EĞİTİM-TARİH-TOPLUM...2...

Özgür DENİZ - 05.09.2008

Bizler bugün hızlı bir globalleşme içerisinde olan bir dünyada, maneviyatına, teamüllerine bağlı, iktidarlı, kudretli ve mazisine mümasil, Tam Bağımsız ve Güçlü bir Türkiye istiyorsak; var olan yanlışlıklarla dejenere olmuş, alinasyona uğramış, gelişen kısır ve güdük politikalarla hadım edilmiş, fasit ve muzır fikirlerle idlal olmuş genç dimağları eski iktidarlarına kavuşturmak, onlar için tüm imkanları müheyya kılarak, onları karşı karşıya oldukları eliminasyondan kurtarıp, atiye dair gayelerimize namzet hale getirmeliyiz. Zaten devlet adamlığı da, bireysel menfaatini ve yarınını kurtarmayı değil, amme menfaati için gelecek kuşakları düşünmeyi ve ona matuf hamleler yapmayı, projeler üretmeyi iktiza eder. Aksi ise devlet adamlığı ciddiyeti ile bağdaşmaz. Zira atinin aydınlık ve mesut dünyalarını, gerçekçi bir eğitimden geçmiş, muhabbetle yoğrulmuş, kalpleri sevgiyle yıkanmış, maddi ve manevi değerleriyle teçhiz edilmiş bir sevgi ve muhabbet fedaisi olan nadide şahsiyetlerimiz, aydınlık dimağlarımız ve hür bireylerimiz tesis edeceklerdir.

                 

 

 

Bugün toplumsal sorumluluk bilinci veren, onlara özgürce düşünme, konuşma ve eleştirme imkânı sağlayan, ibda etme istidadı kesbettiren bir eğitim sistemi ihdas etmeliyiz ki; herkes için terakki dünyası olan bu dünya, bizim için tedenni dünyası olmasın. Bizler de istikbale dair güzel bir dünya, aydınlık ve özgür bir hayat, ekmel bir yaşam tasavvur ve tahayyül edebilelim. Artık gençliğimizi eyyamcı yapan, vurdumduymaz ve nemelazımcı bir hale sokan, hedonizmin esiri eden, her şeyi sineye çeken bir nesil ve toplum ihdas eden bu fasit daireden bir an önce mutlaka kurtulmalıyız. Biteviye güzelleşen bir dünyaya özgür bireyler yetiştirmek istiyorsak bu hedefleri behemahal realize etmek durumundayız.

                  

 

 

Günümüzde kültüründen, benliğinden, maneviyatından, milliyetinden, ilkelerinden inhiraf etmiş; yanlış ve sapkın düşüncelerin esiri ve peyki olmuş bir gençlik ve toplumla karşı karşıyayız. Bulanık ve bilinmedik sularda azgın dalgalarla boğuşuyoruz. Dostlarımız, düşmanlarımız karışmış. Her türlü muarızlarımıza ve muzır fikirlere karşı teennili olmalıyız. Varlığımıza kasteden hain planları ihsas ve idrak edip ekarte etmeliyiz. Binaenaleyh, bilincimizi ve şuurumuzu her daim uyanık tutmalıyız.               

                    

 

 

Eğitimimiz de dâhil olmak üzere bugün tüm müesseselerimiz müzmahil dönemini yaşamaktadır. Bunun aynı şekilde idamesi muhaldir. Bugün okullarımız teçhizatlı ve kaliteli bir eğitimden yoksundur. Mütemadiyen inkişaf eden teknolojinin nimetlerinden nemalanamamaktadır. John Dewey bu durumu şu sözleriyle sarih bir şekilde ifade etmiştir. ’’Okul kitapları ve dersleri bize başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor. Güya bilgi yolunda en kısa yola götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir şey olmayan bir papağanlık öğretiyor.’’

 

 

 

Artık bugün yenilik denilerek, medeniyet denilerek takdim edilen her şeyin insanlığı tedenniyata sürüklediği aşikârdır. Hâlbuki ne her yeni iyi, ne de her eski kötüdür. Eski ile yeni arasında bir denge kurulmalı ve muazzam bir sentez yapılmalıdır. Toynbee’nin de söylediği gibi; ’’bugünkü insan medeniyeti, geçirdiği tarihi aşamanın son noktasına gelmiş bulunuyor. Evet, ama kendisinin çökmekte olduğu tek medeniyette bugünkü medeniyettir.’’ İşte bize, inhitat ve inkıraz geçiren bu medeniyetin ürünleri yapay parlaklıklara büründürülerek zerk edilmeye çalışılıyor. Bu medeniyetin bir ferdi olan Schumacher bakınız bu medeniyetin ürünü olan insanı nasıl tarif ediyor;’’çağdaş insan bilimsel ve teknolojik gücünün inkişafından duyduğu coşku içinde tabiatı kirleten bir üretim sistemi ve insanı sakat bırakan bir toplum türü kurmuştur.’’ Evet, bugün insanlığın geldiği aşama mezkûr düşünürlerinde ifade ettikleri gibi bedahetle ortadadır.

                   

 

 

Toplumumuz devasa sorunlar altında naçar ve bizardır. İsticalen bir kurtuluş reçetesine, uygarlık tasarımına ve toplumsal konsensüse ihtiyaç vardır. Bütün bilim insanları, ilim erbabı, yazar-çizer takımı, aydınlar ve siyasetçiler halkın da desteğiyle geniş çaplı bir ittifakı sağlayıp piyoner konumuna geçerek, hedefler belirlemeli, planlar yapıp, projeler üreterek müthiş bir toplumsal hafıza ihdas etmeli ve gelecek tasavvuru oluşturmalıdırlar. Toplumun her kademesinde bir müsavatsızlık hâkimdir. İnsanlara müsavi olarak davranılmamakta ve insanların hak ve hukuktan mütesaviyen faydalanması engellenmektedir. Bu da işin vehametini ve muammasını tedricen artırmaktadır. Lakin bu necip milletin bir bireyi olarak ben, müteaddid badirelerden geçmiş, vartanın eşiğinden dönmüş yüce halkımın, bu badireyi ve kaosu da elbirliği ile atlatacağını, özgür ufuklara yol alacağını ve atalarımızdan tevarüs eden medeni ve ileri hedeflere vasıl olacağını düşünüyor ve buna bütün benliğimle inanıyorum. Ama önce bir sadmeyi mutlaka yaşayacaktır. Fakat bu uzun sürmeyecek ve ardından ‘’Büyük Diriliş’’ tahakkuk edecek ve insanlık baştan sona bir transformasyon dönemi yaşayacaktır.

                      

 

 

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki; bir an önce toplumda zuhur etmiş olan, ‘’dezentegrasyona’’ bir nihayet verip, toplumu ‘’atomize’’ olmaktan kurtararak ‘’entegrasyonu’’ sağlayıp, vahdeti, tesanüdü, uhuvveti, müsavatı ve hürriyeti tesis etmeliyiz. Eğitim ve öğretimde olayların künhüne inerek tanzim ve tebdile gitmeliyiz. Sığ ve edilgen çözümler yerine reel, aktif ve etken düşünceler ve alternatifler üretmeliyiz. Bilakis ne peyk olmaktan kurtulur otonomimize kavuşuruz ne de inhitata uğrayıp türap olmaktan kurtuluruz.

 

 

 

Toplumumuzun huzuru, gönenci, süruru, ittifakı, aydınlığı, özgürlüğü, onuru, dayanışması, eşitliği, birlikteliği ve kardeşliği için el ele gönül gönüle vermenin, yol, anlam ve mutluluk haritalarımızı belirlemenin tam zamanıdır. Aydınlık yarınlarda meserret ve saadet dolu bir dünya temennisiyle. Sevgiyle kalın, kitapsız yaşamayın. Tüketici değil, üretici olun. Zenginleşin, güzelleşin, özgürleşin. Aşk için, onur için, insanlık için yaşayın. Aydınlık, onurlu ve güçlü Tam Bağımsız Türkiye’yi yeniden inşa edin. Necip milletime en derin sevgi ve saygılarımla. Muhabbetle, sevgiyle, dostlukla, barışla, umutla.

 

 

 

Kitap-ahlak-devrim-tevhit-adalet-özgürlük-emek-vatan-bağımsızlık               

Tarih: 05.09.2008 Okunma: 743

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

22.07.2008 - 13:56

Galiba bir yanlış hatırlama var. Yani ben yanlış hatırlıyor olabilirim. İki erkek iki kadın kmıydı? İki çocukla dişi kurt muydu? Hayırlısı bakalım. Tebrikler. İbretle takip ediyoruz.

ÖZGÜR DENİZ

22.07.2008 - 15:44

İNANIN ÜSTAT KAFA MI BULDUNUZ TAM ANLAYAMADIM. ELİNİZE SAĞLIK. UMARIM ÜLKEMİZ ARTIK PENÇELERİYLE DEĞİLDE KAFALARIYLA HAKİM OLMAYA VE GÖNÜLLER FETHETMEYE ÇALIŞAN İNSANLARLA DİRİLİR, YÜCELİR VE YÜKSELİR.ARTIK AHİR ÖMRÜMÜZÜ HUZURLU, BAĞIMSIZ, ÇETESİZ, AYDINLIK, İLİM YURDU, SEVGİ KENTİ OLMUŞ BİR ÜLKEDE YAŞARIZ İNŞAALLAH.SAYGI SELAM MUHABBET UMUT DUA İLE

Adem Şahin

22.07.2008 - 23:43

Bu ülkeye bir taş koymayanlar bu ülkenin degerlerini bir bir sattılar satacak bişiy kalmayınca ellerinde bişiyleri tutabilmek için bir çete olayı çıkardılar ülkenin degerlerini dış güçlere peşgeş çektiler din tüçcarlıgına soyundular. Sanki din tüçcarlıgı yapanlar müslüman, din tüccarlıgı yapamayanlar dinsiz miş gibi dinsiz ilan ettiler ve edmeyede devam ediyorlar.En çok yalan söyleyip yalan yazanlar din tüccarlıgı yapanlar. Osa bizim dinimizde yalana yer yoktur.Bu ülkenin yüz kişiden 99 u muslümandır kimse din tüccarlığı yapmasın dinimiz islamdır devletimizin idare şeklide layık Türkiye cumhuriyetidir. Dış güçlerin maşası olmaktan vaz geçelim kendimizi kullandırmayalım bu ülke kendi kendine yeterd e artar bile. Dostum eline saglık yazınız çok güzel olmuş

elebk

24.07.2008 - 23:36

Fanteziler bitmeyeceğe benziyor fakat sizi daha yaratıcı buldum:) Hoş bir yazı olmuş. Kalbinize, kaleminize sağlık

Ekrem Şama

22.07.2008 - 13:56

Galiba bir yanlış hatırlama var. Yani ben yanlış hatırlıyor olabilirim. İki erkek iki kadın kmıydı? İki çocukla dişi kurt muydu? Hayırlısı bakalım. Tebrikler. İbretle takip ediyoruz.

ÖZGÜR DENİZ

22.07.2008 - 15:44

İNANIN ÜSTAT KAFA MI BULDUNUZ TAM ANLAYAMADIM. ELİNİZE SAĞLIK. UMARIM ÜLKEMİZ ARTIK PENÇELERİYLE DEĞİLDE KAFALARIYLA HAKİM OLMAYA VE GÖNÜLLER FETHETMEYE ÇALIŞAN İNSANLARLA DİRİLİR, YÜCELİR VE YÜKSELİR.ARTIK AHİR ÖMRÜMÜZÜ HUZURLU, BAĞIMSIZ, ÇETESİZ, AYDINLIK, İLİM YURDU, SEVGİ KENTİ OLMUŞ BİR ÜLKEDE YAŞARIZ İNŞAALLAH.SAYGI SELAM MUHABBET UMUT DUA İLE

Adem Şahin

22.07.2008 - 23:43

Bu ülkeye bir taş koymayanlar bu ülkenin degerlerini bir bir sattılar satacak bişiy kalmayınca ellerinde bişiyleri tutabilmek için bir çete olayı çıkardılar ülkenin degerlerini dış güçlere peşgeş çektiler din tüçcarlıgına soyundular. Sanki din tüçcarlıgı yapanlar müslüman, din tüccarlıgı yapamayanlar dinsiz miş gibi dinsiz ilan ettiler ve edmeyede devam ediyorlar.En çok yalan söyleyip yalan yazanlar din tüccarlıgı yapanlar. Osa bizim dinimizde yalana yer yoktur.Bu ülkenin yüz kişiden 99 u muslümandır kimse din tüccarlığı yapmasın dinimiz islamdır devletimizin idare şeklide layık Türkiye cumhuriyetidir. Dış güçlerin maşası olmaktan vaz geçelim kendimizi kullandırmayalım bu ülke kendi kendine yeterd e artar bile. Dostum eline saglık yazınız çok güzel olmuş

elebk

24.07.2008 - 23:36

Fanteziler bitmeyeceğe benziyor fakat sizi daha yaratıcı buldum:) Hoş bir yazı olmuş. Kalbinize, kaleminize sağlık