GÖNLÜMÜN CUMHURBAŞKANI

Özgür DENİZ - 13.08.2008

Mevhumda da mündemiç olduğu üzere cumhurun başkanı olmalıdır. Somurtkan değil mütebessim olmalıdır. Gülünce yüzünde güller açmalıdır. Halkın gönlünde yer edinmiş olmalıdır. Tam bir halk adamı olmalıdır, sermayenin emir kulu değil. Derin odakların ve yabancı ellerin maşası değil. Kitapseverliği, kitaba meftunluğu alamet-i farikası olmalıdır. Muhakkak kitabi ahlakla mücehhez olmalıdır. Sevgi ve muhabbetle örülmüş bir dünyası olmalıdır. Milli bilinci ve sezgisi ileri düzeyde olmalıdır. Toplumun kökleşmiş değerlerine muhalefet etmemelidir. Toplumun ortak aklının mümessili olmalıdır. Kara-Kızıl-Yeşil ayrım yapmadan, aşağılık, vahşi, ilkel ve adi kapitalizmin her nevine amansız düşman olmalı, toplumun bağrından sökülüp atılması için kesintisiz mücadele etmelidir. Paylaşımcı olmalı, mülkiyetin toplumun ortak malı olduğuna inanmış olmalıdır. Genç beyinlerin ve aydınlanmacı bireyin felaketi olan YÖK’ü YOK etmelidir.

 

Adalet-hürriyet-müsavat-uhuvvet temelli bir sistem dizayn edecek potansiyele ve fikri birikime malik olmalıdır. Emek-özgürlük ve vatan-bağımsızlık kavgalarını birleştirebilecek ve bunu özgür kafalara kabul ettirebilecek cesarete ve ikna kabiliyetine sahip olmalıdır. Buradaki muvazeneyi çok iyi ayarlamalıdır. Emeğin saygınlığını korumalıdır. Sömürüye asla geçit vermemelidir. Dış politikada tavizsiz ve pervasız olmalıdır. Hoşgörü ve diyalog safsatalarıyla beyni uyuşmuş ve uyuzlaşmış olmamalıdır. Batı ile hesaplaşmayı göze alabilecek kadar pervasız olabilmeli, batı ihanetini sonlandırmalı ve batılılaşma defterini dürmelidir. Milli bir çizgide siyaset etmelidir.

 

Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşam kavgası veren bütün insanların tek can ve tek fikir olarak kenetlenmelerini sağlayabilecek kapasite ve kudrette olmalıdır. Atatürk-Vatan-Din tüccarlığı yapmamalı, yapanlara prim vermemeli, bilakis bütün toplumu kucaklayan ve tüm bireylerin tek tek haklarını garanti altına alan Yeni Anayasa nın mimarı olabilmelidir. Bütün beşeriyeti kucaklayan, kapsayan, kuşatan büyük ve ulvi ülkülerin savunucusu, yaşayıcısı, taşıyıcısı ve kavgacısı olmalıdır. Yapıcı, kuşatıcı ve kucaklayıcı retorikler üretmelidir. Hukuka inancı olmalı, haksız uygulamalara meydan vermemeli, yalana itibar etmemeli, kamu malını gasp ettirmemelidir. Halkla iç içe ama halkın bir adım önünde olmalıdır. Tefrikaya -ayrımcılığa- kesinlikle fırsat tanımamalıdır.

 

Tarihine ve toplumsal değerlerine ve teamüllerine zıt görüş serdetmemeli, maddi ve manevi dinamiklerine küfredecek derekeye düşmemelidir. Asla önyargılı olmamalı, vehimler üzerinden fikir üretecek sığlığa düşmemelidir. Devletlerin temel düşüncesi bağımsızlıktır. Her devlet kudretli olmak ister ve bunu erek edinir, bu istikamette siyaset yapmalıdır. Devletini, ülkesini, milletini ve değerlerini baş tacı etmelidir. Kitaplı bir medeniyetin çocuğu olduğunu kesinlikle sarf-ı nazar etmemelidir. Kimlik, kişilik ve şahsiyet sahibi olmalıdır. Fikri ve ideali olmalıdır. Hassas bir vicdan sahibi olmalıdır. Tefrikacı değil ittifakçı olmalıdır. Teşkilata ve orduya önderlik edebilecek çapta olmalıdır.

