‘BÜTÜN ÇAĞLARIN EN BÜYÜK DESTANI’

İsmail Hakkı CENGİZ - 26.05.2013

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Bugün, biraz bu ülkede dolaşalım... Cemil Meriç’in “Bu Ülke”sinde...

Üstadın harikulade üslubuyla bir destanı hatırlayalım... Bir destan kahramanını yad edelim.

O gerçek kahramanın mücadelesinden ve düşüncelerinden feyz alalım.

Şu kısa makalenin manevî ikliminde ruh ve zihnimizi yıkayalım.

“Düşman”ı nasıl “dost”a çevirebileceğimizi anlamaya çalışalım.

Asıl savaşın ışıkla karanlığın savaşı olduğunun idrakine varalım.

Şuur olalım.

Daha fazla uzatmadan sözü Cemil Meriç’e bırakayım:   

“Yıl 1893. Güney Afrika’dayız. Bir trenin birinci mevki kompartımanında genç bir avukat üzerine aldığı dâvâyı düşünüyor. Bu sakin delikanlıyı yakasından tutup, tarihin girdabına fırlatan bir kondüktörün eli. Genç adam Hintli olduğu için vagondan atılır, öğrenir ki on binlerce soydaşı yıllardan beri aynı hakaretlere uğramaktadır.

Bir vicdan ile bir imparatorluk arasındaki savaş o gün başlar. Çağımzın ve belki de bütün çağların en büyük destanı. Gandi bir insan değil, bir şuur, Hint’in şuuru. Ve Hint, zulmün süngüsünü, kanının alevinde eriten millet.

Gandi’nin sise ihtiyacı yok. hakikaetlerin hurafelerle sarmaş dolaş olduğu bir ülkede efsanelerin halesine tenezzül etmeyen büyük ruh. İkbalin sarhoş edemediği tek politikacı.

...

Koestler, ya Komiser (madde), ya Yogi (manâ) diyor. Gandi, zirvelere yükselen üçüncü yolun müjdecisi.

Düşman süngülerine göğsü ile karşı koymak... zora yok demek, direnişlerin en erkekçesi. Diz çöken bir direniş değil bu; haksızlığa boyun eğen, zora yok demiş olmaz. Cinayete ses çıkarmayan, câninin suç ortağıdır. Her zorba yiğitlikten dem vurur. Tehlikeyi görünce sıvışan, kuşatılınca teslim olan sahte bir kahramanlık. Tek gerçek yiğitlik, zora yok demek. Zora yok, demek, insana güvenmektir. Düşmanı dost ederek yok etmek. Küçültmek değil, küçülmekten kurtarmak. Hakkın ezelî gücüne, cihanşümul gücüne inanan zora yok diyebilir. Tek düşman var: Aldanan. Savaş bir irşât. Savaş, ışıkla karanlığın diyaloğu. Düşman, gözü bağlı olandır. Savaşın amacı bu bağları çözmek; kinin, öfkenin, peşin hükmün, küçümseyişin bağlarını, güvensizliğin, inadın bağlarını.

Hürriyet bir bağış değil, bir fetih. Zafer acıya katlananındır. Şiddet, uçuruma açılan bir yol; sabır hakikate.

Gandi, Hint’in ruhunu dile getirdiği için büyük ve ölümsüz: Hint’in ve insanlığın. Hem Doğu, hem Batı. Politikayı bile ulvileştiren o büyük mücâhidin derslerine herkesten çok muhtacız.”

Bu Ülke, İletişim Yayınları, S. 216-217

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 8-15 Mayıs


Tarih: 26.05.2013 Okunma: 892

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?