Evet, kerhen, ikinci defa bir şeyi yapıyorum. İlk önce, kendini,
Cumhuriyetin sahibi sanan sefil beyinli bir zavallıya cevap vermiştim. Şimdi de
aynı şekilde, bir sefil beyinli zavallının, kendini aydın sanan zırcahilin,
yazısına cevap vermek istiyorum. Tırnak içindekiler zırcahile, alttakiler bana
ait olanlar. Bunlar karanlığın bekçileridirler. Bunlar kimlik ve din
düşmanlarıdırlar. Büyük ve bağımsız Türkiye’nin kabusudurlar. Kendilerini
aydınlık olarak sunarlar. Gerçekten cahildirler. Eğer cehalet kavramını en
kökenine inerek ve bilimsel temelde değerlendirerek söyleyecek olursak
gerçekten cahildirler. Bildiklerini sanırlar ama bilmezler. Marksist temelli
oldukları için her şeyi kendilerinin bildiklerini düşünürler. Bilmezler, bilmediklerini
de bilmezler, bilmekte istemezler. Yani cahil değil, zırcahiller. Ama insanlığa
akıl vermeye yeltenirler. Pisliklerini temizlik sanırlar. İnananların
gericiliği, kendilerinin ilericiliği temsil ettiklerini düşünürler. Oysa âlemin
en gerici unsurlarıdırlar. Âlemi sersem, kendilerini uyanık sanırlar. Şeytanın
uşaklığını yaparlar. Çünkü şeytanın sözlerinin taşıyıcısı, yaşayıcısı,
yayıcısıdırlar. Şimdi, zımnen Müslümanlara dost gibi görünüp, Müslümanların
akıllarını sarsıntıya uğratmaya yeltenen, Türk Milletinin ve Türk Devletinin
güçlenmesini akamete uğratmaya tevessül eden bir zavallının ‘’Yabancı
Parmağı’’ başlıklı yazısına cevap vermeye gayret edeceğim inşaallah. Bu
cevabı birilerini savunmak adına yapmıyorum. Gizli ya da açık niyetim buysa
insan evladı olmayayım. Sadece kardeşlerimle paylaşımda bulunmak istiyorum.
Zira şeytan ve şeytanın dostları durmuyor. Türk’ün varlığına ve İslam’ın
diriliğine kastediliyor.
MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’Hükümete karşı gösterilerin arkasında "yabancı
parmağı" arama gayretleri epeydir vardı. Ama Başbakan'ın Afrika dönüşü
iki gün içinde bir püskürtme harekâtı tarzında peş peşe yaptığı konuşmalarda
iyice ön plana çıktı. Bir "faiz lobisi ve uluslararası destekçileridir’’ gidiyor... Kimdir bunlar, nasıl
örgütlemişler bu işi; kanıtları neler? Doğru dürüst anlatsalar da bilsek.
Hiçbir açıklama yok; ama bol bol ima, bol bol esrarengiz suçlama var. Birileri"
Türkiye'nin güçlenmesini istemiyormuş... "Şer odakları"
Türkiye'nin birliğini hedef almış... "Birileri" IMF'ye olan
borcumuzu kapatmamızdan rahatsızmış; Türkiye'nin IMF önünde diz çöker vaziyette
kalmasını istiyormuş.’’’’’’’’
BEN: Anlatılsa da
bilemezsin zavallı. Çünkü anlayamazsın anlatılanları. O kafa olsaydı sende,
zaten şimdiye kadar görürdün göreceklerini. Bu olayın ardında yabancı parmağı
olduğu gün gibi aşikârdır. Bu olay hükümeti sarsıyor ya da zımnen hükümete
destek için yapılıyor olabilir fark etmez ama arkasında karanlık odakların
olduğu şüphesizdir. Zira bu tür şeyler kendiliğinden ortaya çıkmaz, çıkamaz.
