BİLMEK, OYUNU BOZMAKTIR...

Özgür DENİZ - 30.11.2013

Bilmeyen insanlar, milletler güdülmeye mahkûmdurlar. Bilmek, kuvvetlenmektir. Bilgi keskin bir ışıktır; karanlığı parçalar, cehaleti öldürür, esaret zincirlerini kırar, ayrılıkları birliğe tedvir eyler, sürüden ayırır ve insan kılar.  Ama bilginin kıymetini idrak etmek icap eder önce. Bilgiye ulaşmak için sarf edilmesi gereken çabanın farkında olunması iktiza eder. Birde bilgiyi ahlak ile mezcetmek gerekir. Çünkü ahlaksız bilgi, bataklık gibidir. Ahlak, bilginin ruhudur. Bilgiye istikamet tayin eden ahlaktır. Ahlak yoksa bilgi, cehennemi dünyaya getirir. Ahlaklı bilgi ise, dünyayı cennete çevirir.  Bilmeyen; her okuduğuna, gördüğüne, duyduğuna inanır. Bildiğini sananların ülkesiyiz sanki. Olmayan bilgimizle ahkâm keseriz. Araştırmaktan, okumaktan, çalışmaktan hazzetmeyiz ama ahkâm kesmeye bayılırız. Her şeyi bildiğimizi sanmak, biliyormuş gibi konuşmak hoşumuz gider. Bilmeyenler, sürüleşirler. Bilmek, kişilik sahibi olmaktır. Bilmeyen insan, partisinin, ideolojisinin, cemaatinin, şeyhinin kölesidir. O ne derse inanır. Sormaz, sorgulamaz. Yap derse yapar, yapma derse yapmaz. Yanlış derse yanlıştır, doğru derse doğrudur. Çünkü bilgisizdir. Bahşedilen ve insanı hayvandan ayıran akıl nimetini kullanmaz, kullanmayı düşünmez. Misal; bir şeyh müridine şöyle yap der ve mürit hemen yapar. Oysa yaptığı şeyin hakikatle alakası yoktur. Ama o onu hakikat sanır ve yapar. Çünkü o müridin aklı, iradesi, bilinci yoktur. O zavallı bir köledir. Aynı şey partilere, ideolojilere ve cemaatlere tapanlar içinde geçerlidir. Haysiyetli insan, kendi aklını kullanır ve başkalarının aklı ile yaşamaz. Ya partin, ideolojin, cemaatin, şeyhin yanlışsa ne olacak? Bu imkânsız mı, böyle bir ihtimal yok mu? İnsanlığın, bir avuç kodaman itin elinde oyuncak olmasının yegâne sebebi; bilgisizliğidir. Hz. Ali boşuna mı ‘’bilgiyle dirilenler ölmezler’’ demiş? Gerçek bilgi eritir insanı. Tıpkı güneşin buzu erittiği gibi. Hayvanlıktan insanlığa terfi etmenin yegâne yolu; bilginin ışığıyla aydınlanmaktır. Bilginin ışığı asla sönmez. Çünkü Allah ölmez.

 

 

EKSTRA

 

BİR… Çok dikkatli olunmalıdır. PKK pisliğinin çok sarsıcı ve derin etki bırakıcı bir eylemi olabilir. Muhtemelen olacaktır. Hiç beklenmeyen bir zamanda olacaktır bu olursa tabi. Çünkü hareket başlamıştır. Sadece endişelerimizle ve sezgilerimizle konuşuyoruz. Yoksa net bir şey söylemiyoruz.

 

İKİ… Çok konuşan, hakareti yaşam biçimi haline getiren, sığ bir üsluba sahip olan, gerçekte saf cahil olan, bu ülkenin ve milletin şanını yere düşüren biri yok edilebilir ve böyle bir şey İslami kesimin üzerine atılıp, bu yoldan ucuz kalkışmalara yeltenilebilinir. Dikkatli olunmalıdır. Zaten bir şey olursa suçlu bunlardır denilmektedir. Sanki başına bir şey gelsin istiyormuş gibi konuşmaktadır. Oysa gerçek bir Müslüman böyle bir şey yapacak kadar ucuz ve kişiliksiz değildir. Müslüman, basit işlerde kullanılacak kadar küçük olamaz. Basit işlerde kullanılan da Müslüman olamaz. Çünkü Müslüman aptal olamaz.

 

ÜÇ… Aziz İstanbul’a kıyılmamalıdır. Müteyakkız olunmalıdır. Hırslar, şeytani vesveseler bir kenara atılmalıdır. İstanbul mukaddes bir şehirdir ve çiğnetilmemelidir. İstanbul çiğnendiği vakit, çiğnenen Türk Milleti olacaktır. Fatih’in fethettiği şehir, teslim edilemez. Bir şehri teslim alanlar ona layık olamasalar bile, en azından o şehir onlarda oldukça yine senin olacaktır. Ama o şehir elden çıkarsa asla senin olmayacaktır. Enbiyaların, evliyaların ruhu muazzep kılınmamalıdır. Peygamberin aziz ruhu ağlatılmamalıdır. Evet, bir şehre gerçekten layık olanlar vardır ama teslim almaları imkânsız görünmektedir. Bu yüzdendir ızdırabım ve söylediklerim kerhendir. Ama suç benim değildir. Keşke alabilselerdi ve verebilseydik. İstanbul mütemadiyen ağlıyor aslında! Sessizce ve derince ağlıyor. Bunu onun ara sokaklarında yürürken, denizinin havasını solurken derinden fark ediyorsunuz. O kendini yeniden fethedecek yiğidini ve kendine layık halkını arıyor.

