Arkasından ağlanacak üç kadın…
Üç yıl önceye gidin.
8 Aralık 2009 tarihli gazeteleri açın…
Neyin tarihi bu diye hafızanızı da zorlamayın,
Serap Eser'in 7 Aralık'taki ölümünden sonraki günden bahsediyorum.
Serap'la birlikte bir milletin canının en fazla
yandığı o günü hatırlayın.
Hani bir İETT otobüsünde PKK'lılar tarafından
molotoflanarak yakılan 17 yaşındaki lise öğrencisi Türk kızı.
Hatırlayın.
Sonra da arşivlere bakın.
Manşetlere bakın; onu göremeyeceksiniz.
Köşe yazarlarına bakın; onu yine bulamayacaksınız.
Cenaze törenine katılan devlet erkanını aramayın,
yoktular.
Her şeye ağlayan Bülent Arınç'ın hayatında
ağlamadığı tek olay belki de buydu.
Yine her ölüye ağlamayı adet edinen Fethullah
Efendi de ağlamamıştı.
Mehmet Ali Birand, elbette ağlamamıştı.
Gazeteciler ve televizyoncular da ağlamamışlardı.
…
Sahi niye ağlasınlardı ki?
Niye haber yapsınlardı ki?
Serap bir Türk kızıydı.
Terör örgütü kurmamıştı.
Apo'ya yataklık etmemişti.
Terör örgütünün eroin paralarını toplamamıştı.
Fransız istihbaratının kucağında “devrimcilik”
yapmamıştı.
O nedenle seveni azdı.
Ağlayanı da olmazdı.
…
Kürt olsa adına ağıtlar yakarlardı.
Ermeni olsa anıtlar dikerlerdi.
Ama Serap için bir of bile çekmediler.
Bir ah bile demediler.
…
Ya Buse…
O da 17 yaşında tıpkı Serap gibi, bir otobüste
bombalanarak öldürülmüştü.
Buse Sarıyağ'ı unuttuk mu…
…
Ve Pınar…
Pınar Akdağ.
25'inde PKK'lılar tarafından evinin balkonunda
öldürülmüştü.
Evlilik hazırlığı yapıyordu, hatırlıyor muyuz…
…
İsterseniz onlar için de bir arşiv taraması yapın.
Açın gazete arşivlerini.
Bakın bakalım kim ağlamış Türk kızlarına…
Göreceksiniz ki, onlar da tıpkı Serap gibi, her
Türk kızı gibi, sessiz yaşayıp sessiz gömüldüler.
Ne devlet vardı yanlarında, ne hükümet, ne medya.
MİT müsteşarı elbette evlerine gitmedi ziyarete.
Türk kızlarının aileleriyle ne müzakere edeceklerdi
ki!
Nuru söndürülen Türk evlerinde mi barış masası
kuracaklardı!
Kimdi ki onlar ve onların aileleri.
Sıradan Türklerin sıradan kızları.
Bunlara mı ağlayacaklardı yani!..
…
Ölen her insana üzülmek ağlamak mı istiyorsunuz?
Üç kadın mı arıyorsunuz öldürülen?
İşte Serap…
İşte Buse…
İşte Pınar…
Kim mi öldürdü onları?
Derin devlet, derin istihbarat, derin bilmem ne
aramayın.
Sakine Cansız tarafından kurulan PKK öldürdü
onları.
Hani şu hepinizin ölümüne çok üzüldüğü PKK'lı
kadın.
Hayatı ölüm emri vermekle geçmiş kadın.
Hayatı insan canı yok etmekle geçmiş kadın.
…
Serap, Buse ve Pınar!
Adı anıldığında ağlayacağımız üç Türk kızı.
Onlar bizim kızlarımız.
Onlar bizim kadınlarımız.
Onlara ağlarız biz.
Halimize ağlarız biz.
Çaresizliğimize ağlarız biz.
…
Sizinkiler mi…
O üçlüden bahsetmeyeceğim.
Zaten kadın demeye dilim varmıyor.
PKK'lı üç kancık için ağlayanlardan ve
ağlayacaklardan değilim.
(Bir sosyal paylaşım sitesinden alıntı)