Oy gizli, haber kutsal, yorum
hürdür.
Ortadoğu merkezli “3’ncü dünya savaşı” tüm şiddetiyle
sürüyor!
Daha önceki umumî harplerde olduğu gibi,
elbette bunun da iki ana tarafı var… Her iki tarafın büyük ve küçük
müttefikleri var:
Cephenin bir tarafında, Amerika-Avrupa Birliği (ABD-AB, Batı) ittifakı, diğer tarafında Rusya-Çin (Doğu) ittifakı “ana hasım güçler” olarak yer
almaktadır. İkincil kuvvetler olarak; Batı ittifakına Türkiye, Doğu tarafına da İran
eklemlenmektedir.
Bilindiği gibi; 28 aydır, dünya savaşının
merkezi Suriye’dir… Bu cephede, Suudi
Arabistan ve Katar maddî, Mısır ise manevî ve insan destekleriyle
Batı ittifakının yanındadır.
Şimdi Ortadoğu’da yeni bir cephe açıldı… Daha
doğrusu, 3 sene önce açılıp, geçici “ateşkes”le
ara verilen cephe: Mısır!
Tabii Mısır deyince bir duracaksınız!
Çünkü her bakımdan Suriye’nin en az 4 katı
büyüklükte, ehemmiyette bir devlet…
Dolayısıyla, Mısır’daki cephenin açılmasıyla;
Suriye, sadece ikinci plana düşmekle kalmadı, neredeyse unutuldu… Mısır, o
derece baskın!
Burası Ortadoğu… Sorunlar karmaşık, zemin
kaygan…
Eh, dünyadaki yönetimler de kaypak!
Binaenaleyh, aynen daha önceki umumî
harplerde olduğu gibi; cephe ülkeleri ve ittifaklar arasında kaymalar, yer
değiştirmeler oldu.
Asla bir hizaya gelmeyecek olanlar aynı
çizgide buluştu: Suriye cephesinde karşı karşıya olan ABD-AB ittifakıyla,
Rusya-Çin Mısır cephesinde aynı tarafa düştü ve Mursi karşıtı oldu.
Mursi, Suriye’de, Batı’nın yanında yer almış,
dolayısıyla Katar ve Arabistan’la “müttefik”
olmuştu… Kaderin cilvesi, şimdi, Katar da Arabistan da Mursi’nin karşısında…
Dünyada, Mursi’nin yanında gözüken iki devlet
var: Türkiye ve İran…
Son derece ilginç bir durum; Suriye
cephesinde karşı karşıya olan iki komşu ülke, Mısır meselesinde aynı çizgide
buluştu.
x x x
Bölgemizde yaşananlar, gelişmeler ibret
verici…
Dünya politikasında kalıcı dostluklar, ebedî
ittifaklar yok!
Ne var?
Ülkelerin menfaatleri, her an değişebilen
menfaatleri var!
Mısır’da yaşananları göz önüne aldığımız
vakit; en istikrarlı dış politikayı ve politik duruşu Türkiye’nin izlemiş
olduğu açık seçik gözüküyor.
Türk hükümetini tebrik ediyorum. Mısır
politikasını destekliyorum.
x
x x
Mısır’da doğru konumda bulunan Türkiye’nin
daha önceki dış hamlelerinin doğru olup olmadığını bir gözden geçirmeye
ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Görüldüğü gibi, büyük ülkeler ve onların
uyduları menfaatlerine göre tavır sergiliyor… Bunlara güvenilemeyeceği ortada…
Onların yanımızda olacağını farz ederek
komşularla aramızı açmanın, ipleri koparmanın doğru bir dış politika olmadığı
ortada!
Suriye konusunda en ileri giden biz olmuştuk.
O kadar ki devlet başkanının adını bile
değiştirmiş, “Esed” yapmıştık.
Sonunda, Suriye’de yalnız bırakılmıştık. Tıpkı,
şimdi Mısır’da yalnız bırakıldığımız gibi!
Bu şartlar çerçevesinde, Suriye Devlet
Başkanının adını iade etmeyi düşünsek mi acaba?
x
x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’DEN, 04 Temmuz
YORUMLAR
Osman Yıldız
30.03.2013 - 18:32
Özgür bey Yazınızı nefesim kesilerek okudum. Yanılgılar içindesiniz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasından Türk kelimesini çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Bu olay aynen şuna benziyor. Tilki peyniri istiyor. Şarkı söylerse Karga peyniri yiyecek. Hepsi bu. Kardeş hukuku varsa kardeş hukuku olmalıdır. Beyaz kardeş siyah kardeş palavrası bitmelidir. Güçlü olan bizleriz. Bizim gücümüzden kuşkuya düşmemizi gerektiren hiç bir şey yok. Biraz rahat olunuz. Bu millet uyuyor olsa da asla vatan birliğine yönelen mermiler karşısında uyumaz. Anında uyanır. Saygılarımla
özgür deniz
30.03.2013 - 18:58
öncelikle kalbi teşekkürler üstad emeğe verdiğiniz değer için...yanılgı değil benimkisi üstad...AZİZ SULTAN ABDÜLHAMİT HAN ın bir sözü vardır::::''''''beni evhamlı sanıyorlardı, HAYIR! ben sadece gafil değildim, o kadar.''''''''' der...ki her düşünen aynı zamanda yanılma payına da sahip olandır...bu ülkede olmaz denilen neler oldu üstad...buna hepimiz şahidiz...hayır asla algıladığınız kadar basit değil hiçbir şey...bence çok iyi niyetli düşünüyorsunuz...haddizatında böyle de olması gerekir ama keşke olunabilse,olabilsek... kardeş hukuku var ama bu hukuk kimin tarafına yontuluyor belli değil...beyaz kardeş, siyah kardeş diye bir palavra var mı bilmiyorum, varsa da inanmıyorum...birlik olabilirsek, adaleti sağlayabilirsek elbette güçlü oluruz...ama maalesef böylee bir durum yok, dolayısıyla olmamız gerekn güçte de değiliz... gerçekçi olmalıyız...rahatım kesinlikle...sadece düşüncelerimi paylaşmaya çalışıyorum...milletimiz maalesef gerçekleri göremiyor, görenlerde yanlış görüyor şahsi kanaatimce...çünkü görünen köy kılavuz istemez...ha elbet bir felaket geldiği zaman, milleti uyandıracak noktalar vardır, olacaktır...ama felaket gelmeden uyanılması icap etmez mi...hayır kadim değerlerimiz belli,temel argümanlarımız belli...ama ne değer var ortada, ne de argüman kalmış yol gösterecek...izler karışmış, kavramlar kaymış...büyük oyun dönüyor, bunu mutlaka görmek gerekiyor...tabiki isteriz, milletimizin, ülkemizin iyi durumda olmasını...ve hiçbir odağa karşıda kasıtlı düşmanlığım olamaz...iyiyi ve kötüyü tefrik ederek bakarım...tabi DİN VE KİMLİK asla vazgeçilmezimdir...DİNSİZ VE KİMLİKSİZ tiplerden çok çektik ve hala da çekiyoruz...BİLMUKABELE SAYGILAR ÜSTAD...
Osman Yıldız
30.03.2013 - 19:40
Özgür bey
Bu devletin sahibi biziz. Bu hiç bir zaman değişmeyecek. Sizin yorumunuzu okumadan önce devlete, devleti şu an temsil edenlere yazdığım bir yazı ve o yazının bahsi olan dilekçem www.yb.com.tr/sondilekcem adresinde var. Ben bu vatanı seven herkesin bu vatanın öz be öz sahibi olduğuna inanıyorum. Devletin bir şekilde bir kaç makamını işgal etmiş bulunan ne olduğu belirsiz insanların uygulaması benim devletimin sahibi olmam gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle yanıldığınızı yazdım. Benim yaşadıklarımı yaşasanız demek ki komple isyan edersiniz. Saygılarımla
özgür deniz
31.03.2013 - 01:36
şahsen kanunlarına uyduğumuz, canımız gibi koruduğumuz devletimizin sahibinin gerçekten TÜRK MİLLETİ olduğundan kuşku duymuyor değilim...evet devlet belki yapı olarak bize aittir ama o devleti yönlendiren, o devletin kanunlarını tanizm eden odakların TÜRKLÜKLERİNDEN şüphe ediyorum...bu sadece bugüne ait bir düşünce değil, uzun zamandan beri böyle olduğunu zannediyorum...vatan, elbet vatanı seven herkesindir...ama herkesin vatanı sevdiğini nasıl bilecez...zira vatanı seviyorum demekle vatan sevilmiyor üstad...ona kalırsa herkes vatanı seviyor...fakat ne hikmetse ihanetten de geri durmuyor...vatanı sevmek basit bir şey değildir üstad...yürek beyin namus şeref asalet sadakat sevda ahlak adalet ve adam gibi adamlık gerekir...kuru kuruya vatanın sevileceğine inanmıyorum...hatta seviyorum diyenlerin çoğunluğunun sevdiğine de inanmıyorum...zira vatanı sevselerdi, vatan bu halde olmazdı...tabi bir gerçeklik varsa o gerçeklik değişmez ama birde ona mukabil bir gerçeklik vardır...devlet senindir ama o devleti yönlendiren senden değildir...bu ise acı verir insana...ve devletin gerçekten kendine ait olması için mücadele verir insan...sadece beden olarak değil ruh olarakta devlet bana ait olmalıdır..olayın bam telide burasıdır işte...ve YANILDIĞIMI da düşünmüyorum...çünkü resim gayet net olarak tam karşımda duruyor ve ben o resmi her zaman görüyorum, hissediyorum...ta ki uzuuuuuunnn zamandan beri...yıllar yılı...yaşamadık değil üstad çok acı şeyler yaşadık...ve her acının tadı elbet farklıdır...ama o acıya dayandıran imanımızdır, vatan sevgimizdir, ecdad saygımızdır, değer sevdamızdır...benim isyanım ise sözlerimdir...an gelir eylemlerimdir...ama dünya gariptir, elden fazla bir şey gelmiyor... üstad NECİP FAZIL diyor ya::::::: ''''''''''''' AKREBİN KISKACINDA YOĞURMUŞSA BİZİ KADER, ALDIRMA BU DÜNYA BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER.'''''''' sadece imtihandayız, deneniyoruz ve bu yüzdendir sonuçsuzda kalsa direnişimiz, mücadelemiz, sözlü isyanımız...elden ne gelir...acı çekmek kaderimiz...SAYGIDA BİLMUKABELE ÜSTAD...
Osman Yıldız
30.03.2013 - 18:32
Özgür bey Yazınızı nefesim kesilerek okudum. Yanılgılar içindesiniz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasından Türk kelimesini çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Bu olay aynen şuna benziyor. Tilki peyniri istiyor. Şarkı söylerse Karga peyniri yiyecek. Hepsi bu. Kardeş hukuku varsa kardeş hukuku olmalıdır. Beyaz kardeş siyah kardeş palavrası bitmelidir. Güçlü olan bizleriz. Bizim gücümüzden kuşkuya düşmemizi gerektiren hiç bir şey yok. Biraz rahat olunuz. Bu millet uyuyor olsa da asla vatan birliğine yönelen mermiler karşısında uyumaz. Anında uyanır. Saygılarımla
özgür deniz
30.03.2013 - 18:58
öncelikle kalbi teşekkürler üstad emeğe verdiğiniz değer için...yanılgı değil benimkisi üstad...AZİZ SULTAN ABDÜLHAMİT HAN ın bir sözü vardır::::''''''beni evhamlı sanıyorlardı, HAYIR! ben sadece gafil değildim, o kadar.''''''''' der...ki her düşünen aynı zamanda yanılma payına da sahip olandır...bu ülkede olmaz denilen neler oldu üstad...buna hepimiz şahidiz...hayır asla algıladığınız kadar basit değil hiçbir şey...bence çok iyi niyetli düşünüyorsunuz...haddizatında böyle de olması gerekir ama keşke olunabilse,olabilsek... kardeş hukuku var ama bu hukuk kimin tarafına yontuluyor belli değil...beyaz kardeş, siyah kardeş diye bir palavra var mı bilmiyorum, varsa da inanmıyorum...birlik olabilirsek, adaleti sağlayabilirsek elbette güçlü oluruz...ama maalesef böylee bir durum yok, dolayısıyla olmamız gerekn güçte de değiliz... gerçekçi olmalıyız...rahatım kesinlikle...sadece düşüncelerimi paylaşmaya çalışıyorum...milletimiz maalesef gerçekleri göremiyor, görenlerde yanlış görüyor şahsi kanaatimce...çünkü görünen köy kılavuz istemez...ha elbet bir felaket geldiği zaman, milleti uyandıracak noktalar vardır, olacaktır...ama felaket gelmeden uyanılması icap etmez mi...hayır kadim değerlerimiz belli,temel argümanlarımız belli...ama ne değer var ortada, ne de argüman kalmış yol gösterecek...izler karışmış, kavramlar kaymış...büyük oyun dönüyor, bunu mutlaka görmek gerekiyor...tabiki isteriz, milletimizin, ülkemizin iyi durumda olmasını...ve hiçbir odağa karşıda kasıtlı düşmanlığım olamaz...iyiyi ve kötüyü tefrik ederek bakarım...tabi DİN VE KİMLİK asla vazgeçilmezimdir...DİNSİZ VE KİMLİKSİZ tiplerden çok çektik ve hala da çekiyoruz...BİLMUKABELE SAYGILAR ÜSTAD...
Osman Yıldız
30.03.2013 - 19:40
Özgür bey
Bu devletin sahibi biziz. Bu hiç bir zaman değişmeyecek. Sizin yorumunuzu okumadan önce devlete, devleti şu an temsil edenlere yazdığım bir yazı ve o yazının bahsi olan dilekçem www.yb.com.tr/sondilekcem adresinde var. Ben bu vatanı seven herkesin bu vatanın öz be öz sahibi olduğuna inanıyorum. Devletin bir şekilde bir kaç makamını işgal etmiş bulunan ne olduğu belirsiz insanların uygulaması benim devletimin sahibi olmam gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle yanıldığınızı yazdım. Benim yaşadıklarımı yaşasanız demek ki komple isyan edersiniz. Saygılarımla
özgür deniz
31.03.2013 - 01:36
şahsen kanunlarına uyduğumuz, canımız gibi koruduğumuz devletimizin sahibinin gerçekten TÜRK MİLLETİ olduğundan kuşku duymuyor değilim...evet devlet belki yapı olarak bize aittir ama o devleti yönlendiren, o devletin kanunlarını tanizm eden odakların TÜRKLÜKLERİNDEN şüphe ediyorum...bu sadece bugüne ait bir düşünce değil, uzun zamandan beri böyle olduğunu zannediyorum...vatan, elbet vatanı seven herkesindir...ama herkesin vatanı sevdiğini nasıl bilecez...zira vatanı seviyorum demekle vatan sevilmiyor üstad...ona kalırsa herkes vatanı seviyor...fakat ne hikmetse ihanetten de geri durmuyor...vatanı sevmek basit bir şey değildir üstad...yürek beyin namus şeref asalet sadakat sevda ahlak adalet ve adam gibi adamlık gerekir...kuru kuruya vatanın sevileceğine inanmıyorum...hatta seviyorum diyenlerin çoğunluğunun sevdiğine de inanmıyorum...zira vatanı sevselerdi, vatan bu halde olmazdı...tabi bir gerçeklik varsa o gerçeklik değişmez ama birde ona mukabil bir gerçeklik vardır...devlet senindir ama o devleti yönlendiren senden değildir...bu ise acı verir insana...ve devletin gerçekten kendine ait olması için mücadele verir insan...sadece beden olarak değil ruh olarakta devlet bana ait olmalıdır..olayın bam telide burasıdır işte...ve YANILDIĞIMI da düşünmüyorum...çünkü resim gayet net olarak tam karşımda duruyor ve ben o resmi her zaman görüyorum, hissediyorum...ta ki uzuuuuuunnn zamandan beri...yıllar yılı...yaşamadık değil üstad çok acı şeyler yaşadık...ve her acının tadı elbet farklıdır...ama o acıya dayandıran imanımızdır, vatan sevgimizdir, ecdad saygımızdır, değer sevdamızdır...benim isyanım ise sözlerimdir...an gelir eylemlerimdir...ama dünya gariptir, elden fazla bir şey gelmiyor... üstad NECİP FAZIL diyor ya::::::: ''''''''''''' AKREBİN KISKACINDA YOĞURMUŞSA BİZİ KADER, ALDIRMA BU DÜNYA BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER.'''''''' sadece imtihandayız, deneniyoruz ve bu yüzdendir sonuçsuzda kalsa direnişimiz, mücadelemiz, sözlü isyanımız...elden ne gelir...acı çekmek kaderimiz...SAYGIDA BİLMUKABELE ÜSTAD...