Bu dünyada herkese yer var.
Dolayısıyla, Ortadoğu bataklığında...
Bilgiler, 28 Nisan tarihli BBC Türrkçe internet sitesinden...
Buna göre, İslâmiyet Avrupa’da hızla yayılıyor... Bilhassa gençler arasında...
Yalnız bu, tuhaf bir yayılma...
Çünkü İslâmiyeti kabul edenler ilim-irfan-inanç ve ibadetlerini artıracaklarına, meselâ, okullarını bırakıyorlarmış...
Ailelerini terk ediyorlarmış...
Galiba, Batı’daki “inanç” boşluğu gençleri bir arayışa, belki de maceraya itiyor...
Muhakkak, İslâmiyet, hayatlarındaki önemli bir manevî boşluğu doldurmaya yardımcı oluyor...
Belki, İslâmiyetteki “cihad” fikri onları çekiyor!
Çünkü İslâmiyete giren gençlerin çoğu Suriye’ye savaşmaya gidiyormuş.
Tabii “isyancılar”ın safında...
Avrupalı endişe ediyor...
Nasıl endişe etmesin! Çocukları pisi pisine çöllerde ölecek...
Sağ dönmeleri ise güvenlik güçlerini kaygılandırıyor: Savaş ortamında ruh halleri bozulan çocukların, “radikalleşmeleri”nden ve “terör saldırısı” düzenlemelerinden korkuyorlar.
İsyancılar safında savaşan, 19 yaşındaki Belçikalı Antwerpli Brian De Mulder adlı gencin bir yakın, "Annesi Brian'ı böyle büyütmedi. Atletik, sporu seven, herkese yardım eden bir gençti. Onu hiç böyle görmedik. Bana programlanmış bir robot gibi gözüküyor" diyor.
Belçika polisine göre; “İslâmcı bir grup” geçen yıl Suriye'ye 30'dan fazla kişi yolladı!
Bu aybaşında Londra'daki King's College'in yaptığı bir araştırmaya göre, son iki yılda 600 kadar Avrupalı Suriye'ye savaşmaya gitti.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün kurucularından Jacques Beres, geçen yıl Suriye'de beş Avrupalıyı tedavi ettiğini söylüyor.
Beres, “Fransa'dan iki kardeş vardı. İkisi İngiltere'den gelmişti, biri de Suriye kökenli İsveçliydi. Psikolojileri tamamen bozulmuştu. Makine gibiydiler. Korkunçtu” diyor.
x x x
İngiltere Başbakanı, “Suriye’ye asker göndermeyeceklerini” söyledi...
Sen istediğin kadar göndermeyiz de, İngiltere’den ve diğer Avrupa ülkelerinden akın akın akın genç savaşmak için Suriye’ye gidiyor.
Demek Avrupa, artık fiilen Suriye’deki savaşın içinde...
Eh, “küreselleşme” böyle bişey!
Herkes, herkesten etkileniyor...
Dünyanın bir ucundaki yangın, diğer ucunda yaşayanları da yakabiliyor!
Sen Müslümanları insandan saymıyorsun, “bırakınız savaşsınlar, bırakınız ölsünler” diyorsun...
Fakat bi de bakıyorsun, senin çocukların da Müslüman oluvermiş...
Ortadoğu bataklığına dalıvermiş...
x x x
Kurutun bu bataklığı ve bütün bataklıkları...
Kapatın silah fabrikalarını...
Başka türlü “barış” gelmez...
Başka türlü “medenî” olunmaz...
Başka türlü çocuklarımızı “savaş”tan, “terör”den, “silah”tan koruyamayız!