Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Kimin yanında olursa “iyi” olur?
“Benim yanımda”!
Karşıma geçerse “kötü” olur!
O vakit, “içişlerimize karışan”, “karıştıran”, “komplo kuran” bir “Batı” olur!
Lâkin daha hiçbir resmî sıfatın olmadığı halde ABD Başkanı Bush’la görüşürken…
Seçim kampanyalarında, AKP için sayfalar, ekranlar dolusu övgüler düzülürken…
Beyaz Saray’da “hatırlı misafir” olarak ağırlanırken…
Silivri davalarında, sanıkların aleyhine duruş sergilerken…
Brüksel’de, Roma’da Avrupalı liderlerle “aile fotoğrafları” çektirilirken…
Papa heykeli önünde, AB bayraklı masada Gül-Erdoğan ikilisi AB Anayasasına imza atarken ve bu, büyük bir “zafer” olarak halka iri puntolarla sunulurken…
Avrupa Birliği’yle işler gayet iyi, gayet “uyumlu” giderken…
Onlarla ahenk içinde olmak için emrettikleri düzenlemeleri yaparken…
Bu ahenk en üst düzeye çıksın, AB’ne süratle eklemlenelim diye “Avrupa Birliği’nden sorumlu bakanlık” ihdas edilir ve buraya atama yapılırken…
AKP iktidarının icraatları, hele “açılım”ları, “çözüm süreçleri”, “terörle müzakereleri” ağız dolusu övülürken pek güzeldi…
Pek hoştu!
Batı, Türk’e, Müslüman’a dosttu!
Komplo falan kurmuyordu!
Doğruları yazıyor, söylüyor, savunuyordu!
x x x
Şimdi, aynı Batı;
Gençleri dinlemek lâzım dediğinde…
Gösteriler demokratik hakkın kullanımıdır dediğinde…
Devlet aşırı güç kullanmasın uyarısı yaptığında…
Televizyonları, taksim’den canlı yayınlar yaptıklarında…
Demokratik taleplere destek verdiklerinde…
Hele, Anayasalarını imza ederek kabul ettiğiniz AB Parlamentosu sizi kınama kararı aldığında;
Karşınıza geçmiş,
Düşmanca hareket etmiş,
Komplo yapmış oluyor, öyle mi?
Yahu, sizin oralarda insafın hiç namı yok mu?
Hem, “Buralar, aynı zamanda NATO toprağıdır.” diyen siz değil miydiniz?
x x x
KİMSE KİMSEYE KARIŞMASIN
Batı’nın, bizim işlerimize karışmasından öteden beri rahatsızım…
Bir muhalif olduğum halde, şimdi, Batı’nın, iktidarın karşısında olması benim hoşuma gitmez. Bizim işimize kimse karışmasın… Biz kendi işimizi, kendimiz hallederiz.
Lâkin bu arada, insan sormadan geçemiyor:
Türkiye, başka ülkelerin içişlerine hiç karışmıyor mu?
Misâl, yıllardır “Esad gitmeli!” diye dünyayı ayağa kaldıran kim?
Bu, Suriye’nin içişlerine karışmak olmuyor muydu?
Dersimizi aldık mı?
Kendi işlerine karışılmasını istemeyenler, başkasının işlerine burnunu sokmamalılar!
Sonra, sızlanmaya hakları kalmaz.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’DAN, 12 haziran