Çıksa bile ömrü taş çatlasa bir günlüktür. Sizler kanıt araya araya çürüdünüz
gittiniz, oysa kanıt bulmak isteyene kanıt sonsuzdur. Sadece görmeyi bilmek
gerek. Bilmem ne gibi bakarsan göreceğin bir şeyde olamaz. Faiz lobisi diye bir
lobi kuşkusuz ki vardır. Aklı olan bunu zaten bilir, görür, tanır. Ha,
Hükümetin faizle ilgili bir iş yapmaması, hatta zımnen bu lobinin işine yaracak
uygulamalar yapması, bu lobinin olmadığı anlamına gelmez. Ve bu lobinin uluslararası
destekçileri kuşkusuz ki vardır. En azından dünyayı sömürenlerin olduğunu ve
bunların sömürü tezgâhını nasıl kurduklarını ve işlettiklerini biliyoruz. Bunu
izah etmeye lüzum yoktur. Bankaların fonksiyonunu azıcık aklını kullanan herkes
bilir. Dünya ekonomisi bile bir yerde Bankacılık vs. örgütlenmelere dayanır. Bankacılıkta
faizcilik demektir. Hatta daha ileri boyuta taşırsak işi, dünyayı
yönlendirenler, yönetenler bile Finans çevreleridirler. Kundakta ki bebek bile
idrak eder bunu. Ha biz ancak, birileri bir şeyleri yok ettikten sonra anlarız o
birilerinin varlığını diyorsanız, bize de hadi ordan sahtekâr demek düşer. O zaman
Uğur Mumcu vs. aydınların katledilmelerinin, 12 Eylüllerin vb. olayların
arkasında da bir şeyler aramayın, aramayalım. Hayır, madem arkada karanlık
birileri yoktu da, dünlerde Hırant Dink cinayeti vb. şeyler için niçin böyle
konuşmuyordunuz? Evet, Türkiye’nin güçlenmesi zaten istenmiyor, şeytanın sözcülüğünü
yapmana gerek yok. Türk Milletinin birliği de yok edilmek isteniyor. IMF
denilen şerefsiz örgütün önünde diz çökmesi de isteniyor. Ha tabi şeytanın
aklı, gönlü ve gözü ile bakınca bunlar saçma geliyor olabilir. Bizi aptal
sanıyorsanız, bizim gözümüzde en büyük aptal, ahmak sizlersiniz. Müslümanlar
aşağıda ki Ayet’e iman etmiş insanlardır ve merak etmeyin sizden sonsuz kez daha
akıllı, zeki ve insandırlar hatta ve hatta sen ve gibilerden bin kat daha
bilimseldirler.
‘’EY İMAN EDENLER! Size
karşı düşmanca niyet taşıyanları sırdaş edinmeyin. Onlar sizi yoldan çıkarmak
için ellerinden geleni yaparlar. Dört gözle sıkıntıya düşmenizi beklerler.
Baksana öfkeleri ağızlarından taşıyor. İÇLERİNDEKİ KİN İSE DAHA BÜYÜKTÜR. Eğer düşünürseniz size ayetleri böyle açık
açık bildiriyoruz. Sizler iyi niyetle onları seviyorsunuz, onlar ise geçmiş
bütün vahiylere de inandığınız halde sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıklarında
‘biz inandık’ derler. Yalnız kaldıklarında ise burunlarından solurlar. Onlara
söyle: ‘kininizle geberin!’ Allah
bütün sinelerin özünü bilir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Asla iyiliğinizi
istemezler, bilakis dara düşerseniz sevinirler. Eğer güçlüklere göğüs gerer,
daima ALLAH BİLİNCİYLE yaşarsanız
onların hileleri size zarar veremez. Çünkü Allah her şeyi kuşatmıştır; kimse
onun dışına çıkamaz.’’ Al-i İmran–118–119–120
MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’Yeni havaalanı "birilerinin"
tekerine fena halde çomak sokmuş... 3. köprü de "birilerinin"
hesabını altüst etmiş... Kimi iş çevreleri uluslararası sermayeyle el ele verip
bu gösterileri organize etmiş... Bu işin arkasında Soros ve faiz lobisi
varmış... Dört bir yanı düşmanlarla sarılıymış ülkemizin... Kısacası,
dört bir yanımızı saran dış düşmanlarımız aynı anda harekete geçip AK Parti'yi
düşürmek için el ele vermiş. İyi de, hani AK Parti yeni dış politikasıyla,
bütün dünyada yeni dostlar kazanmış; başta stratejik müttefiki ve Avrupa olmak
üzere son derece iyi ilişkiler geliştirmişti? Daha geçen gün "Seçilmiş
başbakana diktatör diyemezsin" deyip Kılıçdaroğlu'nu azarlayan Swoboda
Avrupalı değil mi? Hani siz bütün dünya ile ekonomik ilişkileri geliştirmiş,
kazan- kazan ilkesi çerçevesinde bütün dünyada sağlam ekonomik partnerler
edinmiştiniz? O zaman kim bu Türkiye'nin büyümesini, ekonomik kalkınmasını
kösteklemeye çalışan düşman ülkeler? Şu Soros dediğiniz daha düne kadar
Kemalistler tarafından ulus devleti yıkıp sizi iktidara getirmekle suçlanmıyor
muydu? Ne zaman saf değiştirdi?’’’’’’’’’’’’’’’
