Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Önce, kırk yaşın altında olanlara Kemal Horzum’u tanıtalım-hatırlatalım:
Özal’ın 10 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminin bir “iş adamı”…
İktidara yakınlığı, benzetmek gibi olmasın, bugünkü Ali Ağaoğlu düzeyindeydi… Üstelik Ağaoğlu İstanbul’da, Horzum ise Ankara’daydı ve herhalde İstanbul’da olabilecek bir işadamından daha yakındı iktidara…
O günkü gazete arşivlerine bir bakın veya bir kütüphaneye gidip, Erbil Tuşalp’ın kitaplarından birini alın, şöyle bir karıştırın… Horzum’un o günkü iktidara ne kadar yakın olduğunu görün!
Devasa yatırımları olan Horzum’un başından gayet büyük badireler geçti… Şimdi yatırımlardan ne kaldı bilemiyoruz. Bildiğimiz, Horzum’un, son zamanlarda Afyonzafer.net’te köşe yazıları yazdığı…
Anladığım kadarıyla, halen Ankara’da bulunuyor ve çok iyi kaynaklardan bilgi alıyor. Lâkin onda en az bilgi kadar kıymetli bir şey var: Tecrübe!
Bugün yaşadığımız hadiseleri ondan daha isabetle değerlendirecek kişi az bulunur…
İşte yazdıkları:
“Ankara’da deprem var…
Ak Parti hükümetinin 4 bakanı rüşvet almakla suçlanıyor…
Televizyonlar rüşvetin belgelerini yayınlıyor…
Rüşvetin listeleri çarşaf çarşaf gazetelerde yayımlanıyor..
Hükümetin Maliye Bakanı bile meclis kürsüsünde ‘kim yolsuzluk yaptıysa Allah belasını versin.’ diye haykırıyor..
Önümüzdeki günler daha ciddi tartışmalara gebedir.
Seçmen, yüksek sesle olayları tartışıyor ‘vay be…’ diyenler artıyor...
*******
Anavatan Partisi döneminde Devlet Bakanı İsmail Özdağlar’ın, rüşvet pazarlığına ait ses kaydı ortaya çıkınca, meclis bakanın hemen dokunulmazlığını kaldırmıştı.
Yüce divana sevk edilen bakan yargılanarak ceza almıştı…
Şimdiyse, bakanların oğulları ve kendilerinin rüşvetle ilgili ses kayıtları video görüntüleri, listeler olmasına rağmen, istifa etmiyorlar…
Soruşturma devam ediyormuş!
Masuniyet karinesi varmış!
Eğer bu olayların onda biri, demokrasinin tam oturduğu ülkelerde cereyan etse, hükümet sarsılır…
Bizdeyse; bakanlar koltuklarında oturuyor, hükümette dimdik ayakta duruyor…
Kantar vatandaşın belinde, takdir yüce milletindir…” (23 Aralık)
“Yangın büyüyor ve maalesef itfaiye tarafında kimse yok… Körükçüler çok…
Yolsuzluk operasyonu yargıya intikal etti mi? Etti…
İki bakanın çocuğu ve banka genel müdürü ile birçok kişi tutuklandı mı? Tutuklandı…
Tutuklanmayı gerektiren deliller yeterli ki, yargı gereğini yaptı…
Bu olayın üstünün kapatılması mümkün değil, kapatılmaya çalışılması da partiye büyük zarar verir…
Olay ortaya çıktığı gün adı geçen 4 bakan istifa etmeliydi..
Hem hükümet hem yargı hem kamuoyu rahatlardı ve ateş sönerdi..
Çarşaf çarşaf resimler, video görüntüleri, ses kayıtları ortaya saçılmışken hala daha suçu kabullenmemek, vatandaşı saf görmek demektir..
Ak Parti’nin çelik tabanı olan kesim bu suçlamaları, kabul etmeyebilir…
Ancak; sokaktaki simitçi bile ‘vay beee…’ diyorsa, çıkmaz başlamıştır…” (24 Aralık)
Demek ki neymiş? “Vay beee…” diyenler artıyormuş!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 25 Aralık