YENİÇAĞ
Suriye Ordusu’nun
Birleşmiş Milletler gözlemcileri Şam’da iken Şam’ın stratejik önemi olmayan bir
semtindeki direnişçilere yönelik olarak kimyasal silah saldırısı yaptıkları
iddası üzerine dönmeye başlayan Suriye’ye askeri müdahale çarkları, dönmeye
devam ediyor. ABD’nin Irak’ı işgali öncesinde BM dahil her platformda söylenen
yalanları unutmamış olan dünya kamuoyu Suriye’nin kimyasal silah saldırısı
yaptığına inanmıyor. Bir İngiliz milletvekilin söylediği gibi, “Baas
rejiminin kimyasal silah kullanacak kadar kötü olduğunu biliyorum, ancak
gerçekten o kadar aptallar mı?” Bu soruya İngiliz parlamentosu üyelerinin
çoğu “Hayır” cevabını verdikleri için İngiliz parlamentosu Suriye’ye
müdahaleye “Hayır” dedi.
Üstelik kimse Amerikalı gazeteci Dale Gavlak’ın kimyasal silahın Suudi kaynaklı
olduğu ve silahı kullanmayı bilmeyen isyancılar tarafından yanlışlıkla
patlatıldığı şeklindeki çok önemli haberi üzerinde durmak istemiyor.
Savaş haberleri konusunda uzman bir site olan infowar.com ve lifeleak.com başta
olmak üzere değişik haber sitelerinde ve Türkiye’de Taraf gazetesinde çıkan bu
haber sessizlikle öldürülüyor. Üstelik Dale Gavlak, kimyasal silahı
patlatanların adlarını veriyor, silahı patlatan isyancının babası ile yaptığı
söyleşi de babanın silahı gördüğünü açıklıyor. Batılılar, Suudi Arabistan’ın
kimyasal silah bağlantısının ortaya çıkmaması için olayı bastırıyorlar. Çünkü,
bu olayın arkasında Suudi istihbarat servisi başkanı Prens Bandar var. Ve Prens
Bandar çok uzun yıllar Washington’da büyükelçilik yapmış, çok güçlü
bağlantıları olan bir isim. Zaten sıkıntıda olan petrol monarşisini şimdi bir
de bu konuda sıkıntıya sokmak istemiyor Batı Başkentleri.
Öte yandan ABD ordusundan ve askerilerinden gelen “Bizi bu işe
karıştırmayın” şeklindeki kurumsal ve bireysel mesajlara rağmen Amerikan
yönetimi biraz da kendisini bağlamış olmanın neticesinde Temsilciler Meclisi’nden
askeri müdahale için onay aldı ve gelecek hafta Senato askeri müdahaleyi
görüşecek. Her ne kadar asker müdahale zaman sınırlı ve havadan olacak şekilde
planlansa da daha şimdiden bütün askerlerin bildiği gibi ilk kurşun
ateşlendikten sonra olacakları kimsenin bilmesi mümkün değil.
Suriye, geçtiğimiz yıllarda çok güçlü bir hava savunma sistemi inşa etti. İran
da, Suriye’den sonra kendisine bir saldırı yapılacağını düşünerek, Suriye’ye
hava saldırısını, İran’a yapılacak bir saldırıda İran’ın kendisini
savunmasının manevra alanı olarak değerlendirecek. Suriye’nin elindeki
sistemlerin ne olduğu dahi tam olarak bilinmiyor. Örneğin Rusların ileri
teknoloji hava savunma sistemi S 300 füzelerinin Şam’ın elinde bulunup
bulunmadığı karanlık bir husus. Putin en son açıklamasında Şam’ın S
300’lerin birleşenlerini teslim aldığını ancak teslimatın tamamlanmadığını
ifade etti. Bu açıklama içinde sürpriz barındıran bir açıklamadır. Eğer,
Amerikan saldırısı başladıktan sonra S 300’lerin devreye girdiği ortaya çıkar
ise Amerikan hava kuvvetleri çok şaşırır.
Amerikan saldırısını izlemek amacı ile Doğu Akdeniz’e konuşlanmaya başlayan Rus
ve Çin savaş filoları da varlıkları ile dahi bir gerilim yaratacaklardır.
Moskova’nın Suriye’ye Amerikan füzelerine karşı bilgi savaşı teknolojisi
yardımı yapması, ABD’nin çok güvendiği denizden karaya füzelerinin etkisiz
kalmasını beraberinde getirebilir. İlk mermi atıldıktan sonra eğer 10 Amerikan
savaş uçağı düşer, bir Amerikan savaş gemisi vurulur, dört Amerikan füzesi havada
etkisiz hale getirilir ise dünya kamuoyunda “yenilen ABD” imajı
gelişirken, Amerikan kamuoyunda da bu imajı ortadan kaldırmak amacı ile
“karada savaş” görüşü güçlenecektir.
Bütün bu ihtimallerin ABD başkentini de gerdiğini gören Moskova ve Tahran ise
daha rahat görünüyorlar.
Yazının tamamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28046