Oy gizli, haber kutsal, yorum
hürdür.
Ortadoğu’da ve Suriye’de dengeler süratle değişiyor.
Bundan 4 ay kadar önce, “Türkiye, Suriye’deki muhaliflere ateş açacak” deseniz, kimseyi
inandıramazdınız.
Ama işte, inanılmaz olan gerçekleşti…
Türk
Topçusu,
Suriye’deki “muhalif mevzilere, 4 obüs
mermisi gönderdi”… Açıklama, bizzat TSK’nden
yapıldı.
Bu, Türkiye’nin Suriye politikasının kökten
değiştiği anlamında…
Bu gelişmeyi, Newyork Times, “Ankara, ABD çizgisine geldi” şeklinde verdi.
Nedir o çizgi?
Rusya’yla anlaşmaya
yanaşan,
Muhaliflere, bilhassa muhalefette ağırlığını
gittikçe artıran “radikal İslâmcılar”a
temkinle yaklaşan bir çizgi…
El
Kaide-El Nusra, Irak-Şam İslam Devleti gibi örgütlerin karşısında olan bir çizgi…
Newyork Times, Türkiye’nin, “muhaliflere ateş açtığını” hatırlatarak,
bunun “Esad için olumlu bir gelişme”
olduğu yorumunu yaptı.
Nereden nereye!
Muhalefete, “Esed”i indirsin diye kayıtsız-şartsız verilen destekten; desteği
kesmeye, hatta muhaliflere ateş açacak duruma gelen bir dış politikaya…
x
x x
Biz, Mısır’da
yapılan darbenin ardından, Suriye’de gidişin bu yönde değiştiğini görmüş ve 8 Temmuz tarihli yazımızın başlığında
sormuştuk:
“Esed”
yeniden Esad olacak mı?
Bu suale, “evet” cevabı vermeye gittikçe yaklaşıyoruz sanki!
Hatta Esad
yeniden “kanka”mız bile olabilir!
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz!
x
x x
SURİYELİLER İÇİN ACİL PLAN
Suriyeliler gözümüzün önünde ölüyor. Irak, Ürdün ve Lübnan’daki
mültecilerin sayıları milyonlarla ifade ediliyor. Yüz binlercesi de ülkemizin
her tarafına dağılmış durumda. Hali vakti yerinde olanlar bir şekilde
yaşayabiliyor. Ama Kur’an-ı Kerim’in “müstaz’aflar” olarak tarif ettiği yüz
binler öyle değil. Şehrin göbeğinde Suriyeli kadınlar kucaklarında bebekleri,
yanlarında çocukları çöp konteynerlerinden yiyecek topluyor. Sokaklarda,
parklarda çaresiz, aç-biilaç kadınlar, çocuklar “Bize katından bir yardım eden
gönder.” (Nisa, 75) diye yalvarıyor. O şerefli insanlar dilenci durumuna
düşmüş. Fuhuş ve organ mafyası işbaşında. Sofraya oturduğumuzda aklımıza bu
bedbaht insanlar geliyor, lokmalar boğazımızda diziliyor.
Ali BULAÇ / ZAMAN
x x x
AŞIK ATTIM BİR DEV İLE
Ne din var, ne iyman onda,
Tahtı kurulur ormanda…
Kahkahası gökte çınlar,
Memleket yüzerken kanda!
