Bu dünyada herkese yer var.
Bütün canlı organizmaların
Doğuş,
Büyüme-gelişme ve ikbal,
Duraklama-gerileme ve
Zeval devirleri var...
Devletler de canlı birer organizma!
Onların da doğuş, gelişme, ikbal ve zeval devirleri var!
Bunun en çarpıcı örneği Osmanlı Devleti’ydi...
Osmanlı, 13’ncü yüzyılda doğup, 15, 16’ncı asırlarda “altın” devrini yaşadı... Sonra durakladı, geriledi... Yıkıldı ve yerini yeni, genç bir devlete bıraktı.
20’nci asır ise, Okyanus ötesindeki bir devletin, Amerika’nın “altın” devrine şahitlik etti. Hemen hemen 100 yıllık bir zaman diliminde Amerika, rüya ülke olarak gözleri kamaştıran parlak bir devir yaşadı...
Fakat artık, Amerika gözlerimizi kamaştırmıyor...
Rüyalarımıza girmiyor...
Bilhassa, son 4-5 yıldır Amerika’dan “sıkıntı” haberleri geliyor...
İşlerin pek iyi gitmediği, “gelişme”nin yavaşladığı belirtiliyor...
Bibakıma, Amerika “duraklama” devrine girmiş gibi gözüküyor...
Bunun en açık göstergesi, “dolar”ın düşük değerlerde seyretmesi, eskisi kadar rağbet görmemesi,
Devletlerin, alışverişte dolardan kaçmaya başlaması...
ABD, gerektiğinden çok fazla, yüzlerce trilyon dolar karşılıksız para basmış... Devletler, bu paraları merkez bankalarında “rezerv” olarak tutuyor, ticarette değişim aracı olarak kullanıyor.
Ticaret hacmi en fazla olan ülkeler Çin, Hindistan ve Rusya...
Bu ülkeler siyasî bakımdan ABD’yle aynı çizgide değil... Çoğu zaman Amerika’yla ters düşüyorlar... Hatta Rusya-Çin-Hindistan ayrı bir blok oluşturdu.
Bu blok dolara bağımlılıktan kurtulmaya, dolarla alışverişi azaltmaya çalışıyor...
Tabii dolardan tamamen vazgeçemiyorlar, çünkü en geniş alışverileri Amerika’yla... Fakat dolarla alışverişi azaltmaları, kendi aralarında altın veya meselâ “Yuan” yahut “ruble”yle ticaret yapmaları bile dolara, dolayısıyla Amerikan ekonomisine ağır bir darbe olacak...
Hal böyle olunca, Amerika, altın rezervini yükselterek hem sağlam kaynaklara dayanmak, hem de piyasadaki altın miktarını azaltarak, kendi kontrolü altında tutmak için altın toplamak istedi.
Yalnız altını en düşük fiyattan almak amacıyla, önce piyasaya bir miktar altın sürdü... Fiyatlar düşsün ki, en düşük fiyattan en fazla altını satın alabilsin!
Nitekim fiyatlar düştü...
Düşük fiyatı, belki de altındaki ABD oyununu görünce Hindistan ve Çin de altın satın almaya başladı.
Fiyatlar toparlandı...
Görülüyor ki, artık, ABD, dünya ekonomisine tek başına yön veremiyor...
Tıpkı dünya siyasetine tek başına yön veremediği gibi...
BOP, Arap Baharı, Suriye kalkışması... Vs.
Hiçbirisi Amerika’nın istediği, beklediği yönde bitmedi...
Amerika’nın “altın” devri sona ermiş, bu “muhteşem” ülkenin “zeval”i başlamış gibi!