BİRAZ NOSTALJİ-MÜPTEDİ ŞİİRLER
Erzincan vilayetimizdeki soysuzca vahşeti lanetliyorum. Rahmetli olan ve sonsuzluğa uçan şehit Mehmetçiklere yüce Allah’tan rahmet diliyor, muhterem yakınlarına da acı yüklü yüreğimle başsağlığı diliyorum. Mükerreren İDAMSIZ DEVLETİN devlet olamayacağını keskin olarak ifade ediyorum. ‘’sizin için kısasa kısasta hayır vardır.’’ Kur’an. Zira bile isteye yetim hakkını çalan, beyt’ül malı soyan, metazori olarak bir masumun ırzına geçen, suçsuz bir insanı katleden, bir sabiye alçakça tecavüz edip sonra katleden, bir milletin ve devletin yok olması adına düşmanla teşrik-i mesai yapan ne ile tecziye edilebilir ve bu suçlar sonsuza kadar nasıl sonlandırılır? Suç işle gir cezaevine beslen halk emeğiyle sonra çık tafra yap korku yay egemenlik kur kendini adamdan say. Böyle devlet, böyle mahkeme olmaz ey insanlar. Akıl var izan var. Bu ne garabet. Bir suça öyle bir ceza vereceksin ki suçu işleyen pislik anasından doğduğuna bin pişman olacak. Toplumda huzur bulacak. Herkes devlet ananın kucağında güven içinde yaşayacak. Hayattan tad alacak. Yoksa her türlü pislik, rezillik, sefalet, korku, zulüm vs. topluma hâkim olur. Devleti, mahkemeyi takan olmaz. Artık kurumların başında bulunanlar görevlerinin gereğini yapmalıdırlar. Oraya deri koltuklara yapışıp keyif sürmek ve rant elde etmek için gelmediler herhalde. Birazcık insaf. Eğer şerefiniz, onurunuz, haysiyetiniz, vicdanınız, şefkatiniz, merhametiniz varsa lütfen gereğini, insanlık düşmanlarına zerre acıma duygusuna kapılmadan yapınız. Yoksa o yerleri terkeyleyiniz Allah aşkına.
Sevgili dostlar bugün sizlerle muhtelif düşüncelerimin birer izdüşümü olan müptedi şiirlerimi paylaşacağım âcizane. Her düşünsel döneme ait birer ikişer şiirimi paylaşacağım inşaallah. Diğerlerini inşaallah çıkaracağım şiir kitabımdan okuyabilirsiniz. Haberdar ederim inşallah her birinizi, hepinizi sevgili insan kardeşlerim. Yüreğinize iltica ediyorum, öyle masum, öyle onurlu.
Avare dolaşmalar, havai konuşmalar
Hakikat neydi? Neydi bizim işimiz?
Yolculuk nereyeydi? Nedir bu koşuşmalar?
Niçin böyle istical edişiniz?
Nereye serseri kurşun gibi gidişiniz?
Cevap ver ey dünya, cevap verin insanlar!
Neydi gizli olan şey? Hakikat neydi?
Görünmeden inanılan nasıl bir şeydi?
İşte çözümsüz bilmecenin cevabı o kimsedeydi.
Bilmeceyi çözmeden yaşamak beyhudeydi.
Galiba bizi yaşatan da cevabın hasretiydi.
Ateist ruh halinin ürünüdür.
***********************
Sessiz ve boğuk bir geceydi
Rüzgâr bir hayvan gibi uluyor
Gökyüzü bir çocuk gibi ağlıyordu
Fakat hayat garip bir bilmeceydi
Yaşamak ağrısı yüreğimi dağlıyordu
Çözemedim bir türlü çözemedim gitti
Hayat denen bilmeceyi
Kimseler içinde kimsesizlik canıma tak etti
Ay doğdu berrak kıldı geceyi
Kurudu ağzım, sustu yüreğim
Söyletmedi son heceyi
Ateist ruh halinin ürünüdür.
***********************
Bilmiyorum nasıl ve ne zaman başlamış yaratılış?
Ve vehleten vücut bulmuş kâinat.
Benden buldum ben beni bu âlemde
Bütün çelişkilere inat.
İnsandan ve hayvandan kalabalıklar içinde.
Ve denizler karalar
Dahası var
Canlı cansız varlıklar
Yalnızım yapayalnız
Dertli her dem kederli
Bambaşka bir âlemdeyim sanki
Bitmeyen sürgünün mahkûmuyum
Çok uzaklarda kalmış
Kaybolan yurdumu arıyorum
Yurdumu bilenler varmış
Her gelene soruyorum
Ve ben bulmaya çalışırken kaybettiklerimi
Dokundu omzuma yabancı bir el
Bilmediğim görmediğim tanımadığım
Seslendi ve dedi gel
Kayıplarımdan daha değerli
Kazançlarım olacağını söyledi
Ama neydi?
Ateist ruh halinin ürünü
**************************
Bir serçe gagasında yem götürürken yavrusuna ne düşünür?
Anne ne düşünür emzirirken biçare bebeğini?
Ve baba bir şeyler beklerken yiğidinden, ne düşünür?
Bakarken gökyüzüne öyle masum, ne düşünür çocuk?
Ve bizler ne düşünür, düşleriz?
Bakarken sevgilinin yumuk gözlerine.
Çıkarsız sevebilir miyiz bir çocuğu?
Kucaklayabilir miyiz, çetin bir vuruşmada yoldaşımızı?
Bir çiçeği özgürce koklayabilir
Ve öpebilir miyiz yârin yanağından umarsızca?
Bölüşebilir miyiz bir dilim ekmeği kardeşimizle?
Paylaşabilir miyiz doğan günü?
Her şeyden öte bir şey var ki;
Yumruklar havada
İnatla ve özgürce yaşayabilir miyiz doğan her günü?
Komünist ruh halinin ürünü
***********************
Güzel ve yüksek şeyler düşlesek
Özlem duysak aydınlığa
Yaksak bütün ışıkları
Aydınlatsak yarın ki kuşakları
Sevsek… Hep sevsek… Herkesi
Düşsel bir dünya kursak
Kurduğumuz hayalleri hayra yorsak
Ve halkları kardeşçe sarsak
Sevgilimizi sımsıkı kucaklayıp
Karanlığı yasaklasak
Yıkıp çekiçlerle örslerle duvarları
Küle döndürsek betonları
Uzatsak ellerimizi bize uzak olanlara
İleriden geride kalanlara
Su versek
Işık olsak
Yaşamı solusak
Sevgisizliğin ve esaretin girdabında solanlara.
Komünist ruh halinin ürünü
***********************
SEN
Rüzgâr gibiydin
Selanik’ten esip
Ülkemde kasırga oldun
Güneş gibiydin
Selanik’ten doğup
Ülkemi aydınlığa boğdun
Masmavi gözlerin vardı
Ulusuma ışık saçan
Berrak bir zihnin vardı
Ufuklara yelken açan
Aydınlık düşlerin vardı
Sonsuzlukta uçan
Tükenmez bir sevgin vardı
Bir nehir gibi akan
Asil bir zekân vardı
En kompleks sorunlara çözüm bulan
Ulusuma önder oldun
Dört bir yana haber saldın
Dönüşü olmayan kararlar aldın
Bağımsızlıkta karar kıldın
Sen rahat uyu başöğretmenim
Emanetin emin ellerde
İsmin dillerde, sevgin gönüllerde
Devrimlerin yaşayacak
Cumhuriyetin korunacak
Dimağı bilimle aydınlanmış
Yürekli devrimci nesillerde
Kemalist ruh halinin ürünü
***********************
AĞLAMA
Dünya doğrulara dardı
Her yerde ihanet vardı
Türk-İslam en kutlu yardı
Ağlama sen gül bebeğim
Hiç yaşamadılar baharı yazı
Yüreklerde kaldı bir derin sızı
Neredeler şimdi? İmamoğlu, Önkuzu
Ağlama sen gül bebeğim.
Omuz omzaydılar hep kol kola
Bizim için çıkmışlardı Ülkü adlı yola
Hicran yakışmazdı sadık bir kula
Ağlama sen gül bebeğim.
Düşün hele Gün Sazakları
Yâd et bozokları
Onlar davamızın yüz akları
Ağlama sen gül bebeğim.
Neredeler şimdi? Gün Sazaklar
Şehit etti onları kahpe tuzaklar
Çok uzaklar bize bozoklar
Ağlama sen gül bebeğim
Hepside birbirine ekliydi
Hepside çatal yürekliydi
Asıl, asıl şimdi gerekliydi
Ağlama sen gül bebeğim
Korkma bir gün sular durulacak
Derin yaralar sarılacak
İnan Milli Devlet kurulacak
Ağlama sen gül bebeğim.
Milliyetçi ruh halinin ürünü
***********************
Delik deşik bir hayatı yaşıyoruz
Kaybetmişiz manayı
Yozlaşmış duyguların
Sahte sevgilerin
Gündelik aşkların
Esiri olmuşuz
Ölümsüzlük sevdasına kapılıp
Çılgınca bağlanmışız dünyaya
Kaçmışız hep kendimizden
Dalmışız zevklerine
Muvakkat hayatın
Muhakkak olandan bihaber
Gün gelmiş
Zaman durmuş
Kurbanı olmuşuz kara bahtın
Tekerleği dönmez olmuş tarihin
Yaşadığımızı sanmışız
Ve lakin aldanmışız
Bir kez olsun dönüpte bakmamışız
Mazi aynasına.
