Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
20 gündür tutulan nefesler dün “oh” diye bırakıldı, dünya derin bir nefes aldı.
Çünkü nerede duracağı, hangi ocakları söndüreceği belli olmayan bir askerî harekât durdurulmuştu.
Bundan memnun olmayan iki kesim vardı:
Biri, Suriye’nin muhalefeti,
Diğeri, bizdeki iktidara yakın medya!
Haddizatında, bizim iktidardan bile Dışişleri Bakanı, o da gayet cılız bir memnuniyetsizlik ifadesi dışında pek ses çıkaran olmamıştı.
Lâkin kraldan çok kralcılığa soyunan yandaş medya köpürmedeydi…
Onlara ne oluyorsa…
Savaştan ne çıkarları varsa…
Nasıl bir din-iman-barış-adalet anlayışıysa!
x x x
Birgün gazetesi, yandaşlar arasında da bir yarış olduğunu ve Akşam’ın “en yandaşınız ben olmalıyım” demeye getirdiğini, 15 Eylül günü alt manşet yapmış.
İşte bu “en yandaş” olmaya teşne gazete, aynı gün, “Esad’ı kurtarmak için anlaştılar” manşetiyle arzı endam etti.
Milat, “Esed’e katliam vizesi”…
Star, “Esad’ı kurtarma planı”…
Türkiye, “Yaptığı yanına kâr kaldı”…
YeniŞafak, “Bari Nobel verseydiniz” manşetleriyle öfkelerini dışa vurdular…
x x x
N’luyoruz yahu?
Hele bi durun!
Bi sükunet bulun!
“Muhalefet” denen teröristlerin yaptıklarını da bi görün!
“Boğazlamalar”ı, “kılıçla kelle uçurmalar”ı…
Suriye’de işlerin iyice kontrolden çıktığını…
Gün günden kötüleştiğini, insanların vahşileştiğini…
Savaştan kaçanları, sığınmacıları, İstanbul’un göbeğinde ve kenarlarında, yani burnunuzun dibindeki sefaleti, perişanlığı görün…
“Mazlumder” gibi, “Gerçekten bir insan onuru var mı, varsa, bu sığınmacılar için nerede?” diye bi sorun!
En kötü barışın, en iyi savaştan daha “adil”, daha “güzel” olduğunu anlamaya çalışın!
Belki şu nefeslenme esnasında kan duracak…
Taraflar bi oturup düşünecek…
Vahşet sarmalına bir çözüm bulma iradesi hâkim olacak…
Hele bi sakin olun!
Barış’tan bu kadar da rahatsız olunmaz ki, canım!
x x x
DÖV-LET
“Kahraman asker, kahraman polis” diye sallayan devlet erkânı, canına kıyan “asker ve polisler” üzerine dâhi tek laf etmiyor, utanç duymuyor.
Devletin aldığı canlar üzerine derin bir üzüntü nasıl duyacak!”
Umur Talu, Habertürk
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 11 Eylül