Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Akşam 7 olunca, çok seyredilen televizyonların karşısına geçiyorsunuz…
Bugünlerde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Toplantısı gündemde…
Kenya’daki çok can kayıplı, “ağır” saldırı gündemde…
İran-İsrail-Filistin gündemde…
Mısır gündemde…
Suriye, yıllardır zaten gündemin başında…
Bunlarla ilgili olarak, en fazla Amerika’dan, onun başkan ve dışişlerinin ne dediğinden bahsediliyor…
Elbette bizim iktidarın söylemleri de haber bültenlerinde genişçe yer buluyor…
Sonra, işte, başka kimler konuşmuşsa…
Fransa-İngiltere- Hollanda,
Fas-Tunus-Cezayir-Suudi Arabistan- Katar,
Güney Kore-İsrail-Angola… Vs.
Bizim TV’lere bakarsanız, dünyanın işleri Amerika’ya emanet… O ne derse o olacak! Şu geriye kalanlar zaten onun dümen suyunda…
Peki, BM Güvenlik Konseyi üyesi, iki koca ülke, Rusya ve Çin bu işlere ne diyor?
Haberlerde yoklar, bilmiyoruz.
x x x
Sonra, saat 8’e geliyor, “Haber kanalı” olarak bilinen televizyonlara geçiyorsunuz…
Aynı vaziyet orada da sürüyor…
“Dünya” gündemiyle ilgili “açık oturumlar” yapılıyor… Tartışmacılardan biri de Çin veya Rusya’nın görüşlerinden haber versin!
Yok!
Yok, Allah yok (yani bu ülkelerden haber yok anlamında)!
x x x
Vakit ilerliyor…
Gece yarısına doğru, bir de muhalif kanallara bakayım diyorsunuz…
Aaa, orada Rusya ve Çin haberleri var…
İkisi birden diyor ki; “Suriye’deki çözümün yolu müzakerelerden geçer”! (Ulusal Kanal, 26/9)
x x x
Sabah oluyor…
Gazetelerin dünya sayfalarını açıyorsunuz…
Aaa, orada da Rusya’yla ilgili haberler var…
İşte biri: “Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Şam’dan aldıkları kanıtları Washington’a sunduğunu açıkladı. Lavrov, kanıtların, kimyasal saldırıda muhalifleri işaret ettiğini söyledi.” (Milliyet, 27/9)
x x x
Herhalde, size göre, bu haberler Türk vatandaşlarını hiç ilgilendirmiyor!
Hem ekonomik, hem de askerî güç bakımından, toplamı ABD’yi geçen bu iki gücü, Rusya ve Çin’i hesaba katmadan dünyaya düzen verilebileceğini falan zannediyorsunuz!
x x x
Amerika’da yaşayan fakat buraları da gayet iyi takip eden yazarın makale başlığı: “Türkler gerçek dünyada yaşamıyor” (Savaş Süzal, Yeniçağ, 27/9)
x x x
YETENEK
Âdem olmazsak, kalırsak biz bu istidatta,
Devr-i hürriyet de birdir, devr-i istibdat da.
Üsküdarlı Tal’at Bey (1858-1926)
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 11 Eylül