 

Ne için ve kim için çalıştığının idrakinde olmalıdır. Sosyal adalet sağlayacak, paylaşımı egemen kılacak, mutlaklaştırılan özel mülkiyete nihayet verecek ve zenginliklerden ortak istifadeyi hâkim kılacak fikri birikime, ikna yetisine, us gücüne ve cesarete malik olmalıdır.

 

MESELA, MİLLETVEKİLİ SAYISINI KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE 100 E DÜŞÜRECEK VE MAAŞLARINI DA MAKSİMUM 3 YTL OLACAK ŞEKİLDE AYARLAYACAK PROJEYE SAHİP OLMALI VE BUNU HAYATA GEÇİREBİLMELİDİR. VE ‘’kıyak emeklilik’’ GİBİ SOYSUZCA, KANI BOZUKÇA, AŞAĞILIK, İLKEL VE SEFİL İCRAATIN ACİLEN YOK EDİLMESİNİ SAĞLAMALIDIR. Herkes namusluca, insanlık ilkeleri ekseninde hizmet için o makama gelmelidir, bilakis defolup gitmeli ve yerini adam olana bırakmalıdır. Zira o makamlar yetim hakkını gaspetme yeri değildir. BÖYLECE DEVASA BİR SÖMÜRÜ ÇARKINI KIRARAK BÜYÜK BİR MİLLİ SOYGUNU DA ÖNLEMİŞ OLACAKTIR. BU GERÇEKLEŞMEDİĞİ TAKDİRDE BU TOPLUM EZİLMEKTEN ASLA KURTULAMAYACAKTIR. TABİ BUNUNLA BİRLİKTE BÜTÜN ÇALIŞANLARIN ÜCRETİNİ DENGELEYECEK BİR SOSYAL PAKETİ HAZIRLAYIP UYGULAYACAK YETENEĞE DE SAHİP OLMALIDIR. YANİ BU MEVZULARI BİZ DEĞİL YÖNETENLER ÇÖZECEKTİR VE ÇÖZMEK ZORUNDADIR. SOSYAL ADALETİ İKAMET ETMELİDİRLER YOKSA BEDELİNİN AĞIR OLACAĞINI BİLİRLER.

 

Hem barışçı hem de direnişçi bir kişiliği olmalı ve bu hususta dengeyi iyi ayarlamalıdır. Bu ülkenin ve milletin temellerini zedeleyecek bir yapılanma teşekkülüne tevessül eden ve emperyalizmin yedeğinde biteviye palazlanan, özgür kafaları tehdit eden, mukaddes emeği masallarla ipotek eden, dini uyuzlaştıran, batılla örten, milli bilinci ve sezgiyi katleden amerikancı cemaat yapılanmasını, ılımlı İslam modeli teorisyenlerini, toplumsal desteği de temin ederek, ortak irade ile izale edecek kadar kahraman olmalıdır. Aklı sakatlayan ve donduran, özgür düşünceyi rafa kaldıran, kapitalist zihniyeti dinle boyayarak sistemleştiren, makyavelist mantaliteyi terviç eden, pragmatist bir gençlik ortaya çıkaran, ağabeycilik ve ablacılık gibi sefil bir zihniyetle beyinlere ipotek koyarak kişiyi aptal ve şapşal bir robota döndüren, aydınlanmacı bireyin felaketini ve sefaletini tevlit eden bu yapılanmayı halkın da müzaheretiyle ebediyen tarihe gömmelidir.

 

Evet, bütün Türkiye böyle bir başkana hasret, adeta susamış, buna bütün kalbimle ve keskin bir inançla inanıyorum. Böyle bir başkan, yüce devletimizi ve aziz milletimizi ve mukaddes değerlerimizi dünya platformuna taşıyarak, uluslar arası arenada söz sahibi olmamızı sağlayacak, hak ettiğimiz yeri bize sunacak, yeryüzünde mütemadiyen akan kanın durmasında müessir rol oynayacak, tefrikayı itlaf edip ittifakı realize edecek ve son tahlilde; Tam Bağımsız Türkiye’nin banisi olacaktır. Tabi, bizlerde millet olarak ve milletin birer ferdi olarak bu ulvi güzelliğe seza olmalıyız. Bilin ki: bizi yönetenler bizim aynamızdır, onlara bakarsak kendimizi görürüz, nasıl görünmek istiyorsak öyle olalım. Unutmayın: ‘’nasılsanız, öyle yönetilirsiniz’’ diyor yüce ve ekmel Kur’an. Öyleyse, çok okuyun çok çalışın. Selam sana yüreğimin derinliklerinden sevgili ülkemin soylu halkı...

