Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Mısır’da, Mursi’nin devrilmesinden sonra yeni bir tartışma başladı:
Siyasal İslâm!
“Siyasal İslâm başarısız oldu!” diyen,
“Siyasal İslâm’ın sonu!” diyen,
“Siyasal İslâm’ın sonucu!” diyen de var…
“Siyasal İslâm direniyor, başardı, başaracak!” diyenler de…
Peki, bu “Siyasal İslâm” denilen şey ne demek?
İyi bişey mi?
Güzel, faydalı bişey mi?
x x x
Haddizatında, tamlama, kendisini tam olarak anlatıyor: İslâm’ın siyasallaştırılması…
Dinin politikaya alet edilmesi…
Dinin,
Dindarın,
Müslümanlığın istismar edilmesi…
Din kuralların,
Dinî hükümlerin eğilip bükülerek, dünya saltanatına payanda yapılması…
“Dinî” nutuklarla oy devşirilmesi…
Kısaca “Siyasal İslâm”; hem İslâm’ın bozulması,
Aslından uzaklaştırılması,
Yozlaştırılması,
Hem de siyasetin dokusunun bozulması-yozlaştırılmasıdır…
Herkese ait olması gereken bir değerin, en önemli sosyal değerin, dinin bir gurup veya kesime aitmiş gibi gösterilmesidir. Dinin sahibi sadece kendileriymiş gibi siyaset yapmalarıdır.
x x x
Elbette böyle bir siyaset;
Kutuplaşmaya,
Ayrışmaya,
Hoşgörüsüzlüğe,
Tahammülsüzlüğe,
Otoriterleşmeye,
Yasakçılığa,
“Hayat tarzları”na müdahaleye yol açıyor!
x x x
Anlaşılıyor ki “Siyasal İslâm” doğru bir yol değil!
En başta İslâm’a zarar veriyor…
Dinin bozulmasına,
Din ticarîleştirilmesine sebep oluyor…
Kutsal inançların dünyevî arzulara alet olması sonucunu doğuruyor!
“Siyasal İslâmcılar” dini politikaya alet ederken, halkı sürekli dinle aldatma yoluna gidiyorlar…
x x x
Buna İslâm, kutsal din müsaade eder mi?
İstismar edenleri, dünyevî güçlerden evvel kendisi çarpar!
Eninde sonunda!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’DEN, 04 Temmuz