Bu dünyada herkese yer var.
Avrupa Birliği (AB) üyesi olan Güney Kıbrıs Rum Kesimi(GKRK)’nde bankalar 10 gündür kapalı...
Sebep?
Halk bankalara hücum edip mevduatlarını çekebilir, hesaplarını boşaltabilir korkusu!
Hesap onun... İster çeker, ister bırakır!
Yoook, öyle değil... Paralarını çekerse bankalar çökebilir, “kriz” olur! Çare bankaları kapalı tutmak...
Bankamatiklerden de günde en fazla 100 (yüz) avro çekilmesine izin var!
Eeee, hani “özgürlük”, “ekonomik serbestlik”?
Nerede “serbest piyasa”?
Hani her türlü ekonomik faaliyete serbestlik getiren “liberalizm”?
Ne oldu “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ilkesine?
x x x
Eninde sonunda bankalar açılacak...
O vakte kadar “mudi”leri, hesaplarını boşaltmama konusunda “ikna” edebileceklerini hesap ediyorlar...
Edemezlerse ne olacak?
Etseler de etmeseler de hesaplardan “vergi” adı altında tırpanlamalar yapılacak...
Görüyor musunuz “özgür”, “gelişmiş” “refaha ulaşmış” AB’nin “demokarasi”sini, “serbest piyasa”sını?
Peki, “düzen” kendi ilkelerine tamamen zıt olan bu tedbirleri niye alıyor?
Çünkü “sistem” iflas etti!
Düşünün ki, iflas eden, topu topu 600 bin kişilik küçük bir “ülke”! Sadece Kıbrıs Rum Kesimi’ni kurtarmak için, şimdilik 10 milyar avroluk bir yardımdan söz ediliyor...
Bildiğiniz gibi, AB’nin diğer ortaklarının durumları da parlak değil...
Bu kadar küçük bir ekonomiyi kurtarmak için 10 milyar avro lâzımsa, artık hesap edin Yunanistan, İspanya, İtalya ve diğerlerini kurtarmak için ne kadara ihtiyaç olacak?
Rum kesimi, 7-8 sene evvel, AB’ne büyük alayişle, şaşalarla alınmıştı...
Biz buradan, Kuzey Kıbrıslılar oradan gıptayla bakakalmıştık. O vakitler bile ekonomileri bizden çok iyi durumda, kişi başına gelirleri, bizimkinin en az “üç katı”ydı... AB’ne girince, daha iyi olması bekleniyordu.
İyi olmak bir yana iflasa gitti...
Bunlar, kapitalizmin duvara tosladığını kanıtlayan sadece birkaç gösterge...
Vahşi kapitalizmin ön çöküşleri...
Bütün kapitalist sistem sırayla çökecek...
Çünkü kapitalizm sömürüye dayanır, sömürecek kaynak (ülke) gittikçe azalıyor, hatta bitiyor.
Sömürülecek kaynak bitince doğal olarak kapitalizm de bitecek.
Kapitalist düzenin diğer bir dayanağı “aşırı tüketim”! Halbuki aşırı tüketirken kaynakları da tüketiyoruz, kendimizi de tüketiyoruz, insanlığımızı da tüketiyoruz.
Eninde sonunda iflas kaçınılmazdır!
Çareyi her fırsatta söylüyoruz: Tüketim hemen frenlenmeli, “yeteri kadar” ekonomik düzenine geçilmeli!
Yeteri kadar üretmek,
Yeteri kadar tüketmek...
Asla israf etmemek!
Yoksa elimizden bütün özgürlükler gidecek, sadece “aç kalma” özgürlüğümüz kalacak!