 

ÇOK ÖNEMLİ NOT: ‘’ ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak ve evleri çapul edilerek, karıları kirletilecek.’’ Şu anda yeryüzünde akan kanların, katledilen canların, yağmalanan malların en güçlü müsebbibi, muharriki değil mi bu sözler dostlar? Bu cümlelerin gereği ayniyle ümmet üzerinde icra edilmiyor mu? Bu cümleler şu anda, Telaviv’de, Vatikan’da, Newyork’ta, Sinagog ve Kiliseler’de okunan Muharref Tevrat’ın İşaya 13/15–16 bölümünden iktibastır.

 

Evet, bütün milletimiz kimlere hoşgörü gösterdiğini, kimlerle sahte diyalog yaptığını, nasıl feci şekilde uyutulup aldatıldığını, hangi argümanlarla ne şekilde kandırıldığını, kim için ve ne için çalıştığını artık iyice görmelidir ve gereğini muhakkak yapmalıdır. Nice zahmetlerle kazandığınız mukaddes emeğinizin hangi amaçlarla nerelerde kullanıldığını sorgulamayacak mısınız hala ey insanlar? Bu hoşgörü ve diyalog oyununun Müslüman-Türk dünyasının birlik ve beraberliğini baltalamak için kurgulanmış bir senaryo olduğunu ve tehlikeli bir şeytan üçgeniyle karşı karşıya olduğunuzu, dininiz ve vatanınız emperyalizmin kıskacına alınıp payimal edildiğinde mi idrak edecek, uyanacaksınız? Hiç akletmiyor musunuz? Eğer aklederseniz, ne tehlikeler barındırdığını görürsünüz bünyesinde bu netameli ve vahim ve küresel ve devasa oyunların. Allah aşkına uyanık olun.’’ Şeytan sizi Allah’la aldatmasın.’’

 

ÇOK ÖNEMLİ NOT: yapılan seçimlerden sonra sonuçları hazmedemeyip suçu kendinde aramak yerine halkı mantıksızlıkla, geri zekâlılıkla, cahillikle, aptallıkla vs aşağılayıcı ifadelerle suçlayan sefil beyinli dar kafalı pislik burjuvazinin ve kumarbaz siyasetçinin bu yaptığını asla unutma ey halkım! Ve asla affetme ey halkım! Her dönemde öyle bir Osmanlı Şamarı çarp ki bu geri zekâlılara nerede ve kimin arasında yaşadıklarını asla unutamasınlar. Onlara oy verince iyi vermeyince kötü. Bu ne geri zekâlılıktır bre sefil beyinli küstahlar. Bu halk daima olacağına göre, partiler daima olacağına göre, çoğulcu seçim daima olacağına göre, oy bu halktan isteneceğine göre sizlere adam olmak düşüyor. İğrenç olmayacaksınız, halkı göbeğini kaşıyanlar olarak haysiyetsizce ve küstahça aşağıla-ma-yacaksınız.

 

Mine denilen Türklükle İslam’la bağlantısı olmayan kadın gibi bu milletten iğrenmeyeceksiniz. Emin gibi Bekir gibi ve Ertuğrul gibi bu halkı aşağılamayacaksınız. Umur Talu gibi, Emre Aköz gibi, Ahmet Altan gibi, Engin Ardıç gibi, Perihan Mağden gibi, İbrahim Karagül gibi, Abdurrahman Dilipak gibi, Gülay Göktürk gibi, Lütfü oflaz gibi, Nuray mert gibi bu halka ve tercihine saygı duyacaksınız ve değişimden saltanatımız sarsılıyor diye korkup, ürkmeyeceksiniz. ((bu değerlendirmem olumladığım kişileri sonuna kadar destekliyorum anlamına gelmesin, tercihlere saygı duymalarını onurluca buluyorum. Zira bir insan yok ederek değil insanca dövüşerek mücadele eder. Fikrin kadarsındır.))

