8 SAYFALIK ADAY ADAYI

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.11.2013

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Bir gazete, “Politik Ek” diye bir ilave vermiş. Sanırım, sadece İzmir’in Bayraklı ilçesine ait…

İlk sayfasında, kocaman harflerle, “BAYRAKLI’YA HİZMET BORCUM VAR” diyor, aday adayı… Elbette münasip büyüklükte resmiyle beraber…

AKP’nin aday adaylarından biri!

Zannettim ki, sadece o sayfadaki bir haber…

Gazetenin arkasını çevirdim, aday adayının başka resim ve “projeler”i!

İç sayfalara bakayım dedim, yine bu zat-ı muhterem… Gazetede başka bişey yok… Hatta üç “köşe yazarı” da bu aday adayını cilalamak için yazmış!

Tam 8 sayfa… Bildiğiniz, büyük boy, renkli gazete sayfası…

Bilader! Sen daha “aday” bile değilsin, nihayet, bir “aday adayı”sın!

Daha aday adayıyken karşımıza 8 sayfa halinde çıkarsan, ez-kaza “aday” olduğunda, demek, Bayraklılı, gazetelerde, 3-4 ay, mütemadiyen seni görecek…

Hele hele, Maazallah seçilecek olursan 5 sene seni okuyacak, senin sıfatını seyredecek!

Bu mu hizmet?

Bu mu siyaset?

Bu mu icraat!

Bu galiba…

Sade ticaret! 

 

x   x   x

1932, KONYA’DA, ‘KADINLAR ÜZERİNE BİR KONFERANS’

Konferansı, Sabahattin Ali veriyor. Bundan 81 sene evvel o kadar cesur şeyler söylüyor ki bugün, İstanbul’da konferans verecek bir “uzman”ın aynı cesareti gösterebileceğinden çok şüpheliyim.

Metni, 10 sayfa tutan konferansı burada hülasa etmek bile hacmen imkânsızdır. Ayrıca, o cüretkâr cümleleri, buraya almanın da pek hoş karşılanacağına ihtimal veremiyorum.

Ama en azından, güncelliği dolayısıyla şu paragrafı almama müsaade edin:

“Orta tahsil seneleri, kızlarımızın yetişme çağıdır.

Bu yaşlardaki kızlara karşı takip edilen yanlış prensiplerden biri de onları erkeklerden şiddetle ayırarak, hırslarını tahrik etmek prensibidir. Bir müddet sonra hayatta karşı karşıya gelecekleri ve hayatı müştereken devam ettirecekleri birisinden onları ayrı bulundurmak bir tek kelime ile manasızdır. Bilakis onlar çok kere beraber bulundurulmalı, fakat başta da söylediğim gibi kendilerine zaman ve mekân mefhumları, irade kuvveti verilerek daha ileri gitmek isteyen zararlı bir münasebetten onlar bu şekilde ve daha tabiî bir tarzda men edilmelidir. Bu tarz, aynı zamanda nefse itimadı ve zorsuz bir ahlaklılığı doğuracağı için en faydalısıdır.”

(Çakıcı’nın İlk Kurşunu, S. 112, YKY, )

x   x   x

Sabahattin Ali, bu konferansı verdiğinde 25 yaşındaydı. Osmanlı döneminde doğup büyümüş, eğitim almış bir gençti… Bir padişahlık zamanında yetişen bir “idealist”in geçen yüzyılda söylediklerine bakın… Bir de neredeyse, ondan bir asır sonra, 21’nci yüzyılda,   “Kızlı-erkekli eğitim görmenin büyük bir yanlış olduğu”ndan bahseden yobazın söylediklerine bakın!

Allah, sizi ıslah etsin!


x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 20 Kasım


Tarih: 28.11.2013 Okunma: 702

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?