KURTULMAK MI İSTİYORSUN? DÜŞÜNECEKSİN!...6…

Özgür DENİZ - 17.12.2012

Büyük bir kafaya, temiz bir vicdana ve şerefli bir hayata sahip olmak için mutlaka çok okumalı, iyi anlamalı ve derin düşünmelidir. Okumayan, anlamayan ve düşünmeyenler sıradan kalmaya, sıradan yaşamaya, aptalca konuşmaya ve sonunda rezil olmaya mahkûmdurlar. Buna da katlanmak zorundadırlar. Kendi gözünün kıymetini bilmeyen, köpeğin yol göstericiliğine layıktır. Kendi beynini kullanmayan, ahmakların aklıyla hareket edip sonunda utanmaya mahkûmdur. Niye okumuyoruz? Çünkü devir, artık okumayanlara değil okuyanlara acayip yaratıklar olarak bakılan bir devir. Erkekler, kızlar bizden uzaklaşmasın diye; kızlarda, erkekler bize yaklaşsın diye kitaba mesafeli durmaktadır. Kahir ekseriyet böyledir. Bu yüzden çokluk, züppece yaşamayı marifet sanmaktadır. Kızlar ayrı bir tip, erkekler ayrı bir tip olmuştur. Kahir ekseriyeti cehaletin esiridir. Kimin kız, kimin erkek olduğu bilinmeyen bir devri yaşamaktayız. Hakikati konuştun mu; ne kadarda ağır konuşuyorsun oluyor. Yalan konuştun mu; amma da espritüel adam, çok hoş sohbeti var değil mi oluyor. Yani bu kadar alıklaşan bir dünya da yaşıyoruz. Hayatımızı basit ama pahalı zevkler esir almış. Kitap ucuz olduğu için tercih edilmiyor. Basit ve pahalı zevklerin odun kılıklı efendileri itibar görürken, ucuz kitapların haysiyet abidesi âşıkları toplum içinde varlığını ispat etmekten hayâ eder olmuşlar. Kitap taşımaktan utanılan ve kitap taşıyanların utandırıldığı acayip zamanların çocuklarıyız. Bu tavır sanki tüm ruhları egemenliği altına almış gibidir. Kitap dostları, kitabın dostları tarih olalı beri ayaklar altındadır. Bu yüzden de insanlık çürümeye, çıldırmaya, benliğinden soyunmaya, cinsiyet değiştirmeye yüz tutmuştur. Batmaya ramak kaldı!

 

Sığız, o kadar sığız ki, en basit ve sarih bir hakikati bile anlamaktan uzağız. Dört yıllık fakülte mezunu olsan, onlarca yıl memuriyetin olsa kaç yazar; bir söz de ki anlatılmak istenen özü algılayacak, anlayacak beynin yoksa. Kendi kendini kontrol edebilecek kapasiteden mahrumsan ve her defasında aynı hatayı yapıyorsan hangi beyinden ve ruhtan bahsediyorsun behey şaşkın? Zavallısın ama farkında değilsin. Bir de insanlarla güya aşık atmaya yeltenirisin. Kendi cehaletinin farkında olmayandan ve çokbilmişçesine lafazanlık yapandan kaçacaksın. Bilenlerin sustuğu, bilmeyenlerin konuştuğu bir millet, yok olmaya mahkûmdur. Okuyanların kınandığı, okumayanların taltif edildiği bir millette yok olmaya mahkûmdur. Ve bizim kadim ve necip milletimizi bu yanlış yol yok oluşa sürüklemektedir. Ama bunu fark edecek ve yok oluş sürecini tersine çevirecek bir akıllı adama ihtiyacımız vardır. Ama bu adam, dünyaya sırtını dönmüş bir adam olacaktır. Çünkü dünyaya yüzünü dönenlerden şerefli bir adam çıkmamıştır şimdiye kadar ve çıkma ihtimali de yoktur. Dünya gelir, şeref gider; şeref gelir ama dünya yine de gitmez, mücadele etmen gerekir. Zira dünya bir leştir ve o leşe ancak köpekler koşar. İnsan olanın dünya ile sıkı bir bağı olamaz. Dünya bir köprüdür, insansa bir yolcu. Yolcu yolunu bilir ve menzile odaklanır. Ama köpekler ise leşlere odaklanır ve leşleri terk edemez. Bu yüzden dünya bir köprüdür, tamiri bırak geç git denilmiştir. Çünkü dünyanın tamiri bitmez, ömür biterde tamir bitmez.

 

Okumayız, okuduk deriz. Düşünmeyiz, düşündük deriz. Aslında kendi dünyamızda sahtekârız. Kimseler bilmese de bu sahtekârlık derimiz gibidir. Mutlaka bir gün kokusu hissedilir. Bundan utanırız ama hakikati de itiraftan imtina ederiz. Çünkü okuyor ve düşünüyor görünmek yalanda olsa bize bir konum bahşeder. Söz söyleme yetkisi verir. Oysa dürüstlük güzeldir. Hayat yenmek ve yenilmek değildir. Hayat, yolunu bulmak, bilmek ve şerefli bir yolculuk yapıp sonunda menzile ulaşıp huzura ermektir. Okumuyorsan, okudum demene gerek yoktur. Düşünmüyorsan, düşünüyorum demeye ne gerek var. Okumaya ve düşünmeye çalışman ve bunu açık yüreklilikle ifade etmen, yalan söylemekten daha soylu bir harekettir. Rahat ol, kınanacak davranış, dürüstlük değil riyakârlıktır. Ne hazin ki, milletimizin ruh haritası bozulalı beri, değerler yer değiştirmiştir. Ne kadar olumsuzluk varsa itibar edilen bir değer, ne kadar olumluluk varsa tahkir edilen bir değer olarak addedilmiştir. Cinsiyetlerin değişime uğradığı gibi, değerlerde değişime uğramıştır ve bu an; insanın hayvanlaşmaya evrildiği an olmuştur.  Sen kendini insan sansan da, hayvandan farkın yok behey şaşkın.

 

 

EKSTRA

 

BİR

Eurovision denilen ahmaklık, mallık, alıklık ve angutluk fışkıran yarışmadan el çektik. Elhamdülillahirabbülalemin. Mazlum yetimin hakkını çöplüğe atma şerefsizliğinden arındık. İnşaallah daha nice şerefsizliklerden arınırız ve hayvanlıktan insanlığa doğru yeniden evrilmeye başlarız. Üç dört tane züppenin hayvani arzularını tatmin etmekten başkaca işe yaramayan bu angutluğa son vermek gerçekten takdir edilecek bir haslettir. Sözü fazla uzatmaya ne hacet, isabetli bir karar olmuştur.

 

İKİ

Serbest kıyafet geliyor dörtnala. Ama tozu dumana katacak şekilde. Çünkü elle tutulur bir tarafı yok. Balı son derece az ama zehiri son derece fazla bir peteğe benziyor bu. Bir defa birilerinin buna karşı çıkması ayrıdır, bazı vicdanların ise namusluca tahlilleri ve vardıkları sonuç ayrıdır. Ki, karşı çıkanların (özellikle bu milletin özdeğerlerine muhalif olduğu belli olan ve buna rağmen karşı çıkanların) hakikatte karşı çıktıklarını asla düşünmüyorum. Bahusus bizim ülkemiz de bazı şeyler, karşı çıkılıyormuşçasına topluma kabul ettirilir. Şöyle ki; şimdi bu toplumun tasvip ettiği birileri bir şey mi yapıyor ve o şey gerçekten zararlı mı, millete muhalif olanlar hemen o şeye karşı çıkarlar ki, millet sırf onlar yüzünden, o melanetin doğru olduğunu sansın, o melaneti kabul etsin ve o şeyi ortaya atanlarda daha kolay şekilde işi kotarabilsinler. Burada da aynen bunun olduğuna inanıyorum. Zira bu uygulamayla küçük mikyasta gençliğin, büyük mikyasta milletin daha da yanlışa sürükleneceği bellidir. Peki, bu milletin ruhuna muhalif olanlar, bu milletin yanlışa ve bozulmaya doğru sürüklenmesine karşı çıkarlar mı? Asla karşı çıkmazlar. Ama karşı çıkıyormuş gibi yaparlar. Her şey daha çabuk ve kolay olsun için. AB denilen domuzlar diktatoryasının kıskacına girme konusu da aynen bunun gibidir. Ama milletimizin ruh ve beyin haritası bozulmuştur. Neyi nasıl göreceğini, neyi nerede bulacağını bilmemektedir. Bu uygulama Allah korusun ama beladan başka bir şey getirmeyecektir.

 

Yine gerçekten merak etmenin çok normal olduğu bir mesele ki; muallimlerin burada nerede duracağı meselesidir. Zira bugüne kadar muallimler güya örnek insandılar, birer tavsiye mektubuydular, hakikatleri saklayan birer zarftılar. Şimdi, rastgele, alelade, disiplinsiz, ciddiyetsiz ve sorumsuz bir yaşam sunulan gençlere, muallimler nasıl örneklik teşkil edeceklerdir? Hangi tavsiyeyi verebileceklerdir. Hangi ciddiyeti ve disiplini öğreteceklerdir? Aslına bu uygulama, aynı zamanda bu milletin köküne vurulan bir baltadır da. Garabetlerle dolu bir icraat olacağı ve acısının zaman ilerledikçe duyumsanacağı bir hatadır bu hareket. Sözü fazla uzatmaya ne hacet, isabetsiz bir karar olmuştur.

 

ÜÇ

Namusunu koruyanları, güzelliklerini can yoldaşından başkasına sunmamak için mücadele edenleri öcü gibi gören domuzlar türemiş yurdumda. Ne garip, kendi çirkinliklerini örtmek adına, güzel oldukları halde bu güzelliği şerefli ve helal bir hayat yaşamak adına örtenleri tahkir etmeye yeltenen domuzlar böğürmekten başka bir şey yapamayacaklardır. Heyhat! Domuzlar böğürse de, itler havlasa da bu kervan yürüyecek, Yüce Nur tamam olacaktır.

