Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Türkiye’de ilk defa böyle bişey oluyor: 67 ilde birden gösteriler yapılıyor. Bu rakamı bizzat İçişleri Bakanı veriyor. Gösterilerde, 1,935 kişinin gözaltına alındığını da bildiriyor.
Gösteriler 67 ilde fakat 135 meydanda yapılmış. Demek bazı illerde birkaç meydana birden çıkılmış. Böyle bir hadise Türkiye’de bir ilk olduğu gibi, bu kapsamda bir gösteri belki dünyada da bir ilk!
Gösteriler, muhakkak iktidara karşı yapılıyor. Bununla beraber, bir muhalif olduğum halde endişe duyuyorum.
Çünkü bu yaşıma kadar görmediğim bir hadiseye şahit oluyoruz.
İşin gerçeği, bizim millet tepki göstermekte gayet yavaştır… Sanırım, “üzerine ölü toprağı serpilmiş” atasözünü biz, kendi kendimiz için icat etmişiz.
Tepkiler konusunda bu kadar yavaş olduğumuz halde;
67 ilde birden olayların başlaması,
Amerika’nın olaya, “kaygılıyız” sözleriyle “müdahil” olup, taraflara “itidal” tavsiye etmesi,
Amerikan medyası dâhil Batı’nın, normal yayınlarını kesip hadiseleri canlı olarak yayınlamaları,
Bu kanalların olaylardan, “Türk Devrimi”, “Türk Baharı” diye bahsetmeleri, kafalara derin soru işaretleri getiriyor!
Yukarıdaki bilgileri veren iktidar yanlısı Yeni Şafak, ilave ediyor: “İşaret fişeğini ABD ateşledi, Batı medyası canlı yayınladı”…
Akla ilk gelen soru şu:
Başbakan Erdoğan, daha 2 hafta önce Amerika’ya gitmedi mi? Orada en üst düzey misafirperverlikle karşılanıp ağırlandığını, Obama’yla samimi görüşmeler yaptığını ballandıra ballandıra siz anlatmadınız mı? Eee, öyleyse Amerika, bu kadar kısa süre önce ağırlayıp, “destek” verdiği iktidardan ne istiyor? Niçin ona karşı bir hareket başlatmak istesin?
Erdoğan’ın Batı’yla, Batılı liderlerle de gayet uyumlu olduğunu siz yazıp-çizmiyor musunuz? Öyleyse, olayların arkasında Batı’yı arayacak en son kişilerin sizlerin olması gerekmiyor mu?
x x x
DEMOKRATİK OLGUNLAŞMA MI?
Tabii yaşananları;
“Demokrasiyi öğreniyoruz”,
“Tepki gösterebilecek olgunluğa gelmişiz”,
“Baskılara boyun eğmeyeceğimizi kanıtlıyoruz”,
“Toplumsal muhalefet güçleniyor, iktidarı uyarabiliyor” şeklinde de değerlendirebiliriz.
Elbette bir gün olgunlaşacak, demokratik hak ve hürriyetlerimize sahip çıkmayı becerebilecektik. O gün, niye bugün olmasın?
Eğer bir ülke, gerçekten demokratik bir rejimle yönetilecekse, o “demokrasi”yi, o ülkenin milleti kazanmak zorundadır.
“Kazanmak” da böyle mümkündür. Ne pahasına olursa olsun, “haklarıma, özgürlüğüme sahip çıkacağım” azmini göstermekle…
Memleketin çoğunluğu bunu söylüyorsa, o memlekette canlılık, orada istikbal var demektir.
x x x
TUNUS, MISIR BAŞARIYOR DA…
Gösterilerin organize edildiği yer “sosyal medya”… Yani kişisel haberleşmeler…
Sosyal medyada organize edilen gösteriler, Tunus’ta, Fas’ta, Libya’da ve Mısır’da iktidarları değiştirdi… O günlerde, kimsenin, elbette Yeni Şafak’ın da aklına, bunların “işaret fişeğinin ABD’den atıldığı, Avrupa’nın da destek verdiği” aklına gelmiyordu.
Sormak lâzım; Kuzey Afrika’daki, Suriye’deki olaylarda ABD etkisi aramıyorsunuz da Türkiye’deki hareketlenmede niçin ABD eli seziyorsunuz?
Mısır’ın, Tunus’un becerdiğini Türk insanı beceremez mi?
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Facebook'tan