Bu dünyada herkese yer var.
Bazı “uzman”lar, “Maya Takvimi”nin 21 Aralık’a yapmış olduğu göndermenin yanlış anlaşıldığını söylüyorlar...
Onlara göre; 21 Aralık 2012, “kıyamet”in değil, “aydınlanma”nın başlangıç tarihi!
2013’ün falına bakan “astrolog”ların bazıları da 2013’ün bir “aydınlanma” yılı olacağını, insanlığın “boyut değiştirecek” derecede aydınlanmaya başlayacağını döylüyorlar.
Bunlar doğru mu?
İnşallah doğrudur...
Derken, Pazar akşamı, EgeTV’de gördüğüm bir haber, bana ümit verdi.
Habere göre; “Kazdağları”nda, Kanadalı şirketin “altın çıkarmak” için başlattığı doğa katliamına, bizzat, yörenin köylüleri karşı çıkıyordu. “Biz altın çıkarılacak diye toprağımızın elden çıkmasını istemiyoruz” diye başlattıkları eyleme, Çanakkale Beldiye Başkanı ve bir CHP Milletvekili de destek veriyordu.
İnsan aydınlanınca, bir yeşil yaprağın, aynı ebattaki altından daha değerli olduğu bilincine varır.
Çünkü altın, zenginlik gibi görünse de, çıkarılma safhasında toprağı, suyu ve havayı zehirler... Toprağı bir daha kullanılmaz hale getirir, ağaçların kesilmesine yol açar. Kısaca, “altın zararlı, yeşil yararlıdır”. Aydınlanan insan bu idrake ulaşır!
EGE TV’deki bu haberin, “aydınlanma”nın başlangıcı olduğunu ummak istiyorum.
Bu “aydınlanma”nın öncelikle medyaya sirayet etmesini temenni ediyorum. Çünkü yöre köylülerinin, bir il belediye başkanı ve milletvekilinin katıldığı çok önemli bu eylemi internette bulamadım. Medyamız, “doğa katliamına karşı çıkılması eylemi”ni habere yapmaya değer bulmamışlardı demek!
Tabii doğayla ilgili “aydınlanma” bir bütün olmalı...
Bize doğadaki her türlü olumsuzluğu göstermeli...
Meselâ, “Küresel ısınma ve bilinçsiz avlanma sonunda Karadeniz’in bitme noktasına geldiğini” (Anayurt, 24/12) fark etmeliyiz. Sadece Karadeniz’in değil, Marmara’nın aşırı kirliliği, Ege ve Akdeniz’in, hatta okyanusların da kirlenmekte olduğu kafalara dank etmeli.
“Büyük Okyanus”un dibinde, Amerika Kıt’ası büyüklüğünde pislik biriktiğini biliyor muydunuz?
“Aydınlanma”, çevrenin kirletildiğini, yiyecek ve içeceklerin zehirlendiğini, aşırı üretim ve israf sonucu kaynakların tükenmekte olduğunu idrak ettirmeli!
x x x
“Aydınlanma”, bilinçlere bir sıçrama getirmeli...
“İnsan hayatı” en değerli varlık olmalı... Bu duyarlılıkla;
“İş kazaları”nı...
“Trafik kazaları”nı...
“İntiharlar”ı...
“Şiddet”i, “Çocuğa ve kadına şiddet”i, “devlet şiddeti”ni azaltmalı, durdurmalı!
“İşkence”yi bitirmeli
En mühimi,
“Silahlanma”yı sona erdirilmeli.
“Aydınlanan” bir dünyanın silahla ne işi olabilir?
Dünya sathında “silaha karşı eylemler” başlatılmalı...
Bireylerin ve devletlerin silahlanma yarışı engellenmeli...
“Aydınlanma”, illa insan hayatının değerini anlatmalı...
Bize “insanlığı”, “insanca yaşamayı” hatırlatmalı!