Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Erdoğan, sızdırılan zabıtların Milliyet’te yayımlanmasına pek kızdı... “Batsın böyle gazetecilik” dedi.
Lâkin kendi seçtirdiği gazeteci milletvekili Şamil Tayyar aynı fikirde değil: “Sızdırma, gazeteciliğn babasıdır” dedi.
x x x
Bu hal bize şunları düşündürdü:
1. Demek senin partinin milletvekili de olsa, “gazeteci”nin bir “gazetecilik refleksi” var ve o her yerde kendini gösteriyor.
2. Şeffaf götürdüğünü iddia ettiğin “süreç”, gerçekten şeffaf hale gelince niçin kızıyorsun? Sizin anladığınız “şeffaflık” nasıl bişey?
3. Sızdırmayı-kızdırmayı biyana bırakın da içeriğe bakın! İçeriktekilere cevap verin...
4. Yahu, bu adam bir “deli”, bir “megaloman” onun söylediklerini ne ciddiye alacağım, diye cevap veremezsiniz! O vakit, adama sorarlar; madem “deli-megolaman”dı, niçin “süreç”i onunla “yürütüyor”dunuz? Çözüm için neden ondan medet umdunuz? Tutanaklar yayınlanıncaya kadar neden ona bir “Mandela”, bir “aziz” payesi verdiniz?
x x x
MERTLİK
AKP genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Tutanakları sızdıran kimse çıkıp mertçe açıklasın” demiş!
Terör örgütü elebaşısıyla görüştüğünüzü “mertçe” açıkladığınız gibi mi?
x x x
SÜRE-Ç
Hiçbir komplo süreci etkilemez, “süreç kesilmez” diyorlar...
Bizce de kesilmez! Sonsuza kadar...
x x x
AMERİKA’DAN SURİYE’YE ‘İLK YARDIM’
Amerika, kendilerine “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)” adını veren isyancılara “ilk defa” yardım edecekmiş!
Halbuki, bu isyancılar 2 senedir devlet güçleriyle çatışıyor. Her gün yüzden fazla ölüm, sayısız yaralanma meydana geliyor.
Allah Allah!
Bunlar büyük bir devletin “yardım”ı olmadan nasıl bu zamana kadar savaştı?
Ülkenin “yarıdan fazlasını” nasıl ele geçirdiler?
Demek Amerika’nın, şimdiye kadar Suriye’ye hiç dahli olmadı!
Aslında, yine de fazla bir dahli olmayacakmış... Dışişleri Bakanı Kerry’ye göre; “yardım”, silah ve mühimmat dışı, onların tabiriyle “öldürücü olmayan” yardımları kapsayacakmış. Yani sağlık “ilk yardım”ı gibi bişey!
x x x
PEKİ, YA MÜLTECİLER!
Sadece Türkiye’ye sığınan mültecilerin sayısı 200 bini geçti... Toplamı bir milyona ulaştı.
Onlara Amerikan yardımı var mı?
Hayır, yokmuş!
Yüzbinlerce aile evlerini-barklarını terk etmiş, perişan olmuş, çocuklar eğitimden kalmış, sağlık-barınma-gıda problemleri var...
ABD, bu sorunlar konusunda kendisini hiç sorumlu bulmuyor...
Öyle ya, o mu terk edin evlerinizi dedi? O mu “isyan” çıkarttı?
Bunlara kim veya kimler sebep olduysa onlar çözsün diyor, zahir!
Hadi, çözün bakalım!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Akşam'dan
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin