AYDIN MARKALI CAHİLLER...

Özgür DENİZ - 15.06.2013

Evet, kerhen, ikinci defa bir şeyi yapıyorum. İlk önce, kendini, Cumhuriyetin sahibi sanan sefil beyinli bir zavallıya cevap vermiştim. Şimdi de aynı şekilde, bir sefil beyinli zavallının, kendini aydın sanan zırcahilin, yazısına cevap vermek istiyorum. Tırnak içindekiler zırcahile, alttakiler bana ait olanlar. Bunlar karanlığın bekçileridirler. Bunlar kimlik ve din düşmanlarıdırlar. Büyük ve bağımsız Türkiye’nin kabusudurlar. Kendilerini aydınlık olarak sunarlar. Gerçekten cahildirler. Eğer cehalet kavramını en kökenine inerek ve bilimsel temelde değerlendirerek söyleyecek olursak gerçekten cahildirler. Bildiklerini sanırlar ama bilmezler. Marksist temelli oldukları için her şeyi kendilerinin bildiklerini düşünürler. Bilmezler, bilmediklerini de bilmezler, bilmekte istemezler. Yani cahil değil, zırcahiller. Ama insanlığa akıl vermeye yeltenirler. Pisliklerini temizlik sanırlar. İnananların gericiliği, kendilerinin ilericiliği temsil ettiklerini düşünürler. Oysa âlemin en gerici unsurlarıdırlar. Âlemi sersem, kendilerini uyanık sanırlar. Şeytanın uşaklığını yaparlar. Çünkü şeytanın sözlerinin taşıyıcısı, yaşayıcısı, yayıcısıdırlar. Şimdi, zımnen Müslümanlara dost gibi görünüp, Müslümanların akıllarını sarsıntıya uğratmaya yeltenen, Türk Milletinin ve Türk Devletinin güçlenmesini akamete uğratmaya tevessül eden bir zavallının ‘’Yabancı Parmağı’’ başlıklı yazısına cevap vermeye gayret edeceğim inşaallah. Bu cevabı birilerini savunmak adına yapmıyorum. Gizli ya da açık niyetim buysa insan evladı olmayayım. Sadece kardeşlerimle paylaşımda bulunmak istiyorum. Zira şeytan ve şeytanın dostları durmuyor. Türk’ün varlığına ve İslam’ın diriliğine kastediliyor.

 

MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’Hükümete karşı gösterilerin arkasında "yabancı parmağı" arama gayretleri epeydir vardı. Ama Başbakan'ın Afrika dönüşü iki gün içinde bir püskürtme harekâtı tarzında peş peşe yaptığı konuşmalarda iyice ön plana çıktı. Bir "faiz lobisi ve uluslararası destekçileridir’’ gidiyor... Kimdir bunlar, nasıl örgütlemişler bu işi; kanıtları neler? Doğru dürüst anlatsalar da bilsek. Hiçbir açıklama yok; ama bol bol ima, bol bol esrarengiz suçlama var. Birileri" Türkiye'nin güçlenmesini istemiyormuş... "Şer odakları" Türkiye'nin birliğini hedef almış... "Birileri" IMF'ye olan borcumuzu kapatmamızdan rahatsızmış; Türkiye'nin IMF önünde diz çöker vaziyette kalmasını istiyormuş.’’’’’’’’

 

BEN: Anlatılsa da bilemezsin zavallı. Çünkü anlayamazsın anlatılanları. O kafa olsaydı sende, zaten şimdiye kadar görürdün göreceklerini. Bu olayın ardında yabancı parmağı olduğu gün gibi aşikârdır. Bu olay hükümeti sarsıyor ya da zımnen hükümete destek için yapılıyor olabilir fark etmez ama arkasında karanlık odakların olduğu şüphesizdir. Zira bu tür şeyler kendiliğinden ortaya çıkmaz, çıkamaz. Çıksa bile ömrü taş çatlasa bir günlüktür. Sizler kanıt araya araya çürüdünüz gittiniz, oysa kanıt bulmak isteyene kanıt sonsuzdur. Sadece görmeyi bilmek gerek. Bilmem ne gibi bakarsan göreceğin bir şeyde olamaz. Faiz lobisi diye bir lobi kuşkusuz ki vardır. Aklı olan bunu zaten bilir, görür, tanır. Ha, Hükümetin faizle ilgili bir iş yapmaması, hatta zımnen bu lobinin işine yaracak uygulamalar yapması, bu lobinin olmadığı anlamına gelmez. Ve bu lobinin uluslararası destekçileri kuşkusuz ki vardır. En azından dünyayı sömürenlerin olduğunu ve bunların sömürü tezgâhını nasıl kurduklarını ve işlettiklerini biliyoruz. Bunu izah etmeye lüzum yoktur. Bankaların fonksiyonunu azıcık aklını kullanan herkes bilir. Dünya ekonomisi bile bir yerde Bankacılık vs. örgütlenmelere dayanır. Bankacılıkta faizcilik demektir. Hatta daha ileri boyuta taşırsak işi, dünyayı yönlendirenler, yönetenler bile Finans çevreleridirler. Kundakta ki bebek bile idrak eder bunu. Ha biz ancak, birileri bir şeyleri yok ettikten sonra anlarız o birilerinin varlığını diyorsanız, bize de hadi ordan sahtekâr demek düşer. O zaman Uğur Mumcu vs. aydınların katledilmelerinin, 12 Eylüllerin vb. olayların arkasında da bir şeyler aramayın, aramayalım. Hayır, madem arkada karanlık birileri yoktu da, dünlerde Hırant Dink cinayeti vb. şeyler için niçin böyle konuşmuyordunuz? Evet, Türkiye’nin güçlenmesi zaten istenmiyor, şeytanın sözcülüğünü yapmana gerek yok. Türk Milletinin birliği de yok edilmek isteniyor. IMF denilen şerefsiz örgütün önünde diz çökmesi de isteniyor. Ha tabi şeytanın aklı, gönlü ve gözü ile bakınca bunlar saçma geliyor olabilir. Bizi aptal sanıyorsanız, bizim gözümüzde en büyük aptal, ahmak sizlersiniz. Müslümanlar aşağıda ki Ayet’e iman etmiş insanlardır ve merak etmeyin sizden sonsuz kez daha akıllı, zeki ve insandırlar hatta ve hatta sen ve gibilerden bin kat daha bilimseldirler.

 

‘’EY İMAN EDENLER! Size karşı düşmanca niyet taşıyanları sırdaş edinmeyin. Onlar sizi yoldan çıkarmak için ellerinden geleni yaparlar. Dört gözle sıkıntıya düşmenizi beklerler. Baksana öfkeleri ağızlarından taşıyor. İÇLERİNDEKİ KİN İSE DAHA BÜYÜKTÜR. Eğer düşünürseniz size ayetleri böyle açık açık bildiriyoruz. Sizler iyi niyetle onları seviyorsunuz, onlar ise geçmiş bütün vahiylere de inandığınız halde sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıklarında ‘biz inandık’ derler. Yalnız kaldıklarında ise burunlarından solurlar. Onlara söyle: ‘kininizle geberin!’ Allah bütün sinelerin özünü bilir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Asla iyiliğinizi istemezler, bilakis dara düşerseniz sevinirler. Eğer güçlüklere göğüs gerer, daima ALLAH BİLİNCİYLE yaşarsanız onların hileleri size zarar veremez. Çünkü Allah her şeyi kuşatmıştır; kimse onun dışına çıkamaz.’’ Al-i İmran–118–119–120

 

MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’Yeni havaalanı "birilerinin" tekerine fena halde çomak sokmuş... 3. köprü de "birilerinin" hesabını altüst etmiş... Kimi iş çevreleri uluslararası sermayeyle el ele verip bu gösterileri organize etmiş... Bu işin arkasında Soros ve faiz lobisi varmış... Dört bir yanı düşmanlarla sarılıymış ülkemizin... Kısacası, dört bir yanımızı saran dış düşmanlarımız aynı anda harekete geçip AK Parti'yi düşürmek için el ele vermiş. İyi de, hani AK Parti yeni dış politikasıyla, bütün dünyada yeni dostlar kazanmış; başta stratejik müttefiki ve Avrupa olmak üzere son derece iyi ilişkiler geliştirmişti? Daha geçen gün "Seçilmiş başbakana diktatör diyemezsin" deyip Kılıçdaroğlu'nu azarlayan Swoboda Avrupalı değil mi? Hani siz bütün dünya ile ekonomik ilişkileri geliştirmiş, kazan- kazan ilkesi çerçevesinde bütün dünyada sağlam ekonomik partnerler edinmiştiniz? O zaman kim bu Türkiye'nin büyümesini, ekonomik kalkınmasını kösteklemeye çalışan düşman ülkeler? Şu Soros dediğiniz daha düne kadar Kemalistler tarafından ulus devleti yıkıp sizi iktidara getirmekle suçlanmıyor muydu? Ne zaman saf değiştirdi?’’’’’’’’’’’’’’’

 

BEN: Kafan bu kadar basıyor işte. Bu ülkede, bu ülkenin ve milletin istikbalini parlatacak ve bu ülkeyi ve milleti bağımlı olmaktan bir nebzede olsa kurtaracak her hamle düşmanları çıldırtır ve harekete geçirir. İçeride ve dışarıda birilerinin hesabını alt üst eder. İşte bu kadar zavallısın, çocuksun ama bildiğini sanıyorsun. Bu ülkede ki acemi kapitalistlerin kahir ekseriyeti Türk, Türkiye ve İslam düşmanıdır behey zavallı serseri. Bu milletin çocuklarının bunu bilmediğini mi sanıyorsun. Soros denilen şeytanın elbette ki içeride yemlediği mallar vardır. İyi süt evren mallardır bunlar. Bel ki seni bile yemliyordur kimbilir. Evet, dört bir yanımız düşman dolu, bunu inkar edebilecek yüreğin ve beynin var mı senin? Zira görünen köy kılavuz istemez. Ha AKP’ni düşürmek isterler mi, istemezler mi orasını bilemem. Ama AKP saf bir şekilde Milli İradeyi temsil eder, Milli İradeye zerre miskal zıt eylem yapmazsa elbette ki düşürmek isterler. AKP ağzıyla kuş tutsa ve domuzlara dost olsa da Avrupa denilen Domuzlar Diktatoryası yine de dost olmaz. Çünkü Haçlılar, genelde Müslüman Milletlerini ve özelde Türk Milleti’ni sevmezler. Ama dünya politikası diye bir şey vardır. Adam dost değildir ama sen dost görünerek işlerini halletmek istersin. Onlarda kendi istediklerini yaptığınızı sanır ve ses etmezler. Bakarlar ki pabuç pahalı ve göründüğü gibi değil hemen yok etmeye yeltenirler. Yani senin kafan buna basmaz. Swoboda olayı da bir tuzaktı ama AKP bunu idrak edemedi. O haysiyetsiz şeytan aslında tamda bu vuruşu yapmak için Sayın Kılıçdaroğlu’na o sözü söyledi. O sözü söyleyecekti, AKP ve benzeri çevreler bir oh çekecekti, dünya bunu görecekti. Daha sonra AKP ye söyledikleri daha bir anlam kazanacaktı. AKP de bir şey söylerse, herkes; dün seviniyordun bugün niçin kızıyorsun diyecekti. Olay ve oyun buydu ama fark edilemedi. Yani senin anladığın bir şey yok, anlamadan laf ediyorsun. Sefil beyinli zavallı, Avrupa Türk’e dost olur mu hiç? Sen ne kadar da Avrupa lehine iş yapsan, onların iyiliğini de istesen, onlar daima senin kötülüğünü isteyeceklerdir. Köyün itleri küs olsalar da kurdu görünce birleşirler. AKP de kendince politika uyguluyor işte. Dostum yok mu deseydi, Avrupa’dan dost olmaz mı deseydi, bir defa bu evrensel politik stratejilere aykırıdır ve bunu yapan aptaldır. Avrupa oyun oynayacak, sen angutça o oyuna geleceksin. Bu kadar sefil bir beynin var işte. Ah be sefil beyinli zavallı, ne kadar da safsın ya da bilmem nesin, Avrupa dediğin ikili, üçlü hatta onlu oynar. Avrupa piçi kullanacağı tarafı seçer. Dün birilerini kullanmıştır, bugün birilerini kullanmaya çalışır, yarında kullanabileceği elemanları tanır. Avrupa bir şeytandır ama senin o sefil beynin, benim bu dediklerimi bile algılayıp, anlayamaz.

 

MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’Boykot çağrıları ve tehditler… Bu arada, Batı basınına karşı topyekûn ve düşmanca değerlendirmeler de gırla gidiyor. Biz onların ne olduğunu zaten bilirmişiz! Onların Türkiye hakkında hayırlı bir haber verdiği görülmüş şey miymiş? Sanki Batı basını denen şey, hepsi bir ağızdan konuşan homojen bir blokmuş gibi... Sanki Türkiye vesayet rejimiyle hesaplaşırken ya da demokratik reformlar yaparken Erdoğan'ı alkışlayan, "Türkiye'de sessiz devrim" manşetleri atan da Batı basını değilmiş gibi… Yine, endişe verici bir İstanbul sermayesi düşmanlığı... Kimi firmaların mallarına boykot çağrısı... Sanki iş dünyası AK Parti hükümetinin yıkılması için el ele vermiş ve gençleri sokağa dökmüş gibi... Sanki herhangi bir iş adamının Gezi Parkı direnişini destekleme hakkı yokmuş, desteklemek uluslararası komplonun içinde olmak demekmiş ve destekleyenin cezalandırılması meşruymuş gibi... Gösterileri destekleyen sanatçılara tehdit... Sanki muhalif olmak, gösterileri desteklemek AK Parti'ye karşı antidemokratik bir komplonun içinde olmak demekmiş gibi bir algı... "Bedelini ödeyecekler", "Bundan sonra başka türlü davranacağız" tarzı vahim ifadeler... Bir üniversitenin, ulaşımın felç olduğu bir günde, öğrencilerinin mağdur olmaması için "sınavı kaçıranlar için ek sınav yapacağız" duyurusunun bile "komplonun içinde olmanın kanıtı" olarak sunuluşu...’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’

 

BEN: Evet, ne oldu? Battı mı, Batıya olan düşmanlık? Evet, Türk Milleti nezdinde Batı düşmandır. Çünkü bizde Batının düşmanıyız. Bu yok edilemez bir tarihi hakikattir. Ama senin sefil beynin kaldıramaz bu hakikati. Basitsin ve ancak basit, yavan, sığ şeyleri kaldırabilirsin sen. Çünkü ağır şeyleri kaldırmaya çapın kifayetsiz kalır. Şüphesiz ki biliriz Avrupa denilen Domuzlar Diktatoryasının ne olduğunu. Hatta senin bile ne olduğunu çok iyi biliriz ve biliyoruz da. Görülmüş mü? Örnek versene bir tane, hadi görelim seni. Onlar şeytanın çocuklarıdırlar ve Türk’e, İslam’a ve Türkiye’ye daima kin kusarlar. ‘’Siz onlardan olmadıkça, onlara mutlak olarak boyun eğmedikçe, onlar sizi asla dost olarak kabul etmezler.’’ Mutlak yasasını idrak edecek beynin var mı? O başlığı atmaları da aslında düşmancaydı, şimdiki yaptıkları da düşmancadır. Ki politikanın özü budur. Ama kafa yok be sende kadın. Çok zavallısın be kadın. Şu Türk milletinin varlığından da çok çektin be kadın. Keşke şu Türk olmayaydı, şu İslam olmayaydı ne de güzel yaşar giderdiniz değil mi şeytanla? Evet, İstanbul Sermayesi Avrupa’nın kuklasıdır. Ve Türk Milleti de bu sermayeye düşmandır. Çünkü bunlar da kahir ekseriyetle Türk’ün, Türkiye’nin ve İslam’ın düşmanlarıdırlar. Keşke AKP tarafından yapılan çağrılar samimi olsa, yıkıcı, yok edici olsa ama sanmıyorum. Sadece dize getirmek için yapılan çağrılardır. Belki de danışıklı bir dövüştür. Yoksa İstanbul Sermayesi denilen derin, karanlık, kirli, kanlı yapıya karşı yapılan hatta yapılması zorunlu olan boykot çağrısı şerefli, namuslu, ahlaklı bir çağrıdır ve aynı zamanda adalet çağrısıdır. Bir vatan haini varsa, onu tehdit etmek şüphesiz ki bir vazifedir. Ve o tehdit değil, uyarıdır. Sefil beyninle olayları yorumlarsan böyle abuk sabuk laflarsın zavallı. AKP ye muhalif olabilirsiniz, ama bu ülkeye ve bu millete muhalif olamazsınız. Muhalif olsanız da bunu eyleme dönüştürmezsiniz. Dönüştürdüğünüz zaman, sizi başka şeylere dönüştürürler ve dönüştürecek olanlar mutlaka ki çıkar. Ta ki burunlarına kadar gelmesin bazı şeyler. İşte o zaman gizli güç çıkar ve ezebileceği son raddeye kadar acımadan ezer. Hem de it gibi. Kimse eylem bahanesiyle polise taş atamaz, kaldırımları sökemez, otobüsleri yakamaz, terör estiremez. Bunu yapanı ezerler bit gibi. Herkes haddini bilecek kadın. Nerede ve kimin bağrında yaşadığını unutmayacaksın. Zira hatırlatmak çok pahalıya mal olabilir. Söylediklerimizi yapanlara nasıl davranılmasını istiyordunuz? Gül dağıtılmasını mı? Türkü söylenmesini mi? Sen devletin hazinesini kapitalist kansızlar, soysuzlar, şerefsizler adına talan et, benim cebimin boşalmasına da neden ol, ondan sonra sana gül atayım öyle mi? Bizi kimliksiz ve kişiliksiz mi sandınız? Bizi ezik bellediniz herhalde? Kimsiniz siz? Kaç kuruş edersiniz? Beyninizin çapı ne kadar? Nereden geldiniz? Kimler adına hareket ediyorsunuz? Sanatçı ha! Sen sanatın ne olduğunu biliyor musun o küçücük beyninle? Kim sanatçı ve ortaya koyduğu sanat ne? Tabi kendini aydın sanan zırcahiller, sokaklarda serserilik yapanı da sanatçı, onların sefilliklerini de sanat sanır.

MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’’Küflü bir söylem… Bütün bunlar doğru değil, bilesiniz; hayra alamet de değil… Her taşın altında "yabancı parmağı" arayan, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" duygusunu körükleyen, her türlü toplumsal muhalefeti "dış mihraklara ve onun içerideki maşalarına" bağlayan siyasi söylem yeni Türkiye'nin değil eski Türkiye'nin söylemidir. Kendine güvenen, kitle desteğine güvenen güçlü bir iktidarın söylemi olmamalıdır bu söylem. AK Parti'nin kendi gücünü konsolide etmek, saflarını pekiştirmek için böyle fiktif düşmanlar üretmeye, öcüler yaratmaya ihtiyacı yok. Tek ihtiyacı haklı zeminde kalmak, haksız suçlamalara tok bir üslupla cevap vermek ve tabii ki en önemli olarak, gerçekte bütün bunların neden olup bittiğini anlamaya çalışmak... Bu arada şunu da merak ediyorum: Bir iktidarın halkı filanca bankayı boykot etmeye; taraftarlarını paralarını o bankadan çekip devlet bankasına yatırmaya çağırmaya hakkı var mıdır? Bu serbest rekabete aykırı değil midir? Rekabet Kurumu buna ne der?

 

BEN: Doğrunun ölçütü sen misin? Kirli ve çürümüş beyninden akanların doğru olduğunu mu sanıyorsun? Hayra alamet sayılacak olanlar nelerdir? Türklüğü, İslam’ı, Türkiye’yi yok etmek için yapılan her şey hayra alamet midir? Evet, her taşın altında, her pislik, ahlaksız işin ve her ihanetin altında yabancı parmağı vardır ama o parmağın dilediği gibi oynamasına engel olamayan Türk Milletinin suçu da yok değildir. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur evet. Tabi burada kastettiğimiz gerçekten, öz be öz Türk olanlardır. Yani bir nevi İslam’a mutlak olarak tabi olmuş olanlardır. Ama bu sözü idrak edecek beynin var mıdır onu bilemem. Bunu da ancak ve ancak Türklük şuuru, bilinci taşıyan, tarihinin ve dininin farkında olan asil karakterler idrak ederler. Şeytanın dostları ise hiçbir şey anlamazlar. Dış mihraklar vardır ve onların içerideki maşaları da vardır ve belki bizlerde daima maşalarına cevap vermek zorunda kalıyoruzdur. Türk’e ve İslam’a düşman olan her odak mutlaka yabancı maşasıdır. Bu söylemde asla ölmeyecektir, çünkü bu gerçek değişmeyecektir. Ta ki şeytan ve dostları varlıklarını sürdürdükleri müddetçe. Gerçekleri söylemek öcü yaratmak değildir. Ve biz öcülerin hangi ciciler olduklarını biliyoruz. Ta ki AKP söylemse de, icabında gizlese de. Hakikaten neler olup bittiğini anlayacak beynin var mı ve bu sözün tüm söylediklerini sıfırlamıyor mu? Ah akıl, ah idrak nerelerdesin? Evet, bir iktidar namuslu ise, Milli ise, ahlaklı ise tam da bunu yapmalıdır. Milleti, kendi düşmanlarına yani milletin düşmanlarına karşı boykota ve uyanık olmaya çağırmalıdır. Ama danışıklı dövüş olmadan, dürüstçe, namusluca çağırmalıdır. Kim takar serbest rekabeti? Herkes ahlaklı, şerefli olmalıdır. Şerefsizlik yap ama beni tak de. Bir iktidar tüm yabancı unsurlara diz çöktürmelidir icap ediyorsa ve yapabiliyorsa. Ve milleti devletin yanında olmaya çağırmalıdır. Millet, kendini devlet sanan soysuzlara tabi olmak zorunda değildir, kendi devletini desteklemek zorundadır.

 

Son tahlilde; Sevgili dostlar! Şeytanın dostları, şeytana karşı, insanları uyumaya çağırırlar. Olan bitenin anlaşılmaması, şeytanın bundan zarar görmemesi ya en az zararla kurtulması için mücadele ederler. Şu bir gerçektir ki, Türk Milletini asla sevmezler. Türkiye’nin güçlenmesini asla istemezler. İslam’ın hayata hakim olmasından asla hazzetmezler. Bu söylediklerimiz şu manaya da gelmemelidir; AKP, Türk Milleti için gece gündüz çalışıyor, Türkiye’nin tam bağımsız ve güçlü bir ülke olması için mücadele veriyor, İslam’ın hakimiyeti için yaşıyor. Hayır, ben genel bir değerlendirme yapıyorum. Ama AKP nin bunları yapmasını ister miyim? Tabi isterim, istememem için namussuz, ahlaksız ve hain birisi olmam gerekir. AKP nin doğruları ve yanlışları var mıdır? Şüphesiz ki vardır. çünkü mutlak doğru Allah’tır, mutlak yanlış ise şeytan’dır.  En büyük, en derin, en keskin yanlışları ise Eğitim Politikasında ki yapılan yanlışlardır. Bir eğitim felsefeleri, idealleri yoktur kesinlikle. Öğretmenlerin ekonomik durumları içler acısıdır. İtibarları handiyse sıfırlanmıştır. Nesiller eğitilmeleri gerektiği gibi eğitilmemektedirler. Zaten bu yanlış varsa, doğru nedir ve nerededir o da tartışılır. Çünkü nesiller mahvolmuşsa, mahvolmayan ya da mahvolmayacak hiçbir şey yoktur. Zira son olaylar bile, nesillerin içler acısı halini ortaya koymaktadır ve nesiller mahvolduğu zaman nelerin mahvolabileceğinin keskin göstergesidir. Eğitimde kimlik bilinci doğru düzgün verilmemektedir, değer bilinci olması gerektiği gibi aktarılmamaktadır. Birlik olmalıyız dostlar birlik. Uyanık olmalıyız. Olayları doğru okumalı, doğru anlamalı ve olaylara karşı doğru tepki koymalıyız. Asla kendimizi düşünmemeliyiz. Ülkemizi, milletimizi, devletimizi, dinimizi düşünmeliyiz. Ki zaten bunları düşündüğümüz ve koruduğumuz zaman kendimizi de düşünmüş ve korumuş oluruz. Şeytana, çocuklarına ve tuzaklarına karşı temkinli olmalıyız. Bizler İlay-ı Kelimetullah davasının, Güneş Ülkesinin sevdalılarıyız. Sorumlu insanlarız. Vazifemizi layığı ile yapmalıyız.

Tarih: 15.06.2013 Okunma: 658

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?