 

DÖRT

Okusak, düşünsek ve anlasaydık, hakikati, tarihi ve insanlık tarihinde silinmeyecek iz bırakmış soylu şahsiyetleri tahrif eden itlerin icraatlarına itibar eder, kıymet verir ve bilinçsizce destekler miydik? Bu itlere ve itliklerine bakmak bile bizi insanlıktan çıkarır oysa. Yazık bize. Ne çıkar diyoruz, herkes bakıyor diyoruz. Sen herkes olmak zorunda mısın behey şaşkın?

 

BEŞ

ABD denilen insanlık katilinin ülkesinde bir katliam gerçekleşti. Daha hayatın ne olduğunu anlamayı bırakın, algılaması bile mümkün olmayan küçücük çocuklar katledildi. Ne hazin ki bunu bir çocuk gerçekleştirdi. Ölümden başka üretecek bir şeyi olmayan bir şeytanın, çocukları da ölüm kusmaktadır artık. Kim ne derse desin, bu olay, Yüce Allah’ın bir hikmetidir. Bir derstir bu, anlamasını bilene. Çünkü şeytan, mazlum milletlerin çocuklarını öldürmekten başka bir şey yapmamıştır tarihi boyunca ve buna kendi çocukları da fazla ses çıkarmamıştır, yani zımnen onaylamıştır diyebiliriz. Şimdi de Allah, kendi çocuklarını, kendi çocuklarına katlettiriyor. Yani rüzgâr ekti, fırtına biçiyor şeytan. Bunu hem kendisi hem de çocukları hak ediyorlar bir yerde. Söyleyin lütfen, insanlıktan hep aldı ama insanlığa verdiği ne var b u şeytanın. İşin esas ilginç olan tarafı ise, diğer milletlerin özellikle Müslüman olduğunu söyleyen milletlerin, bu şeytanın izini takip etmeleridir. Yazıklar olsun. Allah, tez zamanda bu şeytanın belasını versin de; hem insanlığı hem de kendi çocuklarını bu şeytanın şerrinden korusun. Âmin. Kahrol kahrol kahrol melun şeytan, aşağılık şeytan, lanet şeytan. Allah seni kahretsin, batırsın, yok etsin, helak ettiği kavimler gibi seni de helak etsin. Sonsuz âminler olsun.

Tarih: 17.12.2012 Okunma: 630

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

öd

21.06.2012 - 18:55

maalesef kahpe insanların dünyası bu dünya ve kahpelikler asla bitmeyecek. ancak şerefli insanların mutlak bir bilinçle mutlak bir birliktelik temelinde birleşip MİLLİ BİR DEVRİM yapmalarıyla bu dünya namuslu insanların namuslu dünyası olacaktır.... bu dünyada milliyetçiler var, solcular var, islamcılar var ama hepsinin ezilenleri bir kodamanları bir...bu gurupların hiçbirisinin lodrları hiçbir zaman ezilmezler ve hep birinci sınıftırlar...kahrolsun kahrolsun kahsrolsun... ve gariplik şuradadır ki,,, ikinci sınıf vatandaşlığı bizler istiyoruz, ezilmekten horlanmaktan hoşlanıyoruz... karşı çıkanlar sonsuz azınlıkta maalesef...çünkü herkes particidir bu ülkede... ve partisinin kötülüklerini görmezler ama hep iyiliklerini görürler ve tümden iyi sanırlar...acı dolu azap dolu kahrolasıca bir dünya bu dünya ama asıl suçlu pisliklerle gövdesi kaplanmış insanlardır...selametle...

öd

21.06.2012 - 18:55

maalesef kahpe insanların dünyası bu dünya ve kahpelikler asla bitmeyecek. ancak şerefli insanların mutlak bir bilinçle mutlak bir birliktelik temelinde birleşip MİLLİ BİR DEVRİM yapmalarıyla bu dünya namuslu insanların namuslu dünyası olacaktır.... bu dünyada milliyetçiler var, solcular var, islamcılar var ama hepsinin ezilenleri bir kodamanları bir...bu gurupların hiçbirisinin lodrları hiçbir zaman ezilmezler ve hep birinci sınıftırlar...kahrolsun kahrolsun kahsrolsun... ve gariplik şuradadır ki,,, ikinci sınıf vatandaşlığı bizler istiyoruz, ezilmekten horlanmaktan hoşlanıyoruz... karşı çıkanlar sonsuz azınlıkta maalesef...çünkü herkes particidir bu ülkede... ve partisinin kötülüklerini görmezler ama hep iyiliklerini görürler ve tümden iyi sanırlar...acı dolu azap dolu kahrolasıca bir dünya bu dünya ama asıl suçlu pisliklerle gövdesi kaplanmış insanlardır...selametle...