Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Vatandaşa soruluyor:
Barış istiyor musunuz?
Evet!
Çözüm istiyor musunuz?
Evet?
Kan dursun mu?
Evet!
Anaların gözyaşı dinsin mi?
Evet!
Huzur gelsin mi?
Evet!
Bu “evet” cevabı, hemen bütün anketlerde yüzde 90’ların üzerinde çıkyor...
19 Nisan’da yayımlanan GENAR adlı, iktidara yakın araştırma şirketinin anketinde de benzer sonuçlar çıkıyor.
Aynı ankette bir de şu sual soruluyor: Terör sorununun çözülmesi ve kalıcı barış sağlanması için devletin abdullah öcalan ile görüşmesini doğru buluyor musunuz?
Cevap çok çarpıcı:
%64 hayır!
İnce dikkat gerek, bu sonuç, medyadaki, Apo’nun tüm “şirin” gösterilme, PKK’nın “masumlaştırılma” bombardımanına, Apo lehindeki korkunç propagandaya, akıl almaz yönlendirmelere rağmen “alınabilen” sonuçtur.
Peki, “barş” isteyen, “çözüm” isteyen, “huzur” isteyen, “kanın durmasını” isteyen vatandaş, bunları sağlayacağı yönlendirmesi yapılan Öcalan’la görüşmeye neden karşı çıkıyor?
Çünkü bir bilgelikle biliyor,
Bir içgüdüyle hissediyor,
Bir aklıselimle seziyor ki,
Yıllardır millete kan kusturan,
Memleketi yaşanmaz hale getiren,
On binlerce masumun kanına giren,
Kanın dökülmesine, anaların ağlamasına sebep olan terör örgütünün elebaşısıyla görüşmek,
Ne barış,
Ne huzur,
Ne çözüm getirir!
Ne kanı durdurur,
Ne de anaların gözyaşını dindirir!
x x x
TÜRK TANIMI
Genar’ın araştırmasında gayet ilgi çekici bir netice daha var...
Soru şu: Atatürk zamanında 1924 anayasasında vatandaşlık tanımı şöyleydi: “Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibari ile Türk denir.»
Yeni anayasamızda vatandaşlık tanımı böyle olsa bunu kabul eder misiniz?
Cevap: %79 evet...
İşte “sağduyu”,
İşte “âkıl” millet!
Bunları görecek mi hükümet!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’DEN, 24 Nisan