“aynı kaderi paylaştığımız asker eşlerine”
yaşanmayan mevsimlerle geçti yıllar
hasrete sürgün
gün değmedi ömrümüze çoğu zaman
kolunu tuttuğumuz her kapı gece
kan, barut ve yarayla kardeş
ateş günlerinden geçtik durmadan
göç ettik / göçmen olduk
ayrılığı gizlerken yüzümüz
mezar sessizliğindeydi içimiz
güneş dolmayan gün
ay’sız geceydi suda
renk
sonsuz sanki her gidiş
sonsuzdu beklemek...
bir kuş sürüsünün ardında kalan
iki yavru kuştuk / uçamayan
günü soyunup geceyi giyindik
durmadan
dumanlıydı yanan ateş
kaplardı önümüzü sisi
gölgeler yürür önümüzde şüpheli
kapalı kutunun bilinmeyeniydi bir sokak ötesi
yol belki de ölüm !
ayna gibi göstermezdi geleceği gün
tıkar önünü tehlikeli dönemeç
gidemezsin / dönemezsin
her şey yarım yamalak
ağzımızda / hep bakır alaşımı bir tat
zaman durmaz
akar gider yıllar
köhnemiş yaşlarımızın küstüğü yarınlar
hüzünle sevinç nasıl tamlanır ?
elde var hep unutmakla / azalmak
Adamım ne kadar az yaşadık
bu ömrü seninle biz...
Hâdiye Kaptan
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.