Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Dünyanın gündeminde olan konular ne yazık ki Türkiye’ye pek uğrayamıyor…
Euronews’in, önemine binaen, yarım saatte bir verdiği haberleri bizim bültenlerde ve gazete manşetlerinde göremedim.
Birinci haber, “SERA GAZLARI REKOR SEVİYEDE”!
“Dünya Meteoroloji örgütü (WMO), küresel iklim değişikliğinin ana sebebi olan sera gazının 2012’de rekor seviyeye çıktığını açıkladı.
Örgütün genel direktörü Michel Jarraud; tedbir alınmazsa, ısınmanın 2 dereceyi aşmasının yanı sıra su döngüsü, deniz seviyesi ve iklimsel olaylarda büyük değişimlerin meydana geleceği uyarısında bulundu”
Yani seller, kıyıların sular altında kalması, hortumlar, kuraklık-çölleşme felaketlerinin bizi beklediğini söyledi.
İkinci haber, “ÇİN’DE HAVA KANSER SAÇIYOR”!
“Çin’de hava kirliliği hayatı durma noktasına getirdi. Çevre Bakanlığı, hava kirliliğinin daha fazla artmasını önlemek için fabrikaları geçici bir süre durdurmak, kömüre bağımlılığı azaltmak ve trafiğe çıkan araçların sayısına kısıtlama getirmek gibi bir dizi önlem alınacağını açıkladı.
Çin’de, 8 yaşındaki bir kız çocuğunun kanser olması, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Çin’de en çok görülen kanser türü olan akciğer kanseri hastalarının çoğunun sigara bile içmedikleri halde bu hastalığa yakalandıkları biliniyor.”
x x x
DÜNYA BİTİYOR, UYANIN
Dünya bitiyor ne demek?
Dünya fizik olarak elbette yerinde duruyor ama dünyada “hayat” bitiyor.
Çin’de ve dünyanın her yerindeki hastalıkların artmasının sebebi ne?
Çünkü “küresel ısınma”, “sera gazları” “bağışıklık sistemi”ni zayıflatıyor.
Üstelik bu hastalık tehlikesi olmasa bile “iklim değişikliği” yerküreyi ve atmosferi altüst ediyor, dünyayı yaşanmaz hale getiriyor.
Yerkürenin “alarm” veren çığlıklarını, bilim insanlarının acı feryatlarını duyun…
Kirliliği ve iklim değişikliğini önlemeye çalışan kişi ve kurumlara destek olun… Kişisel olarak yapabileceğiniz işleri, çalışmaları ve yardımları öğrenin ve uygulayın…
İlk yapacağınız iş; enerji ve su tüketimini kısmak!
Yoksa bunalacağız,
Kavrulacağız,
Hortumlanacağız,
Sele kapılacağız,
Veya hastalıklarla boğuşacağız!
x x x
YAĞMUR SESİ BOZAR MI?
Yukarıdaki tehlikeleri anlatmak, sorunlara dikkat çekmek için TEMA Vakfı bünyesinde kurumlara eğitimler veriyoruz.
Dün de daha önceden, GENÇ TEMA’cıların sözleştiği bir ilkokula eğitim vermek için evden çıktım.
Yağmur birden hızlandı…
Şemsiyemin altında yarım saate yakın yürüdüm. Yol biraz da yokuştu.
Neyse okula vardım. Binaya girdim. Bir bayanla karşılaştım. “Ben, dedim TEMA eğitimi için geldim.” Anlamadı, tekrar ettim.
“Temel eğitim için mi geldiniz?” dedi.
Tekrar, “TEMA” eğitimi için geldiğimi söyledim.
“Müdür Bey birinci katta,” dedi.
Birinci kata çıktım. Müdür Bey’in açık kapısından girdim. 60 yaşlarında gözüken müdür beni ayağa kalkarak karşıladı.
Kendimi tanıtarak, “TEMA eğitimi için geldiğimi” söyledim.
Anlayamadı, ben tekrar ettim.
Yine anlayamadı, bendeniz bir kere daha “TEMA” eğitimi için geldiğimi söyledim.
“Buyurun, oturun” dedi.
Oturdum.
Beni dikkatlice süzdükten sonra, gözlerimin içine çok şaşırmış bir halde bakarak:
“Demek ‘keman’ eğitimi için geldiniz!” dedi.
“Efendim, dedim TEMA eğitimi için geldim.”
“Ha, tamam” dedi.
Ben devam ettim: “Herhalde yağmur insanın sesini bozuyor, aşağıda karşılaştığım bayana da TEMA eğitimine geldiğimi söylediğim halde ‘temel eğitime mi geldiniz’ diye sordu… TEMA’yı temel anlamış” dedim.
Müdür makaraları koyuverdi.
x x x
Sonradan, şimdi, bunları yazarken aklıma geldi; yağmur yağarken havadaki her türlü kirliliği, sera gazlarını yere indiriyor. Biz de nefesle onları içimize çekiyor, onlar da ses tellerimizi bozuyor olamaz mı?
Çünkü normal şartlarda sesimim bu kadar anlaşılmaz olması mümkün değil… Bir eğitimci ve iletişime önem veren birisi olarak Türkçenin tam hakkını vererek konuşmaya çalışırım.
x x x
SADIK YÂR
Dost dost diye nicelerine
sarıldım,
Benim sadık yârim kara topraktır…
Beyhude dolandım, boşa yoruldum,
Benim sadık yârim kara topraktır.
Âşık VEYSEL
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’den, 7 Kasım