Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İkisi de “Allah, Kitap, Peygamber, din, imân” diyor da başka bişey demiyor!
Bu vaziyette, insan merak etmez mi, hangisi Allah’a daha yakındır?
Allah hangisine yardım edecek?
Biri, son olarak, “Bize Allah yeter!” dedi…
Öyle dedi ama bununla asla yetinmedi…
Emniyeti hallaç pamuğu gibi attı, dağıttı…
Yargının elini kolunu bağlamaya çalıştı. Bence, bu icraatlar, “bize Allah yeter” söyleminin ihlali!
Diğeri, zaten “vaiz”…
İşi din, gücü din… Çünkü bir din görevlisi…
Aynı zamanda, temelini dine dayayan bir hareketin lideri…
Tamamıyla dinî topluluk olan bir “cemaat”in “Hocaefendi”si…
Doğal olarak ve görünürde onun elinde zaten herhangi bir “yürütme” organı, icra gücü yok…
Ancak “dua” edebiliyor…
Bazen de “beddua”!
Hal böyle olunca, hangisi daha fazla Allah’a yakın oluyor?
Bu “savaş”ta Allah hangisine yardım eder?
x x x
Hocaefendi’nin beddualarını birkaç kanalda birden seyrettim.
İslâmiyet’te böyle bir bedduanın olmadığını sanıyorum. Bize, öfke duyulan, zarar verdiği varsayılan kişiler için, “Allah sizi ıslah etsin” demek öğretildi… Veya en fazla, “Allah sizi bildiği gibi yapsın” yakarışı.
Bununla beraber, bu toplumda, insanların, Hocaaefendi gibi, hatta ondan daha ağır bedduaları, “inkisar”ları yaptığı da bir vakıa…
Bunların hükmü nedir?
Bilmiyorum ama asla yapmamak gerek diye düşünüyorum.
Tabii böyle inkisarları, genelde, canı aşırı derecede yanan kişiler yapar.
Acaba, Fethullah Gülen’in de canı çok fazla mı yakıldı?
Bir sual daha:
Hocaefendi’nin o bedduasına “âmin” diyenlerin oranı yüzde kaçtır?
Sadece % 1 midir, sizce?
x x x
PABUCUMUN DEMOKRATLARI
İktidarın eteğine yapıştın mı bir kere, ne haysiyet kalır, ne fikir... Kala kala laf cambazlığından müteşekkil mülevves bir zikir!
Ceyda KARAN/TARAF, 20 Aralık
x x x
KİM?
Her gün biri çıkar, başlar ben ben demeye,
Altınları, gümüşleriyle övünmeye.
Tam işleri dilediği düzene girer,
Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.
Ömer HAYYAM
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 18 Aralık