YÖNETEN KİM? KİM YÖNETMELİ?...

Özgür DENİZ - 04.01.2014

Türk Milleti, İslam Dini ve Türkiye, Ortadoğu her zaman büyük, derin ve tehlikeli kavgaların muhatabı olmuştur. Ortadoğu’yu ekonomik güç, Türkiye’yi de beyin ve silah gücü olarak alınız lütfen, olayı daha berrak şekilde sezeceksiniz. Türk Milleti’nin, Ortadoğu’nun kaynaklarını, o toprakların milletleriyle birlikte yönettiğini düşünsenize, ne olurdu? Şeytanın imparatorluğu çökerdi çöker. Kavganın derinliğini daha iyi fark etmeliyiz. Ortadoğu’yu, demokrasi kılıfı altında işgal etmenin sebebi nedir ki? Türk Milleti, niçin bir türlü Ortadoğu’ya sokulmak istenmiyor ve niçin o toprakların milletleriyle yani öz kardeşleriyle kavgaya tutuşturulmak isteniyor? Niçin kardeşlerinin yanında yer alması istenmiyor da, düşmanlarının saflarına iltihak edilmeye çalışılıyor? Tarihten Türk Milletini çıkardığınız zaman geriye sokak kavgalarından başka bir şey kalmayacaktır. Bu yüzden dünya düzeyinde ajanların cirit attıkları bir alan olmuştur özelde bu topraklar, genelde de Ortadoğu. Türkiye ve Ortadoğu daima şeytanın ve dostlarının kâbusu olmuştur. Bu ülke, bu ülkenin öz sahiplerine bırakılmayacak kadar önem arz etmiştir düşmanların indinde. Sadece ajanlar değildir cirit atan. Bu ülkenin baronları da, basını da, aydınları da genel olarak hiçbir zaman yerli olamamışlardır. Daima bu ülkenin öz çocuklarına karşı savaşmışlar ve efendilerine sadık kalmışlardır. Şeytan bu ülkeye bir girmiş pir girmiştir. Bir daha da çıkmak nedir bilmemiştir. Zira artık bu milletten görünenler de şeytanlaştırılmışlardır. Türk Milleti de hep kendinden sandığı zümrelerin peşinde koşacağım diye düşmanları tanıyamamış ve bu topraklardan çıkarmayı asla başaramamıştır. Kültür yanıyla dönüştürülmüş bir milletin politik olarakta düşmanın yanında yer alması gayet tabidir. Türk Milleti, kimliğini ve dinini, yaşamadığı için unutmuştur. Unuttuğu içinde önüne gelene inanmıştır. Acaba televizyonlarda eğlence programlarının artmasının sebebi nedir? TV 8 isimli kanalın malum şahsa satılmasının arka perdesinde ne vardır acaba? Hangi garantiler neticesinde buna onay verilmiştir? Acaba malum cemaatlerle, bu tipler arasında bir bağ var mıdır? Aynı hedeflere mi hizmet edilmektedir? Tüm bu tezgâhların uç hedefi; bu milletin ruh haritasını bozmak, sinir merkezlerini tahrip etmek ve bu milleti tüketim nesnesine dönüştürmektir. Bu milletin elinden kimliğini ve dinini söküp almaktır. Kimliğinden, dininden ve ideallerinden kopan bir millette baronların kucağına çok kolay şekilde düşecektir. Politik madrabazların, aydın markalı cahillerin, cemaat denilen sürü psikolojisi mahkûmlarının ve maneviyat kölelerinin yönlendirmelerine kolayca aldanacaklardır. Dünya da ki oyun kurucu genel olarak her devirde İngiliz olmuştur. Coni ve Siyonist’te silah olmuştur. Basın, baronlar, aydınlar, cemaatler de piyon olarak vazifelerini sürdürmüşlerdir. Basın bu ülkenin siyasetini istenilen yöne çevirmek için, baronlar bu ülkenin ekonomisini ellerinde tutmak için, aydınlar bu milleti kandırmak için, cemaatlerde bu ülkenin çocuklarının derin bilincini, keskin şuurunu ve mukavemet gücünü katletmek için vazifelendirilmişlerdir. Herkes vazifesini bihakkın ifa etmiştir, elan da etmektedir. Yaşadığımız travmalar tüm bunların bir neticesidir.