BEN: Kafan bu kadar
basıyor işte. Bu ülkede, bu ülkenin ve milletin istikbalini parlatacak ve bu
ülkeyi ve milleti bağımlı olmaktan bir nebzede olsa kurtaracak her hamle
düşmanları çıldırtır ve harekete geçirir. İçeride ve dışarıda birilerinin
hesabını alt üst eder. İşte bu kadar zavallısın, çocuksun ama bildiğini
sanıyorsun. Bu ülkede ki acemi kapitalistlerin kahir ekseriyeti Türk, Türkiye
ve İslam düşmanıdır behey zavallı serseri. Bu milletin çocuklarının bunu
bilmediğini mi sanıyorsun. Soros denilen şeytanın elbette ki içeride yemlediği
mallar vardır. İyi süt evren mallardır bunlar. Bel ki seni bile yemliyordur
kimbilir. Evet, dört bir yanımız düşman dolu, bunu inkar edebilecek yüreğin ve
beynin var mı senin? Zira görünen köy kılavuz istemez. Ha AKP’ni düşürmek
isterler mi, istemezler mi orasını bilemem. Ama AKP saf bir şekilde Milli
İradeyi temsil eder, Milli İradeye zerre miskal zıt eylem yapmazsa elbette ki
düşürmek isterler. AKP ağzıyla kuş tutsa ve domuzlara dost olsa da Avrupa
denilen Domuzlar Diktatoryası yine de dost olmaz. Çünkü Haçlılar, genelde
Müslüman Milletlerini ve özelde Türk Milleti’ni sevmezler. Ama dünya politikası
diye bir şey vardır. Adam dost değildir ama sen dost görünerek işlerini
halletmek istersin. Onlarda kendi istediklerini yaptığınızı sanır ve ses
etmezler. Bakarlar ki pabuç pahalı ve göründüğü gibi değil hemen yok etmeye yeltenirler.
Yani senin kafan buna basmaz. Swoboda olayı da bir tuzaktı ama AKP bunu idrak edemedi.
O haysiyetsiz şeytan aslında tamda bu vuruşu yapmak için Sayın Kılıçdaroğlu’na
o sözü söyledi. O sözü söyleyecekti, AKP ve benzeri çevreler bir oh çekecekti,
dünya bunu görecekti. Daha sonra AKP ye söyledikleri daha bir anlam kazanacaktı.
AKP de bir şey söylerse, herkes; dün seviniyordun bugün niçin kızıyorsun
diyecekti. Olay ve oyun buydu ama fark edilemedi. Yani senin anladığın bir şey
yok, anlamadan laf ediyorsun. Sefil beyinli zavallı, Avrupa Türk’e dost olur mu
hiç? Sen ne kadar da Avrupa lehine iş yapsan, onların iyiliğini de istesen,
onlar daima senin kötülüğünü isteyeceklerdir. Köyün itleri küs olsalar da kurdu
görünce birleşirler. AKP de kendince politika uyguluyor işte. Dostum yok mu
deseydi, Avrupa’dan dost olmaz mı deseydi, bir defa bu evrensel politik
stratejilere aykırıdır ve bunu yapan aptaldır. Avrupa oyun oynayacak, sen
angutça o oyuna geleceksin. Bu kadar sefil bir beynin var işte. Ah be sefil
beyinli zavallı, ne kadar da safsın ya da bilmem nesin, Avrupa dediğin ikili,
üçlü hatta onlu oynar. Avrupa piçi kullanacağı tarafı seçer. Dün birilerini
kullanmıştır, bugün birilerini kullanmaya çalışır, yarında kullanabileceği
elemanları tanır. Avrupa bir şeytandır ama senin o sefil beynin, benim bu
dediklerimi bile algılayıp, anlayamaz.
MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’Boykot
çağrıları ve tehditler… Bu arada,
Batı basınına karşı topyekûn ve düşmanca değerlendirmeler de gırla gidiyor. Biz
onların ne olduğunu zaten bilirmişiz! Onların Türkiye hakkında hayırlı bir
haber verdiği görülmüş şey miymiş? Sanki Batı basını denen şey, hepsi bir
ağızdan konuşan homojen bir blokmuş gibi... Sanki Türkiye vesayet rejimiyle
hesaplaşırken ya da demokratik reformlar yaparken Erdoğan'ı alkışlayan, "Türkiye'de
sessiz devrim" manşetleri atan da Batı basını değilmiş gibi… Yine,
endişe verici bir İstanbul sermayesi düşmanlığı... Kimi firmaların mallarına
boykot çağrısı... Sanki iş dünyası AK Parti hükümetinin yıkılması için el ele
vermiş ve gençleri sokağa dökmüş gibi... Sanki herhangi bir iş adamının Gezi
Parkı direnişini destekleme hakkı yokmuş, desteklemek uluslararası komplonun
içinde olmak demekmiş ve destekleyenin cezalandırılması meşruymuş gibi... Gösterileri
destekleyen sanatçılara tehdit... Sanki muhalif olmak, gösterileri desteklemek
AK Parti'ye karşı antidemokratik bir komplonun içinde olmak demekmiş gibi bir
algı... "Bedelini ödeyecekler", "Bundan sonra başka türlü davranacağız"
tarzı vahim ifadeler... Bir üniversitenin, ulaşımın felç olduğu bir günde,
öğrencilerinin mağdur olmaması için "sınavı kaçıranlar için ek sınav
yapacağız" duyurusunun bile "komplonun içinde olmanın
kanıtı" olarak sunuluşu...’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’
BEN: Evet, ne oldu?
Battı mı, Batıya olan düşmanlık? Evet, Türk Milleti nezdinde Batı düşmandır. Çünkü
bizde Batının düşmanıyız. Bu yok edilemez bir tarihi hakikattir. Ama senin
sefil beynin kaldıramaz bu hakikati. Basitsin ve ancak basit, yavan, sığ
şeyleri kaldırabilirsin sen. Çünkü ağır şeyleri kaldırmaya çapın kifayetsiz
kalır. Şüphesiz ki biliriz Avrupa denilen Domuzlar Diktatoryasının ne olduğunu.
Hatta senin bile ne olduğunu çok iyi biliriz ve biliyoruz da. Görülmüş mü? Örnek
versene bir tane, hadi görelim seni. Onlar şeytanın çocuklarıdırlar ve Türk’e,
İslam’a ve Türkiye’ye daima kin kusarlar. ‘’Siz
onlardan olmadıkça, onlara mutlak olarak boyun eğmedikçe, onlar sizi asla dost
olarak kabul etmezler.’’ Mutlak yasasını idrak edecek beynin var mı? O başlığı
atmaları da aslında düşmancaydı, şimdiki yaptıkları da düşmancadır. Ki politikanın
özü budur. Ama kafa yok be sende kadın. Çok zavallısın be kadın. Şu Türk
milletinin varlığından da çok çektin be kadın. Keşke şu Türk olmayaydı, şu
İslam olmayaydı ne de güzel yaşar giderdiniz değil mi şeytanla? Evet, İstanbul Sermayesi
Avrupa’nın kuklasıdır. Ve Türk Milleti de bu sermayeye düşmandır. Çünkü bunlar
da kahir ekseriyetle Türk’ün, Türkiye’nin ve İslam’ın düşmanlarıdırlar. Keşke
AKP tarafından yapılan çağrılar samimi olsa, yıkıcı, yok edici olsa ama
sanmıyorum. Sadece dize getirmek için yapılan çağrılardır. Belki de danışıklı
bir dövüştür. Yoksa İstanbul Sermayesi denilen derin, karanlık, kirli, kanlı
yapıya karşı yapılan hatta yapılması zorunlu olan boykot çağrısı şerefli,
namuslu, ahlaklı bir çağrıdır ve aynı zamanda adalet çağrısıdır. Bir vatan
haini varsa, onu tehdit etmek şüphesiz ki bir vazifedir. Ve o tehdit değil, uyarıdır.
Sefil beyninle olayları yorumlarsan böyle abuk sabuk laflarsın zavallı. AKP ye
muhalif olabilirsiniz, ama bu ülkeye ve bu millete muhalif olamazsınız. Muhalif
olsanız da bunu eyleme dönüştürmezsiniz. Dönüştürdüğünüz zaman, sizi başka
şeylere dönüştürürler ve dönüştürecek olanlar mutlaka ki çıkar. Ta ki
burunlarına kadar gelmesin bazı şeyler. İşte o zaman gizli güç çıkar ve
ezebileceği son raddeye kadar acımadan ezer. Hem de it gibi. Kimse eylem
bahanesiyle polise taş atamaz, kaldırımları sökemez, otobüsleri yakamaz, terör
estiremez. Bunu yapanı ezerler bit gibi. Herkes haddini bilecek kadın. Nerede
ve kimin bağrında yaşadığını unutmayacaksın. Zira hatırlatmak çok pahalıya mal
olabilir. Söylediklerimizi yapanlara nasıl davranılmasını istiyordunuz? Gül dağıtılmasını
mı? Türkü söylenmesini mi? Sen devletin hazinesini kapitalist kansızlar, soysuzlar,
şerefsizler adına talan et, benim cebimin boşalmasına da neden ol, ondan sonra
sana gül atayım öyle mi? Bizi kimliksiz ve kişiliksiz mi sandınız? Bizi ezik bellediniz
herhalde? Kimsiniz siz? Kaç kuruş edersiniz? Beyninizin çapı ne kadar? Nereden geldiniz?
Kimler adına hareket ediyorsunuz? Sanatçı ha! Sen sanatın ne olduğunu biliyor
musun o küçücük beyninle? Kim sanatçı ve ortaya koyduğu sanat ne? Tabi kendini
aydın sanan zırcahiller, sokaklarda serserilik yapanı da sanatçı, onların
sefilliklerini de sanat sanır.
MALUM ŞAHIS: ‘’’’’’’’’’’’’’’’Küflü bir
söylem… Bütün bunlar doğru değil, bilesiniz; hayra alamet de
değil… Her taşın altında "yabancı parmağı" arayan, "Türk'ün
Türk'ten başka dostu yoktur" duygusunu körükleyen, her türlü toplumsal
muhalefeti "dış mihraklara ve onun içerideki maşalarına" bağlayan
siyasi söylem yeni Türkiye'nin değil eski Türkiye'nin söylemidir. Kendine
güvenen, kitle desteğine güvenen güçlü bir iktidarın söylemi olmamalıdır bu
söylem. AK Parti'nin kendi gücünü konsolide etmek, saflarını pekiştirmek için
böyle fiktif düşmanlar üretmeye, öcüler yaratmaya ihtiyacı yok. Tek ihtiyacı
haklı zeminde kalmak, haksız suçlamalara tok bir üslupla cevap vermek ve tabii
ki en önemli olarak, gerçekte bütün bunların neden olup bittiğini anlamaya
çalışmak... Bu arada şunu da merak ediyorum: Bir iktidarın halkı filanca
bankayı boykot etmeye; taraftarlarını paralarını o bankadan çekip devlet
bankasına yatırmaya çağırmaya hakkı var mıdır? Bu serbest rekabete aykırı değil
midir? Rekabet Kurumu buna ne der?
