Ramazan ayının son günlerindeyiz. Geçtiğimiz akşam Anamur Merkez Camiinde düzenlenen Kadir Gecesi Programına katıldık. Teravih namazı öncesi icra edilen özel programda adeta kendimizden geçtik. Bundan önce de aynı camide düzenlenen Kadir Gecesi programlarına katılmış ve çok memnun olmuştuk. Nitekim bu defa düzenlenen programda da hocalar tarafından Kuran-ı Kerim’den sureler okundu, ilahiler söylendi, mevlitten bölümler sunuldu. Anamur Müftüsü Muhammet Koçak Hoca’nın Kadir Gececi duasına âmin diyerek eşlik ettik, fatihalar gönderdik.
Ramazan vesilesi ile daha önce bir defa daha yazmıştık. Seksenli yıllarda Ankara’da öğrenci olduğumuz yıllarda ramazan yine böyle sıcak yaz günlerine rastlamıştı. Aynı evde beraber kaldığımız arkadaşımla birlikte teravih namazlarını değişik camilerde eda etmeye çalışıyorduk. Hacı Bayram-ı Veli Camiinde kıldığımız teravih namazları ve Ankara Kalesi civarındaki tarihi camilerden birinde eda ettiğimiz Kadir gecesi haz ve mutluluğunu unutmak mümkün değil.
Dün akşam da benzeri duygu ve düşünceleri bir kere daha yaşama imkânımız oldu. Bu bakımdan Anamur Müftülüğü ve Merkez Camii din görevlilerine teşekkür etmek isterim. Elbette Anamur’daki diğer camilerimizde de teravih namazları, usulüne ve adabına uygun eda ediliyor. Ama insan, her zaman ve her yerde aynı haz, duygu ve düşünceye ulaşamıyor, aradığı lezzeti bulamıyor.
Teravih namazı çıkışında bizi bir sürpriz bekliyordu. Bazı hayırseverler hazırladıkları ikramları cemaate ulaştırmanın heyecanı içindeydiler. Etli pilav, ayran, su, tatlı ve dondurma ikramı güzeldi. Bir teşekkürümüz de onlara olacak. Allah hayır ve hasenatlarını kabul etsin.
Ramazan oruçtur, namazdır, fitre ve zekâttır, dua ve niyazdır. Ramazan ve tabii ki oruç kötülüklerden, günahlardan arınmadır. Ne mutlu onlara ki, bu ayda sağlığı ve gücü yerinde olanlar oruçlarını tuttu, maddi durumu iyi olanlar fitre ve zekâtlarını ayırıp fakir fukaraya ulaştırdı. İnsanlar, ibadetlerine biraz daha çeki düzen verdi, dua ve niyazlarda bulundu.
Bu sene teravih namazlarını değişik camilerde eda etmeye çalıştık. Ama daha çok da Göktaş Camiine gittik. Akdeniz Camii, Merkez Camii, Otogar Camii ve Ebu Bekir Mescidi uğrak yerlerimiz oldu. Dolaştığımız bütün camilerin klimalarla, vantilatörlerle serinletildiği, hatta dışarıdan çok daha ferah olduklarını ifade etmek isterim. Ama bu kadar konfor ve rahatlamaya rağmen teravih namazlarına geçmiş yıllara göre ilginin azalmakta olduğunu gözlemledik. Teravih namazlarına erkeklerin ilgisinin azalırken, kadınların ve çocukların sayısında belli oranda artışlar olmuş.
Bütün camilerde teravih namazlarına cemaatin ilgisine göre, hocaların da tutumu değişebiliyor. Mesela dün akşam Merkez Camiinde teravih namazında her iki rekâtta bir selam veriliyor ve bir görevli tarafından küçük hatırlatmalarda bulunuluyordu. Bu durum cemaattin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, etrafımdaki insanların şevk ve heyecanı bir kat daha artmış olduğunu gördüm. Ancak bundan öncesi günlerde, bütün camilerde gerek hocalar, gerekse namaza gelenler, namaz bir an önce bitsin gidelim der gibi bir tutum sergiliyordu. Yirmi rekâtlık teravih namazında her dört rekâtta bir selam veriliyor, üçüncü selamdan sonra kısa bir salâvat okunuyor, son selamdan sonra bu defa biraz daha fazla salâvat okunup teravih namazı bitiyor. Arkasından salât-ı fitir namazı kılınıyor, tespih ve dualarla gece tamamlanıyor.
Bu vesile ile mübarek Ramazan bayramınızı kutlarken, Cenab-ı Allahtan tüm insanlığa sağlık, esenlik ve huzur dolu günler dilerim.