Nedamet duyan ruh halinin ürünü
****************************
Göçeceğiz bir gün hepimiz
Zira göçmek için geldik biz
Hep kalmak isteriz, evet
Lakin gerçekleşecek reddi imkânsız davet
Göç davulları çaldığında nihayet
Kaçamayız, karar; kesin ve net
Demiyor mu; Kitab-ı Kerim de ayet
''İnna lillahi ve inna ileyhi raciun''
İslami yöneliş kıvılcımlarının ruhumu sardığı durumun ürünü
********************************************
İNADINA YAŞAMAK
Bombalar yağarken masumların üzerine yağmur gibi
Kıpkızıl bir renge boyanıyor toprak
En mesut düşleri bırakırken
Yavrusunun gözlerine anne
Berrak bir nura gark oluyor insanlık
Yaşamı bitenlere inat
Kadın oğul kız kısrak
Olan bitenden bihaber
Hakikatlere inat
Yalanlar savruluyor köşelerde
Kahpeler boğuluyor şişelerde
Gölgeler dolaşıyor sokaklarda
Ciğersiz ve beyinsiz
Korkunç kâbuslar yaşıyor Anadolu
Özgür düşlere hasret insanoğlu
Karanlık zamanlara inat
Her yerde kan ve barut kokusu
Bozulurken tabiatın dokusu
Her gün yenileniyor hayat
Solan baharlara inat
Yakıyor hayatı Karun’un köpekleri
Kutlu bir cihada hazırlanıyor Allah’ın askerleri
Dünyayı saran zulümlere inat.
İslamcı ruh halinin ürünü.
************************
GİDELİM
Gel gidelim sevdiğim
Gökyüzüne bakarak
Yüce dağları aşarak
Çılgınca yaşayarak
Gel gidelim sevdiğim
Sevdamızı taşıyamaz bu topraklar
Yüreğimiz kaldırmaz bu acıları
Artık bütün yönelişlerden azadeliğe doğru uçuş, bir nevi kaçış
**************************************************
Yanı başımızda masmavi gökyüzü,
Altımızda engin bir deniz.
Ve biz
Avcı uçakları gibiyiz.
Sonsuzluğa uçuyoruz
Derin ve sessiz.
İnsanlığa ışık saçıyoruz
Sebepsiz
Çok uzaklardan.
Bu dünyadan
Ve bu hayattan
Olabildiğince uzaklara kaçıyoruz.
Yine bütün sahteliklerden kaçış ürünü
*********************************
Dalıp dalıp giderim arada bir
Çok uzaklara
Kaybolan hayallere
Yiten umutlara
Hüzün çöker üstüme
Bu ölü şehirde
Derin acılara boğar hayat
Çaresizlik en beter ölüm
Aldatılışın derin acısının duyumsanması.
*********************************
BEN
Düşlerim uzaklarda
Umutlarım zamanın avuçlarında
Sevdalarım beyaz gülüşlerde gizli
Muamma yüklü bir hayatın yolcusuyum BEN.
İhanetlerin kıskacında azatlı bir köleyim
Berrak fikirlerim beynimde tutsak
Aşkımsa yüreğimde kelepçeli
Tehlikeli oyunların sergüzeştiyim BEN.
Bizdendir diyerek anlarlar BEN’i
Bir zümreye mahsussa neyleyim bu teni
Yekpare bir kafile sararsa son demde kefeni
Bilin ki; insanlığın davacısı, hürriyetin ve adaletin kavgacısıyım BEN.
Kendimi net ifade edebildiğim şiirim. Artık bütün sahteliklerden arınıp, tarafgirliğe veda edip yekpare insanlığı kuşattığım ruh halinin ürünü.
***************************************************************
DEVRİM GÜNEŞİ
Ey bu dünyanın insanları
Kulak verin gerçeğin çağrısına
Yüce devrim güneşi doğacak
Ezilen halkları aydınlığa boğacak
Özlemle beklenen o gün gelecek
Sermaye ebediyen devrilecek
Ruy-i zeminin mukaddes topraklarında
Barış gülleri derilecek
Bileklerimize vurulan prangalar
Boynumuzu kuşatan zincirler kırılacak
Karşımıza kurulan barikatlar
Emekçinin sarsılmaz direnişiyle yarılacak
Ambarlar emeğin üretimiyle dolacak
Mustazaflar zengin ve özgür olacak
Karanlık bir ömür devrimle sonlanacak
Bunu gören halkalar direnişle canlanacak
Zihinlerimiz işgalden kurtulacak
Tefrikalar son bulup kardeşlik canlanacak
Mustazaflar kopmaz bağlarla bağlanacak
Onulmaz yaralar devrim ateşiyle dağlanacak
Milletimiz müreffeh, devletimiz kudretli olacak
Zenginlikler eşit olarak paylanacak
Olanaklar herkese sonsuz sağlanacak
Bunu gören şerefsiz komprador burjuvazi kahrolacak
O günü göremeyebiliriz belki biz
Yine de bu yolda onurluca dövüşmeliyiz hepimiz
Çünkü bize yaşamı bağışlayacak
Bu yolda direnişi taçlandıran mukaddes kinimiz
Devrimci duyguların ürünü. Gerçek devrimci ruhun tezahürü.
**************************************************