Hüseyin PALA
x
x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’den, 17 Ekim
YORUMLAR
Osman Yıldız
19.06.2013 - 17:57
İsmail bey Sizi tanımasam menfaati için yazı yazıyor diye düşünür geçerim. Fakat sizi tanıyorum. Menfaatle yazdıklarınızın ilgisinin olmadığını da kesin olarak biliyorum. Önce MHP konusu: Akparti İstanbul mitingine gittim. MHP lileri ellerinde MHP bayrakları ile slogan ata ata yürürken gördüm. Slogan "Dik dur eğilme Ülkücüler seninle" idi. Fakat benim gibi onlarda alan dolu olduğu için miting alanına giremediler. Ne sayın Bahçeli'nin nede sizin yorumlarınızı anlayamıyorum. Ne demektir MHP'li olan illa da Akparti düşmanı olmak zorunda mıdır? Nasıl bir mantıktır bu?. Milli iradeye saygı istemek neden siyasi tarafgirlik gerektiriyor. Gerçekten anlayamıyorum. Saygılarımla
Doğan FİLİK
20.06.2013 - 11:31
Sayın yıldız,yorumunuzu okudum,ve size katılmadığımı bildirmek istedim,tabiki bir partiyi,tutan parti gibi tutmamalı,bazı konularda farkı düşünülebilir,ancak ülkücülerin sizin dediğiniz gibi içeri girememeleri söz konusunu değil,başbakanın konuştuğu platformun 25 m yakınındalardı.bu tamamen MHP'ye kurulmuş komplo idi,üstelik,sayın CENGİZ'in dediği gibi başbakan bozkurtları bu kadar aşağılamışken bozkurtların başbakan lehinde böyle davranacaklarını hiç sanmıyorum,kaldı ki başbakan zaten böyle bir desteği haketmemişti.Saygılarımla
Osman Yıldız
20.06.2013 - 12:34
Sayın Filik Benim gördüğüm grupta bende miting alanına giremedik. Miting alanında kim vardı yoktu bilemem. Ankara'yı ekranlarda gördüm. Ora için yorum yapamam. Benim gördüğüm Kazlıçeşme yolunda yaşanan bir olay. Ben gördüğüm sahne ile samimiyetle yazıyorum gurur duydum. Bu vatan hepimizin. Yanlış kimden gelirse gelsin yanlış olmalı. Yine doğruyu kim ortaya koyuyorsa koysun doğru olmalı. Saygılarımla
Osman Yıldız
19.06.2013 - 17:57
İsmail bey Sizi tanımasam menfaati için yazı yazıyor diye düşünür geçerim. Fakat sizi tanıyorum. Menfaatle yazdıklarınızın ilgisinin olmadığını da kesin olarak biliyorum. Önce MHP konusu: Akparti İstanbul mitingine gittim. MHP lileri ellerinde MHP bayrakları ile slogan ata ata yürürken gördüm. Slogan "Dik dur eğilme Ülkücüler seninle" idi. Fakat benim gibi onlarda alan dolu olduğu için miting alanına giremediler. Ne sayın Bahçeli'nin nede sizin yorumlarınızı anlayamıyorum. Ne demektir MHP'li olan illa da Akparti düşmanı olmak zorunda mıdır? Nasıl bir mantıktır bu?. Milli iradeye saygı istemek neden siyasi tarafgirlik gerektiriyor. Gerçekten anlayamıyorum. Saygılarımla
Doğan FİLİK
20.06.2013 - 11:31
Sayın yıldız,yorumunuzu okudum,ve size katılmadığımı bildirmek istedim,tabiki bir partiyi,tutan parti gibi tutmamalı,bazı konularda farkı düşünülebilir,ancak ülkücülerin sizin dediğiniz gibi içeri girememeleri söz konusunu değil,başbakanın konuştuğu platformun 25 m yakınındalardı.bu tamamen MHP'ye kurulmuş komplo idi,üstelik,sayın CENGİZ'in dediği gibi başbakan bozkurtları bu kadar aşağılamışken bozkurtların başbakan lehinde böyle davranacaklarını hiç sanmıyorum,kaldı ki başbakan zaten böyle bir desteği haketmemişti.Saygılarımla
Osman Yıldız
20.06.2013 - 12:34
Sayın Filik Benim gördüğüm grupta bende miting alanına giremedik. Miting alanında kim vardı yoktu bilemem. Ankara'yı ekranlarda gördüm. Ora için yorum yapamam. Benim gördüğüm Kazlıçeşme yolunda yaşanan bir olay. Ben gördüğüm sahne ile samimiyetle yazıyorum gurur duydum. Bu vatan hepimizin. Yanlış kimden gelirse gelsin yanlış olmalı. Yine doğruyu kim ortaya koyuyorsa koysun doğru olmalı. Saygılarımla