 

Her diriliş hamlesi mutlaka karşı saldırıyla akamete uğratılmıştır. Şeytan hiçbir dostunu boşuna beslemez. Zira birgün onun tavassutu ile elde edeceği çıkarları vardır. Oysa bu milletin çocukları düşmanı da, düşmanının dostlarını da çok iyi tanımalıdır. Bunun için de hem kimliğini hem de dinini çok iyi bilmelidir, tabi ve de tarihini. Tarih bir fener gibidir, geçmişte o fenerin güç kaynağı. Geçmişsiz, geleceğe yürümek kabil değildir. Aldanmamak elimizdedir. Dünyaya bir kez geliyoruz ve başka bir gelişimiz asla olmayacaktır. İnanç açısından baksanız da böyledir, aksi yönde baksanız da. Zira ne inançsız gidişin bir geri dönüşü olmuştur ne de inançlı bir gidişin. Ne bu dünya da yargılanırken yanımızda birisi olmaktadır ne de öbür dünyada yargılanırken birisi yanımızda olacaktır. Sürüye uyup koyun gibi yaşayacağımıza, tek başımıza kalalım ama insan gibi yaşayalım. Ayaklarımızın üzerinde izzetsiz, şerefsiz, şahsiyetsiz, kölelikle damgalı şekilde yaşayacağımıza; dizlerimizin üzerinde şerefimizle, şahsiyetimizle, hür ruhumuzla ölelim sonsuz kez daha iyidir. Ne baronlara boyun eğelim, ne basına inanalım, ne aydın markalı cahillerin aklıyla yön bulalım ne de cemaatlere uyup bilincimizi, şuurumuzu, mukavemetimizi katledelim. Bu dünya fanidir, baki sanan feci aldanır. Yırtınırsınız, yırtınırsınız ve tam oturduğunuz an küt gidersiniz. Artık kazandıklarınızın sizin için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Hele bir de şereflice çalışmamış, helal kazanmamışsanız bittiniz demektir. Bu ülkede çalışanlar daima bu toprakların yerli çocukları, kazananlar ise baronlar olmuşlardır. Bu baronlar; sermaye, basın, cemaat, siyaset baronları ve bunların efendileri adına kullandıkları piyonlar olmuşlardır. Sürüye uyanlar her daim güdülmeye mahkûm olmuşlardır. Mütemadiyen ezilmişler, sürünmüşler ve yorulmuşlardır. Bunun adı da yaşamak olmuştur. Dünya bizim olsun, ahreti size bıraktık sloganıyla uyutulmuştur büyük kitleler. Bu yaşama tarzı bir alışkanlık olmuştur. Vazgeçmek ise imkânsızlaşmıştır. Çünkü alışkanlık zaman içinde nostaljiye ve romantizme yerini bırakır ve insanı tam bağımlı yapar. Artık ayrılmanız çok zordur. Ama ayrılmakta zorundasınızdır.

 

Türk Milleti dinini, Önderini (sav), kimliğini, tarihini, unutmaya terk ettiği andan itibaren daima yönlendirilen ve yönetilen bir millet olmuştur. Türk Milleti tekrar kendi kendini yönetmek ve kendi devletini tesis etmek istiyorsa şayet, Kur’an’a dönmeli ve bu yüce kitabın yanında birer paçavradan ibaret olan kitapları bırakmalıdır. Önderine (sav) dönmeli ve şeytanın uşaklığını yaptığı tescil edilen insan bozmalarının peşlerini mutlaka bırakmalıdır. Kimliğinin bilincine ermeli ve kimliğini kendilerine maske yapmış hainleri derinlemesine tanımalıdır. Kendine sunulan tarihle değil; kanla, terle, yaşla ve engin tecrübelerle ecdadının yaptığı tarihi bizatihi öğrenmeli ve bu tarihle aydınlanıp istikbalini tesis etmelidir. Şeytanı ve dostlarını çok iyi tanımalıdır. Cebini gizlice boşaltan elleri tanımalı ve kırmalı, istikbalini ipoteğe veren politik kumarbazların peşlerini bırakmalı, kendini aldatan ve batının papağanı haline getirmeye azmeden aydın markalı ahlaksız, şerefsiz, namussuz cahillerin yönlendirmeleriyle hareket etmemeli, kendini sürüye dönüştüren, iradesiz, bilinçsiz, şuursuz, mukavemetsiz köleler kılan karanlık yapıların bünyelerinden mutlaka ayrılmalıdırlar. Kavgamız şeytanlarla ve dostlarıyladır. Şeytanı zaten tanıyoruz ve artık şeytana güvenerek büyük ihanetlere yeltenen piyonlarını da tanıyoruz. Ve şeytanın dostlarını artık sonsuza kadar ihanetleriyle tanıyacağız, unutmayacağız, unutturmayacağız. Nesillere de bu şekilde tanıtacağız. İnsanlarımız şeytana ve dostlarına karşı mutlaka uyanık olmalıdırlar. Çünkü şeytan ve dostları bu milletin ve ümmetin idealleri önünde ki en büyük ve tehlikeli engellerdir. Kendi gemimizin kaptanı olma zamanı gelmiştir. Gemi, gemiyi delmeye çalışanlardan temizlenmelidir. Bilakis gemimin batması mukadderdir.