 

Adam olun, halka verdiğiniz sözü tutun, halkın malını yağmalamayın ve yağmalatmayın, halkın değerlerine küfretmeyin, halkı aşağılamayın, vatan haini olmayın, halka zulmetmeyin, gencecik vatan çocuklarının haklarını gasbetmeyin, hürriyetleri kısıtlamayın, o zaman görün bakalım halk sizi yalnız koyuyor mu? Sizi oyundan mahrum bırakıyor mu? Ama bunları yapmadığınız takdirde daha çok bu soylu Türk toplumunu aşağılayacak kadar iğrençleşirsiniz. Ve ayrıca yüce Türk devletinin meclisinin kararlarına adam gibi saygı duyacaksınız. Herkesin seçme ve seçilme hakına saygı duyacaksınız. Bu milletin kutsal oyuyla seçilmiş her insanın istediği mevkiye gelme hakkına saygı duyacaksınız. Tıpkı milliyetçi siyasetin mümessili Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi: millet iradesine saygı duymalıdır. Millet kararını vermiştir ve gereği yapılmalıdır ve yapılacaktır. Aksi millete ihanet olacaktır.

 

Yani kardeşim siyaset bir üretim mekanizmasıdır. Tüketim ve yok etme değil. Siz siyasete soyunuyorsunuz ama bir şey üretmiyorsunuz üretene darbe vuruyorsunuz ve muayyen makamlarda ki ellerinizle beğenmediğiniz insanları yok etmeye çalışıyorsunuz. Hiç kusura bakmayın bu sefilliktir, zavallılıktır, basitliktir, sığlıktır. İnsanların yaşama sevincini ve yaşamdan aldığı zevkleri zehirlemektir. O zaman terk et bu kulvarı. Burası plan ve proje yeri. Varsa bu ülkeye, bu topluma, bu devlete ve insanlığa dair yüksek projelerin buyur meydana yoksa çık dışarı bırak beyni çalışanlara meydanı. Yani yapamayacağın işin başına çömelme. Akıl var mantık var ya. Bırak insanlar özgürce yaşasın. Sen sosyal politikalar üret. Özgürlüğü çoğalt. Adaletli bir sistem oluştur. Korkma halk sana gelecektir. İlla ki değer düşmanlığı yapacaksın diye bir kural mı var? Bugün Din, Vatan ve Atatürk’ten nemalanmaktan başka ne yapıyorsunuz. Kimi dinden oy alıyor, kimi vatandan, kimi de Atatürk’ten. Kimse bir şey üretmiyor. Olan da bize oluyor. Yani topluma ve evlatlarına.

 

Birisi din düşmanlığı yaparak din eksenli siyasetçiye oy kazandırıyor. Birisi birilerini vatan düşmanı ilan edip oy kapıyor. Birileri birilerini Atatürk düşmanı ilan edip parsayı topluyor. Tabi zavallı milletimizde okuyup gerçekleri görmeyince bu kumarbazlara aldanıyor ve veriyor oyunu. Ah halk bi görse oynanan oyunları ve hepinizin yüzüne yağmur gibi boşaltsa tükürüğünü. Gerçi edep ve hayâ var mı o da meçhul. Bu duygulardan behreniz olmayınca tükürükte fayda etmez size. Yazık ya biraz insanlaşsanız. Biraz vicdanlı olsanız. İçinizdeki kompradoru öldürseniz. Yani çok mu kötü yaparsınız? Bir gün ölüp gideceksiniz. Hak yemek zulmetmek çok mu akıllıca ve iyi bir şey? Ayıp ayıp beyler.

 

Yüce devletime ve aziz milletime saygılarımla.

 

 

ÂCİZANE UYARILAR:

 

1. AKP, mevkisini bu milletin verdiği oyları çıkara dönüştürmek için istimal eden malum şâhısı, olayın aslı varsa, mutlaka kadrosundan tard etmelidir ve bidaha bu gibi iğrenç davranışlara prim vermemelidir. Zira gönüllerin fethi dünyanın en zor işidir. Sizler oraya bu vatan çocuklarının alın terini gasp etmek için değil bu vatan çocuklarının hayat seviyesini yükseltmek ve insanca yaşama koşullarını sağlamak için geldiniz. Devleti bağımsız kılmak, vatanın terakkisini sağlamak, milletin gönencini tamam etmek için geldiniz beyler. Birazcık vicdan lütfen. Allah’tan korkun.

 

2. MHP artık siyasette revizyona gitmelidir. Artık öz eleştiriye yol açmalıdır. Yanlışlıklar görülmelidir. Kitaplı bir gençlik yetiştirilmelidir. Gençler şiddetten uzaklaştırılmalıdır. Din konusunda samimi ve tutarlı olmalıdır. Bu benim indi mülahazalarım değil beyler yanlış anlaşılmasın bu halkın genel görüşü. Sizler bunu görmüyor olabilirsiniz ama bir şey görülmüyor diye gerçek değildir diye de bir şeyde yok maalesef. Bilgili bir kitle olmalı tabi gerektiğinde güçte ortaya konmalıdır. Güç kendi halkına karşı değil, bu halkın, bu vatanın, bu dinin düşmanlarına karşı kullanılır. Din düşmanlarının yanında yer alınmamalıdır. Yani ikisi orantılı olmalıdır. Bilgi ve güç. Biteviye vatan demekle, hakikati ifade edenleri sol fraksiyonun yaptığı gibi döneklikle itham etmekle bu işler olmuyor artık. Bunları yapacaksın halk seni tokatlayacak sonrada vatan elden gidiyor diyeceksin. Olmaz beyim olmaz. Madem öyle, hizmet edecek, halkın gönlüne girecek ve vatan hainlerine fırsat vermeyeceksin. Hem vatan hem din hem adalet diyeceksin. Söylemlerini eylemlerinle muhakkak destekleyeceksin. Adalet ve özgürlük retoriği üretemezsen yüreklere giremezsin. Sonrada toplumu itham edemezsin. Halkın tercihine saygı duyacaksın. Bir ara Kurultay Gazetesinde Talat Ülker üstat şöyle yazmıştı: ‘’lider-doktrin-teşkilat dedik, kol kırılır yen içinde kalır dedik, eleştiriye ve şeffaflığa kapıyı kapattık, Nurettin Topçuları, Abdürrahim Karakoçları döneklikle itham ettik, peki ne oldu, nereye geldik bu yolla?’’ evet yanlış mı? Asla. Yani gerçekleri görmezden gelerek ilerlenmiyor beyler. Gerçekleri göreceksin ve sorunu çözeceksin. Yoksa yoksun. Doğrusu siyaset böyle bişey. Yani bilgide tükenip muayyen güçlere dayanarak siyaset yapmak bir yere kadar. Malum kliğin sonunu görüyorsunuz. Ayrıca bu millet askerine canını feda eder ama askere dayanarak siyaset yapılmasını asla hoş görmez. Yani bir güce değil kafanıza ve hizmetinize güveneceksiniz beyler. Yoksa bu kulvara girmeyeceksiniz. MHP gençlik örgütlerinde ki lider konumundaki şahsiyetlerin bilgili olmasına azami dikkat göstermelidir. Hitabeti, ikna gücü çok iyi olmalıdır bu kişilerin. Bulunduğu merkezde ki çetecilerle işi olmamalıdır. Zira bunun acı sonucunu bizatihi müşahede ettik ve ediyoruz. Toplumun ulvi değerlerine ters düşecek bir yaşam içinde olmamalıdır bu kişiler. Kesinlikle tutarlı ve samimi olmalıdır. Toplumla kucaklaşmalıdır. Halka inmelidir. Aynı şekilde il ve ilçe teşkilatındaki yöneticilerde bu özelliklere haiz olmalıdır. Kabadayı vari davranışlara tevessül ederek menfaat elde etmeye çalışanlar tecziye edilerek tard edilmelidir. Daha çok söz var söylenecek ama yer yok. Tıpkı sol fraksiyona dair söylemlerim gibi bir de Ülkücü camiaya söylemlerim olsun istedim âcizane. Gereğini yapmak kendilerine kalmış. Çok zamandır içimde ukde olmuştu. Elhamdülillah rahatladım. AYNI mülahazalarım NECMETTİN ERBAKAN HOCA’NIN teşkilatı içinde geçerlidir. Yanlış anlaşılmak istemem. Ama bu toplum artık aldanmaktan bıktı galiba ve ciddi bir arayış içinde ama çözüm olacak olanı göremiyor. Bu yüzden hale şükrediyor ki gayet doğaldır.

 

Anlaşılmak ümidiyle sevgili ülkemin şerefli evlatları.

Yanlışım varsa söyleyin müzakere edelim.

İnsanlığın başkenti yüreğinize iltica ediyorum.

Vatan-din-ahlak-emek-bağımsızlık-adalet-özgürlük-tevhit

Tek yol: milli devrim.

 

Tarih: 13.08.2008 Okunma: 681

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?