 

DÖRT… Biri çıkmış şov yapıyor. Kendini ağırdan satıyor. Yel kayadan ne koparır ki? Tıpkı politikanın çöplüğünde yerini alanlar gibi layık olduğu yeri boylayacaktır oysa. Maksadı bir noktadan yola çıkarak noktacıkları arkasına almak ve işte gücüm deyip geleceğe yatırım yapmak, koltuğu yeniden kapmak. Sonra da çıkıp yüce değerlerden söz ediyor. Bir defa o dünyada yüce değer barınmaz canım benim. Yüce değerlerin öldüğü yerdir oralar. Oraya giderken kullanılan oraya ulaşınca da atılan işe yaramaz şeylerdir yüce değerler, orada bulunanlar nezdinde. Şimdi kime palavra sıkıyorsun sen? Aklını kullananların yediğini mi sanıyorsun palavralarını? Ha aklını başkalarının cebine koymuş ve bu milletin beynini oymuş sürü çobanların sahte iltifatlarına mazhar olursun ancak bu yolla.

 

BEŞ… Bazı şehirlerimizin isimlerinin değiştirileceği haberlerini işitiyoruz. Bu yanlıştır. Türk Milletinin kabullenemeyeceği bir şeydir. Hainliktir. Karar verici olmak, illa ihanet etmeyi gerektirmez. Her kararın bir bedeli mutlaka vardır. Bugün değilse bile yarın kader hükmünü verecektir. Her şeyin bir sınırı vardır. Verilen isimlerin de kardeşlikle bir bağı yoktur. İsmi değişen kardeş kaybedilmiştir. Ve o isim aslında kardeşin de ismi değildir ama isimler kardeşler kullanılarak alınmaktadır. Yani asıl hedef kotarılmaktadır.

 

ALTI…  Fetullah Gülen niçin Türkiye’ye gelmiyor? Acaba gücünün ve itibarının zayıflayacağından mı korkuyor? Çünkü uzakta duran, bilinmeyen, görülmeyen büyülü olur ama tersi bir durumda alışkanlık hâsıl olur ve büyü bozulur, hedef ise anlamsızlaşır, önemsizleşir. Zira bu ülke, bu ülkede yaşayan kâfirin olduğu kadar onun da ülkesidir. Ki artık sakıncalı bir durum da yoktur. Öyleyse niçin gelmiyor? Üretilebilecek makul bir sebepte yok. Tüm gönlümle söylüyorum buyursun gelsin. Hiç olmazsa, buradaki kendi cemaatinin içine sızmış baronların çarkını kırarda millette rahat eder. Hem kendini de kullandırmamış olur gizli çakallara. Zira kendisi üzerinden daha çok rant elde edilmesine vesile olacak bu yolla. Peşmerge bozuntusu Barzani denilen sefilin bile ayak bastığı topraklara Fetullah Gülen niçin basmasın? Varsa, görüyorsa, duyuyorsa, hissediyorsa, gülüyorsa, ağlıyorsa, düşünüyorsa, hülasa yaşıyorsa hiç tereddüt etmeden, bir dakika bile beklemeden kâfir ellerini terk edip hasretini çektiği ülkesine dönmelidir. Zira hasret ateşiyle yandığını kendisi söylemektedir. Sözlerinde samimi ise, bunu yapmalıdır. Amma kendisi bilir. Fakat bizde biliriz ki, dönmesi, yapmakta tereddüde bile düşmemesi gereken zorunlu bir görevdir. Eğer bir davası varsa, eğer bir ülkesi varsa, eğer bir milleti varsa ve eğer bu topraklara gerçekten ama gerçekten özlem duyuyorsa dönmelidir. Başka söze hacet yoktur. Bilakis, milletimi özlüyorum, toprağımı öpmek istiyorum laflarına karnımız toktur. Çünkü lafla peynir gemisi yürümüyor. Hiçbir sebep yokken, hiçbir endişe yokken, tüm millet dön artık derken, o kadar hasret duyduğunu söyleyipte dönmemek garip değil midir Allah aşkına dostlar? Soruyorum, çünkü köle değil bireyim. Ve benim indimde Allah’tan ve Önder’den başka mutlak doğru yoktur. İnanılacak güç yoktur. Aklımda kirada ya da başka ceplerde değildir.

 

YEDİ… Milletimize layık olmayan ve içimizde dolaşan, kimin maşası, uşağı olduğu bilinmeyen tipler var içimizde. Türk Milletiyle derdi var bunların. Türk Milleti yok olsa, o kadar memnun olacaklar ki; oh be yok demekten kurtulduk diyecekler neredeyse. Oysa konuşmaktan, bir söz etmekten aciz zavallı tiplerdir bunlar. İki kelimeyi bir araya getiremeyecek kadar, karşısında ki kişinin hakareti karşısında pısırıklaşacak kadar zavallı tiplerdir. Ama işte sinek küçük olsa da mide bulandırıyor. Velâkin Müslüman Türk evladı aptal değildir.

 

SEKİZ… İngiliz Oyununa dikkat etmeliyiz. İngiliz Atlarını meydana çıkarmaktadır ve çıkaracaktır. İngiliz oyunu kurar ve sessizce oynar. Ses çıkarması gerekenleri meydana sürüverir. İngiliz, silah kullanmadan işini bitirir. Politikasıyla kuşatır ülkeleri. Destek verdiği kodamanların sermayesiyle planlarını işletir. Onun silahı, coni ve siyonisttir. İngiliz meydandadır ve müteyakkız olunmalıdır.

 

BİR İKTİBAS

 

‘’’’’’’’’’’’’’’’’Çok ciddiye aldığım bir iddiaya göre Massachusetts, PENNSYLVANİA, Virginia ve Kentucky eyaletleri de İNGİLİZLER'indir!’’’’’’’’’’’’’’’’’’

Tarih: 30.11.2013 Okunma: 632

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?