 

TEFERRUATLAR

 

BİR… Bu ülkeyi şeytan ve dostlarının tasallutundan acilen kurtarmalıyız. Artık kendi kaderimizi kendimiz çizmeli, yönetimi elimize almalıyız. Yolcu değil kaptan olmalıyız. Piyonlara strateji ve taktik efendileri tarafından verilmektedir. Bu yüzden piyonların hiçbir sözüne, hiçbir tavrına, hiçbir olumlu gibi görünen hamlesine asla güvenilmemelidir. Barış çağrıları yalandır, ama kavgaya hazırlanmak için zaman kazanmak gerçektir. Zira hizmetkârlıktan vazgeçmeyecekler, pusuya yatacaklardır. Nesillerin istikbali tehdit ve tehlike altındadır. İdeallerimizden vazgeçemeyiz, davamıza ihanet edemeyiz.

 

İKİ… Bazı yapılardaki bazı isimler mal ve makam hırsı için efendisine daha hoş görünmek adına sağlam hizmet etmek derdindedir. Bu yüzden o yapının tepesi boşaldığı zaman, oraya kendisinin gelmesini sağlayacak olan efendisine hizmet etmek arzusuyla devlete başkaldırmaya tevessül edebilir. Bazı olaylar bu tür tezgâhların ürünüdür. Bu yüzden o yapıların bünyesinde ki masum insanlar kendilerini kullandırtmamalı ve o yapıyı mutlaka terk etmelidirler. Hiçbir yapıya kutsallık atfedilerek, o yapının bünyesinde kalmak meşrulaştırılamaz ve ihanetlere ortak olunamaz.

 

ÜÇ… Malum bir TIR olayı var. Efendilerine hizmette sınır tanımayanlar tarafından deşifre edildi. Üstelik masum kurumlara iftira atılarak yapıldı tüm bunlar. Güya o kurumlara zarar vermek adına yapıldı ama asıl zarar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne verildi. Bu ihanet asla affedilmemelidir.  Şeytan, tüm dostlarına ve kullandığı piyonlarına silah dağıtır ve bundan dünyanın haberi olmaz, olsa da kimse bir şey yapamaz. Ama bizim hainlerimiz, kardeşlerimize yapacağımız bir yardımı âleme ilan ederler. Geri zekâlılık böyle bir şey olsa gerek. Silah değil giden şey ama faraza silah olsun, ne olur? Kâfire gitmiyor ya. Âleme ifşa etmenin kime faydası var Allah aşkına ama ülkeye sonsuz zararı olduğu kesin. Şeytana dost olmak böyle bir şeydir işte. Tabi burada İstihbarat birimlerinin de suçu yok değil. Kardeşim sen İstihbaratsan nasıl hareket edeceğini, hainlerden nasıl korunacağını bilmelisin.

 

DÖRT… Siyonistin serbest bıraktığı Filistinlilere dikkat edilmelidir. Özellikle genç olanlarına karşı teennili olunmalıdır. Kesin bir şey söylenemez bazı konularda ama dikkatli olunması da icap eder. Zira bir milletin istikbali söz konusudur. Allah korusun namussuzca teknikler uygulanarak o insanlar üzerinde operasyonlar yapılmış olabilir, istenilen yönde yönlendirebilmek için. Tıpkı ülkemizde PKK denilen Siyonist şebekesi tarafından kaçırılıp bir zaman sonra serbest bırakılanlara karşı teennili olunması gerektiği gibi. Anlaşılmıştır.

 

BEŞ… MİT, Ordu, Yargı, Emniyet vb. hassas kurumlar mutlaka tehlikeli yapılardan ve kişilerden arındırılmalıdır. Bu kurumlar mutlak anlamda millileştirilmelidirler. Bilakis her an tehdit ve tehlike altında olacağımız kesindir. Bu kurumlara sızmalar varsa tespit edilmeli ve yeni sızmaların yolu kapatılmalıdır. Bu kurumlarla ilgili tehlikeli unsurların ellerine geçmiş bilgi, belge varsa acilen çaresine bakılmalıdır. Başına buyruk hareket edenler kesinlikle pasifize edilmelidirler. Devlete karşı gizli ya da açık isyan içinde olanlar tard edilmelidirler. Devlet zaaf içinde gibi bir algının oluşmasına asla meydan verilmemelidir. Devlet, kendi varlığına dikilen gözleri oymalı, kalkan elleri kırmalı, kurulan tuzakları kuranların tepelerine geçirmelidir.  

 

ALTI… Devlete karşı yapılan kalkışmalara karşı tüm taraflar ittifak etmeli, tüm kitleler birleşmelidir. Ve devlet bünyesinde yuvalanmış zararlı unsurlar zararsız hale getirilinceye kadar sıkı tedbirler alınmalıdır. Türk Milleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir davası vardır; o da İlay-ı Kelimetullah davasıdır. Bu davanın önünde engel olanlar kesinlikle bertaraf edilmelidirler. Bu davadan vazgeçilemeyeceğine göre, engel olanlardan vazgeçilecektir. Başka yolu yoktur bunun.

 

YEDİ… Küresel efendiler, bazılarına iş verdi mi? Bu işi başaramazsanız derdinize yanın dedi mi? Şiddetle, şehvetle, hiddetle yapılan hamlelerin nedeni bu korku mu? Başarma ve kendini gösterme hırsıyla hareket etmenin sebebi bu mu? Hedefe ulaşıldığı takdirde, işte gücümüzü görüyorsunuz, bize hala güvenebilirisiniz mesajımı verilmek isteniyor?

 

SEKİZ… Sayın Başbakan çevresinde ki bazı tiplere (bakan, milletvekili, bürokrat) güvenmemelidir, onları tarassut altına almalıdır. Zira makam derdinde olanlar ve bu yüzden netameli unsurlarla işbirliği yoluna gidenler olabilir. Binaenaleyh dengecilerden ve işini savsaklayanlardan şüphe etmeli, tedbiri elden bırakmamalıdır. Artık bundan böyle de seçimini iyi yapmalıdır. Yanlış iş yapanlara acilen ihtarı çekmelidir. En basit misal; geçenlerde yıkım yapılan bir yerde Türk Bayrağını ve Atatürk posterini indirmeden yıkım yapan ve sanki bir yerlere gizli mesaj niteliği taşıyan hareketler içinde olanlara cezayı kesmelidir. Kendileri de, bu millete, bu devlete ve yüce davaya sadakatsizlik etmemelidirler asla.

 

DOKUZ… Türk Ordusunun neferlerine karşı yapılmış bir haksızlık varsa acilen giderilmelidir. Haksızlık yapanlarda tespit edilip gereken yapılmalıdır. Ama yeniden fail-i meçhullerle kaos ortamı oluşturulmasına ve karanlık yapılarla ittifak edilerek yanlışlıklar yapılmasına da fırsat tanınmamalıdır. Türk Ordusu sıkı bir şekilde yeniden yapılandırılmalı. Orduya dair gizli bilgiler, belgeler birilerinin eline geçtiyse, o kişiler sıkı bir sorguya tabi tutulmalı, bilgilerin, belgelerin akıbeti hakkında net sonuçlara ulaşılmalıdır. Artık orduya sızmalar varsa, bunun da önüne geçilmelidir. Malum kaotik dönemde Kozmik Oda’ya girenler tespit edilmeli, o kişiler daimi tarassut altında tutulmalı ve mutlaka pasifize edilmelidirler. Oradan bilgi ve belge alındıysa, o bilgi ve belgelerin kimlere ulaştığı da mutlaka tespit edilmelidir. Eğer düşman unsurlara (MOSSAD-CIA-FBI vb.) verilmiş bir şey varsa, verenler en ağır şekilde tecziye edilmelidirler.

 

ON… Bazı sınavlarda (Yargıtay, Kaymakamlık, Hâkimlik, Savcılık, Polis Koleji) usulsüzlük yapıldığı söylenmektedir ve yapılmış olma ihtimalide çok yüksektir. Bu yüzden kritik sınavlar mutlaka iptal edilmeli ve sıkı koruma altında yeniden yapılmalıdır. Bilakis durum vahimdir. Zira bu milletin kaderinin çizildiği makamlarda bulunanların, bu millete, devlete sadık olmaları gerekmektedir. Ama şaibeli bir şekilde o makamlara sızanların bu millete ve devlete sadakatleri daima şüpheli olacaktır. HSYK denilen kurumda yeniden yapılandırılmalıdır mutlaka ya da icap ediyorsa ref edilmelidir.

 

BAZI LİNKLER...

 

Önemli olan bir düşünceye katılıp katılmamak değildir. Okumak, üzerinde düşünmektir. Alınacaklar mutlaka vardır. Bize muhalif diye es geçmek kesinlikle yanlıştır. Bu yüzden aşağıda linki verilen yazılar kaydadeğer yazılardır. Katılmadığım detaylar olsa da önemli yazılardır.

 

http://www.haber10.com/makale/36534/#.Usht8sw5nIU

http://www.haber10.com/makale/36517/#.UshuWMw5nIU

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/turkiye-tasit-olarak-mi-kalacak-yoksa-sofor-mu-ol/46180

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/kara-bir-leke/45452

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/olcu-hakikatse-pire-icin-yorgan-iktidar-kavgasi-ici/44767

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/intihar-bu-hepimizin-intihari-aklinizi-basiniza-devs/44750

 

 

Tarih: 04.01.2014 Okunma: 622

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?