hareket etmemizin açıklaması nedir?
“Körfez sermayesi”nin Türkiye’ye doğru yön değiştirdiği doğruysa, halen Amerika’da trilyonlarca dolar Arap mevduatı ne geziyor?
Körfez ülkelerinin her yıl Amerika’dan on milyarlarca dolarlık silah aldığı,
Topraklarında, sayısı belirsiz ABD üslerinin bulunduğu,
Daha mühimi, Türkiye’nin de, ABD silah tüccarlarının en iyi müşterilerinden birisi olduğu gerçeğini nereye koyacağız?
Dışişleri Bakanı, İsrail’in öldürdüğü insanlara Gazze’de ağlarken, Bakanlık elemanlarının İsrail’lilerle, İsviçre’de gizli görüşmeler yaptığını nasıl izah edeceğiz?
Bu sualleri sorgulamazsanız, ekranlardan ve sayfalardan “NATO ve Amerika’nın İslam düşmanlığını” dile getirmenizin ne mânâsı kalıyor?
Samimiyetinize inanmaya imkân var mı?
x x x
MUHTEŞEM ÇARPITMA
Adını, muhteşem çağrışımlar ve beklentiler yaratan “Muhteşem Yüzyıl” koymuşsunuz.
Bu bir “ironi” miydi?
Yani aslında, Sultan Süleyman’a, “Muhteşem Süleyman” demişler ama işte “aslında hiç de o ada lâyık olmayan, ömrünü haremde geçiren sıradan bir fani”ydi mi demek istediniz?
Öyleyse, başardınız!
Yok, gerçekten o asrın “muhteşem” olduğuna inanarak bir dizi yapmaya kalktıysanız, seyirciye “Muhteşem Yüzyıl”ı yansıtamadınız.
Çarpıttınız...
Magazin meraklısı ahali tarafından çok seyrediliyor olmanız, hakikati değiştirmez.
Çarpılacaksınız!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, UYKUSUZ'DAN, 15 Kasım
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin.