Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Obama, Suriye saldırısını, 9 Eylül’de, Kongre’de oylatıyor…
Onaylatmıyor, oylatıyor…
Onay çıksa da vuracağım, çıkmasa da vuracağım diyor.
Vurur…
Çünkü yetkisi var…
Başkomutan Başgan!
Göreve seçilmekle yetkiyi almış oluyor…
O vakit, niye Kongre’ye falan soruyor?
Bisürü hesap…
Sorumluluğu paylaşmak,
Demokrat olduğunu kanıtlamak,
Ülkenin ileri gelenlerini ve halkını ikna etmek,
Zaman kazanmak,
Dünyayı, bilhassa Suriye’yi şaşırtmak… Vs. Vs.
Bize göre, bunlar içinde en mühimi, Suriye’yi şaşırtmak… Beklemediği zamanda vurmak, vurdu mu oturtmak,
Oturduğu yerden kalkamayacak hale getirmek!
“Harekât sınırlı olacak” diyorsa da kulak asma!
Oyuncak mı bu?
Büyük devlet, öyle “sembolik”miş, “rejimi devirmek istememek”miş, “kulağını çekmek”miş gibi ufak hedeflerle hareket etmez.
Öyle hareket ederse “büyüklüğü” kalmaz…
Eğer bişey yapacaksa, mutlaka Suriye’ye büyük zararlar vermek, yönetimi felç etmek maksatlarıyla yapar!
Bir devlete büyük zarar nasıl verilir?
Hiç beklemediği zamanda;
Beklemediği yerde,
Beklemediği şekilde “baskın” tarzında yapılacak bir “harekât”la!
Dolayısıyla, Amerika 9 Eylül’ü beklemeyebileceği gibi, 9 Eylül’ün hemen akabinde de hücum etmeyebilir.
Ya beklenenden erken vurur,
Veya erteler,
Harekâtı unutturur, “artık yapmayacak” izlenimi verdikten sonra, Suriye’nin “gâfil” olduğu bir zamanda vurur!
x x x
AKDENİZ’DE İKİ BALİSTİK FÜZE
Kongre’deki oylamadan 6 gün önce, 3 Eylül günü, Rusya, “Akdeniz’de iki balistik cismin fırlatıldığını, Doğu Akdeniz’e doğru gittiği”ni duyurdu.
Doğu Akdeniz’de kim var?
Suriye!
Füzeleri fırlatan kim?
İsrail-Amerikan ortaklığı…
Tatbikat yapmışlar!
Uluslararası sularda yapılan tatbikatların dünyaya duyurulma mecburiyeti yok mu?
Bu tatbikatı neden kimse bilmiyor?
Neyse, füzeler, Suriye’ye ulaşmadı, denize düştü!
İlginç olan, Rusya’nın, füzeler atılır-atılmaz tespit etmesi…
Hem de Akdeniz’den falan değil… Tâ, Ermenistan yakınındaki Armavir üssünden…
Bu neyi gösteriyor?
Rusya’nın teknik istihbaratının çok kuvvetli ve çok süratli olduğunu!
İsrail-Amerikan ortak füze fırlatması; gerçekten bir deneme miydi?
Neyi denediler?
Rusya’nın tespit ve teknik imkânlarını mı?
Reaksiyon süresini mi?
Yoksa gerçek hedefe yönlendirilen “cisimler” miydi? Rusya, gördüğünü ilân edince “suya” mı düşürdüler?
x x x
BÖLGE VE DÜNYAYI ATEŞE VERECEKLER
“Deneme”den anlaşıldığına göre, Suriye’ye karşı Amerika, İsrail’le birlikte hareket edecek…
Öyle olunca, İsrail, bütün Müslüman devletlerinin alerjisini uyaracak…
İsrail’in Suriye’den daha çılgın olduğu mazideki olaylarla sabit!
Suriye işine en küçük bir müdahalesi bütün bölgeye yayılacak bir savaşın fitilini ateşlemeye yetebilir!
Öte yandan, bu kadar uzaktan yapılan atışların sapma ihtimalini de yüksek görüyorum.
“Cisimler”, öyle hedeflere düşebilir ki, bölgedeki her ülkeyi “Ortadoğu bataklığı”na çekebilir.
2 Ekim 1992’de, Akdeniz’de tatbikat yaptığı bildirilen bir ABD gemisi, bizim “Muavenet” adlı gemimizi “yanlışlıkla” vurmuş, 5 askerimiz şehit olmuş, 20 askerimiz de yaralanmıştı.
Benzer “yanlışlıklar”ın olmayacağını kimse garanti edemez.
Bunları hatırlayarak, en başta Türkiye’nin; İsrail-Amerikan ikilisinin Suriye bunalımından uzak durmasını telkin etmesi lâzım!
3 Eylül “iki balistik cisim” hadisesinin bize gösterdiği şu: Daha evvel yazdığımız gibi, Suriye “büyük güçlerin bilek güreşi alanı” halinde…
Rusya’nın bu güreşten el çekmeyeceği bir kere daha kanıtlanmış oldu…
Umarız, Akdeniz’de ve bölgede “aklıselim” hâkim olur!
Yoksa felaket!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, UYKUSUZ’dan, 5 Eylül
