Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Son 10 senede intihar eden asker sayısının, şehit sayısından fazla olduğu ortaya çıktı.
2002’den bu yana 818 asker şehit olduğu halde, 935 asker canına kıymış.
Vahim bir tablo!
Uzman Dr. Gökben Hızlı, intiharların genel sebebini şöyle açıklıyor: “Kişinin haysiyetine yara aldığını hissetmesi, yoğun utanç veya suçluluk duyguları yaratan olaylarla baş edecek gücü kendisinde bulamaması durumunda, kişinin kaçıp kurtulma arzusu, karşısındakilere duyduğu öfke ile cezalandırma isteğidir.” (e-psikiyatri.com).
Buradaki, hassas bölüm, kişinin, “baş edecek gücü kendisinde bulamaması” vurgusudur. Kişinin, kendisini tamamıyla çaresiz hissetmesi, ölmekten başka çözüm görememesidir.
Peki, askerde, bu psikoloji hangi dönemlerde yaygınlaşıyor?
“Gerilim” ve “baskı”nın yükseldiği,
Kişiden ve birlikten “olağanüstü beklentiler”in arttığı,
Bu baskı ve beklentilerin “uzayıp gittiği”,
“Denetleme”lerden birinin bitip, birinin başladığı dönemlerde...
x x x
DİSİPLİNSİZLİK Mİ?
İntiharların yaygınlığı, “disiplin”de bir zafiyet olduğunun göstergesi de olabilir.
TSK İç Hizmet Yönetmeliğine göre, disiplin, “Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak itaat; üstün ve astın hukukuna riayettir”.
Tarifteki “astın hukukuna riayet” ifadesine bilhassa dikkatinizi çekmek isterim.
Astın da hakları vardır ve bunlara da “mutlak” riayet, “disiplin”in olmazsa olmaz şartıdır.
Eğer, “astın hukukuna riayet”le görevli amir ve üst, buna dikkat etmez; gözetmesi gereken astın hukunu çiğner ve bu keyfiyet yaygınlaşırsa, orada “kıyamet” beklenmelidir.
Askerlikte, “demokratik” hak arama yolları büyük ölçüde tıkalı olduğundan, bir haksızlık hissedildiğinde, “intihar” gibi “anormal” yollara tevessül, daha muhtemel hale gelebilir.
TSK’nde, “Astın hukukuna riayet” ne derece korunup, gözetiliyor?
Acaba, “rütbeliler” de dâhil, astlar arasında, “haklarının korunmadığı”na dair bir his veya inanç mı vardır?
Bu, savsaklanmaması, üzerinde ciddiyetle durulması gereken kaygı verici bir şüphedir!
Silahlı Kuvvetlerdeki bu kadar fazla “intihar”, sıradan açıklamalarla geçiştirilemez.
Sapasağlam teslim alınan vatan evlatları, “niçin sapasağlam evlerine gönderilemiyor?” diye derin derin düşünülmeli ve mutlaka çok kapsamlı bir inceleme başlatılarak, icap eden tedbirler süratle alınmaldır.
x x x
TOPLUMDA DA PROBLEM VAR
Öte yandan, medya, sanki intiharların görüldüğü tek müessese, Türk Silahlı Kuvvetleri’ymiş gibi bir tavır takınmaktadır.
Halbuki, askeriyedeki herhangi bir sorun, bağrından çıktığı milletin sorunlarından bağımsız olamaz.
Cemiyette hangi dertler varsa, aynısı veya benzeri, az veya çok askeriyede de görülecektir.
“İntihar” meselesinde de böyle... Toplumda hiç mi intihar yok?
İnsaf, yahu!
Neredeyse hergün bu tür haberler, hatta okumuş-yazmışların intihar haberleri manşetlere çıkıyor. Son olarak, Tunceli’de bir “polis müdürü”nün, İstanbul’da bir “uzman doktor”un, Antalya’da bir “iktisatçı”nın canlarına kıydıklarını okuduk.
Yukarıda, TSK için söylediklerimize ilaveten, “Bu toplumda intihar eğilimi niçin bu kadar yaygındır?” sualinin cevabı da, bütün yönleriyle tetkik edilmeli ve bulunmalıdır.
x
x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 28 Kasım
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin.