Bu dünyada herkese yer var.
Şu kanlı DHKP-C terör örgütü, “barışçı” PKK’dan ne istiyor?
PKK’nın, iktidarla tam anlaştığı, “ülkeyi terk edeceği”, “silah bırakacağı” “tarihî” öneme haiz günlerde, iktidar partisi AKP’ye niye saldırıyor?
Üstelik, “çözüm”ün miladı olacak “nevruz” arafesinde!
Bir “çözüm süreci” ki sonunda “barış” gelecek!
Terör bitecek, PKK bitecek, memleket huzura, sükûna kavuşacak!
Savaş baltaları toprağa gömülecek!
DHKP-Cliler, siz bu barış ikliminden yararlanmak istemiyor musunuz?
Hazır “barış çubukları” yakılmışken, siz de barışsanıza!
Mücadelenizi, bundan sonra “ovada”, yani siyaset alanında, hatta “Meclis”te sürdürsenize!
Diyelim, siz illa “terörist” olarak kalmak istiyorsunuz; o vakit bile bir saldırı yapmanız akıl işi değil... Çünkü PKK sahneden çekilince terör meydanı tek başınıza size kalacak! Yalnız kalmaktan mı korkuyorsunuz yoksa?
x x x
Bu THKP-C ne yapmaya çalışıyor?
Saldırıları çok tuhaf!
Hiç “akıl kârı” değil...
Bu eylemlerden ne kârları olabilir?
Gayet garip!
x x x
‘BALDIRAN’A MI ‘BAL’A MI ORTAK?
CHP’den istifa edip, bir süre bağımsız kaldıktan sonra, Salı günü AKP’ye geçen Adıyaman milletvekili Salih Fırat, törende yaptığı konuşmada “Baldıran zehirine ortak olmaya geldim” demiş!
Acaba!
Aynı gün (19 Mart), Mehmet Faraç’ın Aydınlık’ta yazdıklarını okuyalım:
“Fırat’ın Meclis’te bir buçuk yıl boyunca pek sesi sedası çıkmadı. Oysa onun hem BDP hem de AKP’lilerle ilişkidi olduğu kulislerde konuşuluyordu. Kimi kaynakların iddiasına göre, BDP ve AKP’li iki milletvekiliyle Kuzey Irak’ta özel hastane kurmak istiyordu”.
Yakında anlaşılır, Fırat’ın baldıran için mi bal için mi güzergâh değiştirdiği!
x x x
KAÇ YÜZLÜ?
“Değişmişsiniz, efendim.”
“Değiştiğimi biliyorum. Fakat sizin gözle gördüğünüz değişiklik nedir?”
“Şu bakımdan değişmişsiniz, efendim. Eskiden ne yaptığınızı bilirdiniz. Kendinizden emindiniz.”
Öteki söze karıştı:
“Evet, öyle. Artık bilmiyorsunuz, kendinizden emin değilsiniz. Eskiden tek adamdınız. Bir tek adama inanmak mümkündür. fakat şimdi birkaç adam olmuşsunuz. Birine inansak da ötekilerden korkmamız gerekir.”
John STEINBECK