Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Diktatör devrilecek, demokratik bir rejim kurulacaktı!
Bunu kim sağlayacaktı?
Suriye halkı!
Kimin desteğiyle?
Başta Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi “ileri demokratik” ülkelerin desteğiyle!
Gelmedi!
Gözlerimiz yollarda kaldı...
Gelmedi!
Gel gayrı, diyoruz...
Gelmedi!
“İsyan”lar çıktı, “isyancılar” silahlandırıldılar. Onlara “muhalefet” dedik...
Gelmedi!
“Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)” bile kuruldu... Ülkelerindeki “Esir (Esad diye de okunabilir) Suriye Ordusu”nu deviremediler ki...
Gelmedi!
ÖSO'yu, İsrail’den Amerika’ya dek, adıyla müsemma ne kadar “özgür” ülke varsa destekledi...
Gelmedi!
Bir milyon Suriyeli mülteci haline geldi, başta Türkiye çevre ülkelere sığındılar...
Gelmedi!
Bunların üstüne iki milyon kişi evsiz-barksız kaldı...
Gelmedi!
70 bin kişi öldü, on binlerce yaralı ve sakat var...
Gelmedi!
Ülke harap, şehirler, tarihî eserler yerle yeksan oldu...
Gelmedi!
Fransa, İngiltere gibi “geri demokrasi” ülkeleri, ÖSO’ya silah yardımı yapacaklarını açıkladı...
Gelmedi!
Muhalifler, İstanbul’da bir “Başbakan” seçti! Eh, “seçim”le bir başbakan geldiğine göre...
Artık, gelir, herhal!
Ne gelecekti?
Demokrasi!
Nereye?
Suriye’ye...
Başbakan seçtikleri gün, ajanslara, “İsyancıların Halep’te kimyasal silah kullandıkları ve 25 Suriye askerinin öldüğü” haberi düştü.
Demek demokrasi kimyasal silahlarla gelecek!
Gelir!
Akşama, sabaha!
x x x
KİM ALINIRSA ONA!
Kişisel ve kurumsal iradelerini gayrimillî unsurlara emanet ve tevdi edenlerin, milletten millî, adaletten adîl bir duruş beklemeleri ne asimetrik bir beklenti, ne çocukça bir hayâldir!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 07 Mart
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin