Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
atv güzel bir habercilik yapıyor, YARSAV başkanına
verilen “sağlam rapor”unun nasıl “çürük raporu” haline getirildiğini
ispatlıyor(!). Ünlem işaretini inanmadığım için koymadım, TV’de gösterilen
belgelere şüpheyle yaklaştığım için koydum. Yoksa atv, oldukça inandırıcı bir vaziyette hadiseyi anlattı.
Hadise 1988’de olmuş.
Neden 20 sene sonra ortaya çıkarılıyor?
Olabilir. Bazen belgeler 20 dakikada gelir, bazen 20
senede…
Tabii belgenin ne kadar sürede gelmesinden ziyade,
zarar vereceği kişinin kimliği önemli!
Belgeden zarar görecek kişi muhalif olmalı… Zarar
görecek kişi yandaşsa, yayımlanmak için bir 20 yıl daha, hatta sonsuza kadar
bekleyebilir.
* * *
Fakat
Damadın Televizyonu Stratejik Bir Hata Yapıyor
Çünkü bu çürük raporu, ister istemez kayınbiraderin
çürük raporunu çağrıştırıyor.
Bilemiyorum, kayınpederin ve tabii ki babanın bu yayın kampanyasından haberi var mı?
Meselâ bizim aklımıza şöyle bir soru geliyor: Çürük raporu konusunda bu kadar hassas olan
kanal, neden başbakanın oğlunun çürük raporunu da bir incelemiyor?
Daha birkaç hafta evvel gündeme gelmişti. İddiaya
göre; Oğul (Burak mıydı ismi) çürük raporunu Kasımpaşa Askeri Hastanesinden
almış. O dönemde Donanma komutanı olan Oramiral Özden Örnek’in oğluyla, çürük raporu alan yakın arkadaşmış. Aynı dönemde, Başbakan, Özden Örnek’in
hanımının bir arsa işini Örnek ailesinin
oldukça menfaatine çözüvermiş.
Neticede; söz konusu çürük raporunun, Oramiral Özden
Örnek’in yardımıyla alındığı, dile
getirilmişti. Özden Örnek de kendisini “Kasımpaşa
Deniz hastanesi bana bağlı değildi.” diye savunmuştu.
Bizim bu sözlerden çıkardığımız sonuç; Örnek, “Bana bağlı hastaneden çürük raporu
alabilirim ama bağlı olmayandan nasıl alayım?” demeye getiriyor.
Peki, beyim, Deniz
Hastanesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 2 numaralı komutanına değil de kime
bağlı?
Diyelim ki size bağlı değil. Bir Oramiral, hastanede görevli, misal bir Albaydan
bir şey isteyecek de o Albay “Efendim
ben size bağlı değilim, bu isteğinizi yerine getiremem” mi diyebilecek?
Birkaç ay sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacak bir oramirale böyle cevap
verebilecek bir babayiğit var mı?
Bir Oramirale; bırakın deniz kuvvetlerini, kara ve
hava kuvvetlerinden bir istekte bulunması halinde hayır diyebilecek bir subay
olabilir mi?
Varsa, söyleyin alnından öpelim.
Siz kimi kandırıyorsunuz?
“O iş
doktorların işidir, ben oramiral de olsam müdahale etmem söz konusu değildir.” deseydiniz daha inandırıcı olurdu.
Neyse, bizim asıl merakımız medya cephesine yönelik!
“Oğul”un çürük raporunu hangi medya, ne zaman
inceleyecek?
20 sene sonra, başka bir başbakanın damadının
televizyonu mu?
* * *
Bir Medyacının İfşaatları -5-
İşin ahlakî tarafını önceleri sorgulasam da
şimdi tamamen iş olarak görüyordum. İş iştir, işte. … Diğer yayın gruplarının
ait olduğu holdinglerle bizimkiler asla aynı ihalelere girmiyorlardı. Aynı sektörde
bile olsa her nasılsa aralarında anlaşıp biri diğeri adına feragat ediyordu. Alanlar
çizilmişti ve kimse kimsenin sınırını ihlal etmiyordu. Tıpkı mafya babaları
gibi. (S.255)
Bir şeyh hakkında esaslı bir dosya gelmişti. Bazı noktalar bizzat devletin haber alma teşkilatı tarafından hazırlanmıştı. Adam Cuma geceleri zikir ayinleri düzenliyor, bunun dışında tamamen dünyalık işlerle meşguldü. Dosyası hayli kabarıktı. Tanınmış işadamları, ben yaşlardaki (35) şeyhin önünde diz çöküp el öpüyorlar, ondan aman diliyorlardı. Vakarlı bir şekilde onların başını sıvazlıyordu. Aynı işadamlarına ait dosyalarda ise iktidarla olan ilişkileri belgeleniyor, ihalelerde nasıl kayırıldıklarına dikkat çekiliyordu. Şeyhin bizzat bazı milletvekilleriyle görüşüp müritleri adına iş takip ettiği kanıtlanıyordu. Bir bakanın da müridi olduğu aşikardı. (Mezat, S.262-263, Devam edecek)
* * *
Üstatlardan
SEVGİ KIRIĞI
Soğuk suların ılığı,
Bu sevda, sevgi kırığı.
Taşımıyor-taşımıyor,
Şu birikmiş hıçkırığı.
Görülmemiş bir yer gibi,
Esrarına fener gibi.
Yaklaşmıyor, yaklaşmıyor,
Yarım kalmış sefer gibi.
Mustafa Ruhi Şirin
Önceki Yazılar