Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu sitedeki yazarlar sütununun en altındaki köşede, son 20 gün içinde 3 MAKALE yayımlandı. Osman Yıldız imzasıyla yayımlanan bu makalelerin çok büyük bir iddiası var...
Dünya çapında, dünyayı-insanlığı ilgilendiren ve dünyaya meydan okuyan bir iddia:
“Anne-baba, dünyaya getirecekleri çocuğun cinsiyetini ve zamanını kendileri tayin edebilirler.”
Ayrıca;
“Bu yöntemle dünyaya gelen bebek tam sağlıklı, 4-4’lük bir bebek olur”.
Bu gerçek mi?
Bu iddianın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini öğrenmek çok kolay:
Osman Yıldız, tarih ve yer belirterek, bir kadının 24 Haziran’da, elbette kocasından hamile kalacağını (kaldığını) ve 17 Mart 2014 tarihinde, sağlıklı bir erkek bebeğe sahip olacağını öne sürüyor.
Başta Aileden Sorumlu Devlet Bakanı ki hamile kadının memleketinin milletvekili-hemşerisidir, bütün ilgililerin süreci takip etmesini talep ediyor.
x x x
Bendeniz, Osman Bey’i, yaklaşık 6 senedir tanıyorum.
Bebeklerin kurtarılması için ölesiye mücadele veriyor.
Televizyonlarda, ilgili tabiplerle konuyu tartıştı… Hiçbir tıpçı olaya-yönteme müspet yaklaşmadı.
Sadece “olmaz böyle bişey” diyorlar…
“Bir araştıralım”, “Bir deneyelim” demiyorlar…
Hâlbuki Osman Bey, bunu 3 defa denemiş. Üçünde de sağlıklı erkek bebekler dünyaya gelmiş.
Dolayısıyla,
1. Çocuğu olmayanların çocuk sahibi olabilmelerini,
2. Çoğunun cinsiyetini belirleyebilmek ve elbette sağlıklı çocuklara sahip olmalarını sağlamak için bu yöntemin incelenmesine ihtiyaç var.
Osman Yıldız, bunlar için çırpınırken, medyanın dikkatini konuya çekmeye çalışıyor. Aslında medyaya epey ulaşabildiği halde, yaygın medyanın konuya gereken ilgiyi göstermediğini görüyoruz.
Araştırmacı gazeteciyiz diyenlerin, misâl, bebekleri de sık sık haber yapan Ali Kırca’ların böyle bir haberin üzerine atlaması, özellikle makalelerde söz edilen hamilelik sürecinin takip edilmesi gerekirdi.
Haddizatında, böyle bir takip, tartışmaların, en geç 20 Mart 2014 tarihinde bitirilmesi anlamına da geliyor.
Osman Bey’in, verdiği tarihte, “sağlıklı bir erkek bebek” doğmazsa tartışmalar sona erer ve Osman Yıldız “şarlatan” ve “yalancı” ilân edilebilir.
Peki, belirtilen tarihte, Osman Yıldız’ın söyledikleri gerçekleşirse ne diyeceğiz?
Tesadüf mü?
Tesadüf olup-olmadığını tespit etmenin bir yolu yok mu?
İşte, bunu tabipler bilecek, araştıracak, takip ve ilân edecek…
Bunlar yapılmıyor… Bir önyargıyla toptan reddediliyor…
Bu önyargı Osman Bey’i çok üzüyor, isyan ettiriyor…
Beni de üzüyor…
Her türlü iddianın araştırılması, soruşturulması, dikkatle takip edilmesi gerektiğini savunuyorum.
x x x
ÖNYARGI YARGILATIR
Madem Osman Yıldız, son makalesinde “3- 5 ağacı bahane ederek yakıp yıkan eylem yaptığını sanan nesiller masum yavrular basit bir palavra yüzünden katlediliyor gıkları bile çıkmıyor.” diye eylemlere “önyargı”yla yaklaşmış; ona da cevap vermem lâzım:
Osman Bey, “önyargı” işte böyle bişey!
1. 3-5 ağacın bahane edilmesi,
2. Yakıp-yıktıkları,
3. Eylem yaptığını sanmak,
4. Basit bir palavra yüzünden masum yavrular katledilirken nesillerin gıkları bile çıkmıyor,
Hükümleri sadece sizin görüşünüz olabilir. Önyargılı görüşünüz!
Bu önyargınızın da milyonlarca insanı üzdüğünü, isyan ettirdiğini bilmenizi isterim.
Bence, eylemler uyuyan bir milleti uyandıran,
Gayet medenî, saygılı, efendice, “şiddet yok” ilkesiyle,
“Adam gibi eylemler” olarak başladı… Sürüyor…
Önyargılarınıza esir olmadan;
“Polis şiddeti”ni,
“Gazın insan vücuduna verdiği zararları”,
“Gözü çıkan yavruları”,
“Sağlıklı olarak dünyaya geldiği halde, polis şiddeti sonucu sağlıklarını kaybedenleri”,
“Sakatlanan, yaralanan yüzlerce kişiyi”
“Başbakan’ın cesaretlendirmesiyle, polisin göz yummasıyla sokaklara çıkan eli bıçaklı-palalı-sopalıları”,
Ve “ölen-öldürülen gençlerimizi” de görerek,
Doğmamış bebekleri kurtarmaya çırpınan soylu bir yürek olarak, onlar hakkında da bişeyler söyleyebilecek misiniz?
Allah rızası için!