BEN: Doğrunun ölçütü
sen misin? Kirli ve çürümüş beyninden akanların doğru olduğunu mu sanıyorsun? Hayra
alamet sayılacak olanlar nelerdir? Türklüğü, İslam’ı, Türkiye’yi yok etmek için
yapılan her şey hayra alamet midir? Evet, her taşın altında, her pislik,
ahlaksız işin ve her ihanetin altında yabancı parmağı vardır ama o parmağın
dilediği gibi oynamasına engel olamayan Türk Milletinin suçu da yok değildir. Türk’ün
Türk’ten başka dostu yoktur evet. Tabi burada kastettiğimiz gerçekten, öz be öz
Türk olanlardır. Yani bir nevi İslam’a mutlak olarak tabi olmuş olanlardır. Ama
bu sözü idrak edecek beynin var mıdır onu bilemem. Bunu da ancak ve ancak
Türklük şuuru, bilinci taşıyan, tarihinin ve dininin farkında olan asil
karakterler idrak ederler. Şeytanın dostları ise hiçbir şey anlamazlar. Dış mihraklar
vardır ve onların içerideki maşaları da vardır ve belki bizlerde daima
maşalarına cevap vermek zorunda kalıyoruzdur. Türk’e ve İslam’a düşman olan her
odak mutlaka yabancı maşasıdır. Bu söylemde asla ölmeyecektir, çünkü bu gerçek
değişmeyecektir. Ta ki şeytan ve dostları varlıklarını sürdürdükleri müddetçe. Gerçekleri
söylemek öcü yaratmak değildir. Ve biz öcülerin hangi ciciler olduklarını
biliyoruz. Ta ki AKP söylemse de, icabında gizlese de. Hakikaten neler olup
bittiğini anlayacak beynin var mı ve bu sözün tüm söylediklerini sıfırlamıyor
mu? Ah akıl, ah idrak nerelerdesin? Evet, bir iktidar namuslu ise, Milli ise,
ahlaklı ise tam da bunu yapmalıdır. Milleti, kendi düşmanlarına yani milletin
düşmanlarına karşı boykota ve uyanık olmaya çağırmalıdır. Ama danışıklı dövüş
olmadan, dürüstçe, namusluca çağırmalıdır. Kim takar serbest rekabeti? Herkes ahlaklı,
şerefli olmalıdır. Şerefsizlik yap ama beni tak de. Bir iktidar tüm yabancı
unsurlara diz çöktürmelidir icap ediyorsa ve yapabiliyorsa. Ve milleti devletin
yanında olmaya çağırmalıdır. Millet, kendini devlet sanan soysuzlara tabi olmak
zorunda değildir, kendi devletini desteklemek zorundadır.
Son tahlilde; Sevgili
dostlar! Şeytanın dostları, şeytana karşı, insanları uyumaya çağırırlar. Olan bitenin
anlaşılmaması, şeytanın bundan zarar görmemesi ya en az zararla kurtulması için
mücadele ederler. Şu bir gerçektir ki, Türk Milletini asla sevmezler. Türkiye’nin
güçlenmesini asla istemezler. İslam’ın hayata hakim olmasından asla
hazzetmezler. Bu söylediklerimiz şu manaya da gelmemelidir; AKP, Türk Milleti
için gece gündüz çalışıyor, Türkiye’nin tam bağımsız ve güçlü bir ülke olması
için mücadele veriyor, İslam’ın hakimiyeti için yaşıyor. Hayır, ben genel bir
değerlendirme yapıyorum. Ama AKP nin bunları yapmasını ister miyim? Tabi isterim,
istememem için namussuz, ahlaksız ve hain birisi olmam gerekir. AKP nin
doğruları ve yanlışları var mıdır? Şüphesiz ki vardır. çünkü mutlak doğru Allah’tır,
mutlak yanlış ise şeytan’dır. En büyük,
en derin, en keskin yanlışları ise Eğitim Politikasında ki yapılan yanlışlardır.
Bir eğitim felsefeleri, idealleri yoktur kesinlikle. Öğretmenlerin ekonomik
durumları içler acısıdır. İtibarları handiyse sıfırlanmıştır. Nesiller eğitilmeleri
gerektiği gibi eğitilmemektedirler. Zaten bu yanlış varsa, doğru nedir ve
nerededir o da tartışılır. Çünkü nesiller mahvolmuşsa, mahvolmayan ya da
mahvolmayacak hiçbir şey yoktur. Zira son olaylar bile, nesillerin içler acısı
halini ortaya koymaktadır ve nesiller mahvolduğu zaman nelerin
mahvolabileceğinin keskin göstergesidir. Eğitimde kimlik bilinci doğru düzgün
verilmemektedir, değer bilinci olması gerektiği gibi aktarılmamaktadır. Birlik olmalıyız
dostlar birlik. Uyanık olmalıyız. Olayları doğru okumalı, doğru anlamalı ve olaylara
karşı doğru tepki koymalıyız. Asla kendimizi düşünmemeliyiz. Ülkemizi,
milletimizi, devletimizi, dinimizi düşünmeliyiz. Ki zaten bunları düşündüğümüz
ve koruduğumuz zaman kendimizi de düşünmüş ve korumuş oluruz. Şeytana, çocuklarına
ve tuzaklarına karşı temkinli olmalıyız. Bizler İlay-ı Kelimetullah davasının,
Güneş Ülkesinin sevdalılarıyız. Sorumlu insanlarız. Vazifemizi layığı ile
yapmalıyız.