Bu dünyada herkese yer var.
2012’de, zenginler, servetlerine yeni servetler kattı...Yoksul sayısı ise biraz daha arttı.
İngiltere merkezli, “yoksulluk araştırma kuruluşu Oxfam”a göre; “dünyanın en zengin yüz milyarderi, 2012’de servetlerine 240 milyar dolar daha ekledi.” (Birgün, 21 Ocak)
Bu miktar, dünyadaki yoksulluğu tam dört kere bitirebilecek bir rakam...
Tabii öyle bir niyet yok...
Bir yanda anormal zenginlik, öte yanda insanın yüreğini parçalayan sefalet, fukaralık...
Bu akıl almaz tezat her an, her gün gözlerimizin önünde...
Hali-vakti yerinde olanları rahatsız ediyor... Vicdanları sızlatıyor...
Yoksulluğu yok etmek için dernekler, vakıflar, dünya çapında örgütler kuruluyor...
Yardımlar toplanıyor... Bu yardımlar, büyük medya gösterileri, seramonilerle güya yoksullara ulaştırılıyor.
Fakat derde deva olamıyor.
Açlık ve yoksulluk problemine “devede kulak” kadar olsun, fayda etmiyor.
Toplanan yardımlar, biyerlere gidiyor...
Sonra, dönüp bakıyoruz:
Yoksulluk, sefalet bıraktığınız yerde...
İçler acısı perişanlık sürüyor...
Bu, Türkiye için de geçerli...
Yardımsever, merhametli bir milletiz...
Çok zengin değiliz ama muhtaç olanla elimizdekini paylaşacak kadar erdemliyiz. Nitekim paylaşıyoruz.
Son yıllarda; Somali, Arakan, Filistin-Gazze ve nihayet Suriyeli mülteciler için yardımlar toplandı...
Bunların ilgili yerlere ulaştırıldığı TV’lerde gösterildi.
Peki, netice!
Bu yardımlar sadre şifa oldu mu?
Ne gezer!
Yoksulluk, o ilk gördüğümüz noktada duruyor.
Çare!
Çare, dünyada da , Türkiye’de de kapitalizmin gittikçe “vahşileştiği”ni görmek...
Bunun çıkar yol olmadığını, yüzyıllardır insanlığa acı ve gözyaşından başka bir şey vermediğini kabul etmek!
Çare; “yeni bir ekonomik düzen”!
Kaynakları “tahrip etmeden” ve “tüketmeden”, “yeteri kadar” üretimi esas alan bir düzen...
Herkese “balık tutmasını öğretecek”, her ferdin üretime katılmasını sağlayacak bir düzen...
Açgözlülüğü kutsamayan, kışkırtmayan bir düzen!
x x x
İSYAN ETTİREN İSRAF
Erdoğan, “Bir yanda ekmek bulamayan milyonlar, bir yanda ekmeği çöpe atanlar var.” dedi. İsrafın önlenmesini istedi.
Bugünkü (21/01) Güneş Gazetesi’nin manşetinde iki haber vardı:
Birincisinde, CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan, yukarıdaki sözleri sarf eden Erdoğan’ın, “Cuma namazına bile helikopterle gittiği”ne dikkat çekiyor.
İkincisinde, “Eski Meclis Başkanlarının, aylık ortalama benzin giderinin 19,500 TL, rekorun ise, 57 bin liralık benzin faturasıyla, Köksal Toptan’da olduğu” bildiriliyordu.
Şuranızda, yüreğinizde bişeyler düğümlenmiyor mu?