Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bunun pek çok belirtisi var:
En önemlileri, Bakanların ve Başbakan’ın hem kendi kendileriyle, hem de kabine arkadaşlarıyla ters düşen açıklamaları...
Misâl; Adalet Bakanı, daha önce, “Gerekirse çekilme için yasal düzenleme yapılabilir” derken, dün (27/3), “Yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Suç varsa benim.” açıklaması yaptı.
Görüldüğü gibi, Bakan kendi söylemleri arasında çelişkiye düşmüş oldu.
Ayrıca, ilk beyanatı, Hükümet Sözcüsü Arınç’ın “Yasal düzenlemeyi düşünmüyoruz” açıklamalarına zıttı.
Arınç’ın açıklamaları ise, geçen hafta içinde “Süreç çok iyi gidiyor. Gerekirse çekilme için yasa çıkarılabilir” diyen, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın açıklamalarıyla çelişiyordu.
Bütün bu çelişkiler neden?
Çünkü iktidarın da aslında içi pek rahat değil.
x x x
DÖNÜM NOKTASI, MİLAT... VS.
Bilindiği gibi, “süreç”in en önemli dönüm ve düğüm noktası olarak “Nevruz” günü, “Nevruz” kutlaması gösterildi.
Nitekim de öyle oldu...
21 Mart günü Diyarbakır’da yaşananlar hem Apocuları, hem de iktidarı memnun etti.
Memnuniyetini ilân edenlerden birisi de Başbakan Erdoğan’dı...
Ve fakat aynı Erdoğan, Nevruz kutlaması hakkında, “Orada bayrağın olmaması provokatif bir harekettir” açıklaması da yaptı.
Ayrıca,”süreç”in hızlandığı son haftalarda Başbakan’ın vücut dili, çehresi, hatta “rahatsızlanması” gidişten pek de memnun olmadığını gösteriyor.
x x x
RAHATSIZLIĞIN SEBEBİ TAVİZLER
İktidar ısrarla diyor ki, “pazarlık söz konusu değil”, “Örgüte bir söz, bir vaat verilmiş değil”, “taviz vermiyoruz”!
Tabii bunlara kimse inanmıyor.
Apo’nun kendi kendine, bişey almadan “barış” adımları atmayacağını herkes biliyor.
Zaten, Milliyet’te yayımlanan “zabıtlar”da da neler verileceği açıkça anlatılıyor.
Erdoğan hayranı, Hasan Celal Güzel, daha henüz “örgüt”e hiç bir şey verilmediği halde, 21 Mart akşamı çıktığı TV8‘de, “Görüşmelerden Öcalan kazançlı çıktı” dedi.
Demek ki, iktidarı sıkıştıran talepler var...
Bu sıkıştırma İmralı’dan kaynaklandığı gibi, “dış güçler”in bir takım baskıları da söz konusu olabilir.
İşte burada, MHP’nin, meydanlarda Bahçeli’ye “Öl de ölelim, vur de vuralım” nidaları, iktidara can simidi gibidir.
İktidar, bu hususta MHP ve Bahçeli’ye teşekkür etmelidir. Çünkü elini güçlendirmiştir.
Nasıl?
Şöyle:
İktidar; PKK’nın ve “dışarı”nın artan talepleri karşısında, meydanları gösterip, “Tepkileri görüyorsunuz, size daha fazla taviz veremeyiz... Taviz verdikçe öfke yükseliyor. Huzur bozuluyor.” diyebilme imkânı kazanmıştır.
Sanırım, medyaya karşı MHP eleştirilirken, içlerinden teşekkür ediyorlardır.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 20 Mart
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin