Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Pekin’de yapılan olimpiyat oyunlarına 68 sporcuyla
katılan Türkiye’nin aldığı sonuç, ülke çapında tepkilere sebep oldu. Adeta bir rezalet!
Daha iyi sonuçlar alınmasını arzu ederdik ama bu kadar
başarılı olabildik. Bunun sebepleri ve sorumluları hakkında yazılıp çizilecek.
Asıl
rezalet; az sayıdaki madalyamızı ve başarımızı bayrağımızla kutlayamayışımız!
Elvan kızımız, Cuma günü 5 bin metre finalinde
yarışıyor…
Yarışmayı ikinci olarak bitiriyor. Bu da güzel bir netice,
gümüş madalya getiriyor… Ve kızımız
Türk Bayrağıyla pistte tur atmak, başarısını kutlamak istiyor. Fakat bayrak
bulunamıyor.
Neden?
Elvan, altın
madalyanın en güçlü adaylarından biri değil mi?
Elvan’ın çalıştırıcısı, masaj görevlisi, sağlık
görevlisi… ne bileyim, orada, ona yakın birileri mutlaka olması lâzım. Neden
yanlarında bayrak bulundurmuyorlar?
Bayrak
akıllarına mı gelmedi, yoksa orada değiller miydi? Veya bayrağın ne önemi var,
diye mi düşündüler?
Neresinden bakarsanız bakın büyük bir kepazelik!
* * *
Ekip ülkeye döndükten sonra; Bir gazetecinin 5 bin metre yarışı sonunda kendisine Türk bayrağının neden ulaştırılamadığını sorması üzerine Elvan Abeylegesse, ''Oraya girmek zor olduğu için böyle bir problem oldu, ama kazandığımız için mutluyum'' dedi.
Belli ki, Elvan’ı vereceği cevap konusunda
tembihlemişler belki de korkutmuşlar.
* * *
Kafilede
Kaç Kişi Vardı?
Oyunlara katılan sporcu sayısında mutabakat var; konu
üzerinde yazan, konuşan herkes 68 rakamını
veriyor.
Fakat sporcularla birlikte kaç kişinin gittiğini yazan
bir kaynak bulamadım. Söylenebilen tek şey; Pekin’e sporcudan fazla yöneticinin gittiği…
Kafilede kaç kişinin olduğunu kimse bilmiyor. Devlet
bile!
Bunu bilse bilse TÜİK bilir. Yani, Türkiye İstatistik
Kurumu!
Hani, şu 4
kişilik bir ailenin açlık sınırının, aylık 255 YTL olduğunu bilen TÜİK!
TÜİK bilir fakat devlet sırrı olarak saklar. Kimseye
söylemez.
Açlık sınırı rakamı değil ki bu, kamuoyuna açıklasın.
* * *
Bir Medyacının İfşaatları -4-
Radyo, TV,
Gazete (Birlik Medya Grubu) kurulmasıyla ilgili olarak hedeflerimize ulaşmış
mıydık?
Patronun
işlerini kolaylaştırmış mıydık?
İhalelere
rahat girip, alabiliyor muydu?
Rakiplerini
bazı noktalarda tehdit edip, bertaraf edebiliyor muydu?
Bu sorulara
cevap verebiliyordum artık. Eskisine göre çok daha güçlü bir Rıfkı Tek (patron)
olduğundan adım gibi emindim. Pek çok ihale aldı.
Hemen
hepsinde de bizim grup, Birlik Medya Grup bir şekilde kullanılmıştı. Herhangi
bir firma veya şahıs hakkında yayın yapmamıştık ama pek çok dosya
hazırlamıştık. İstenmesi halinde yayınlayacaktık. Konu para olunca herkesin
çantasında kirli çamaşırı vardı. Temiz olan yoktu. (Mezat, S. 254-255, Devam
Edecek)
* * *
Üstatlardan
BAYRAK
…
Ufukta karartı var meş’um ve
yeni,
Başladı çırpınışın bir dal
örneği…
Ayyıldız düşer mi
gökyüzünden hiç,
Gökyüzü yedi kat olsa da
aşar…
Kanın yetmezse eğer gel,
eğil iç,
Bayrak, bayraktarı öldükçe
yaşar.
Tahir Kutsi Makal