Bu dünyada herkese yer var.
Parti zirveleri ve partiye yakın medya ne söylerse, ne yazarlarsa dönüp kendilerini vuruyor…
Başbakanlık Başdanışmanı Yalçın Akdoğan; “Orduya kumpas kuruldu” diyor…
AKP seçmeni cevaplıyor; “Bu dolmaları bize kimse yutturamaz!” Haaa, demek ki AKP milletvekili “dolmacı”! Sizlere yıllardır “dolmaları” yutturuyorlar.
Akdoğan’a “kumpası açıkla” baskısı artınca, “Yav, elimde delil yok, onu ‘dava’ları kastederek söylemedim” diyor.
Ama onun sözlerine istinaden, partisinin grup başkan vekili Elitaş, “Silivri davaları için yasal düzenleme yapabiliriz” diye biyerlere göz kırpıyor…
Allah ne büyük; Elitaş, 6-7 yıldır, bu davalarda hep “suç var”, “darbe var” der, karşı çıkanları bazen şiddetle, bazen alayla “darbeci” olmakla, “darbecileri savunmak”la itham ederdi. Şimdi, onlarla aynı hizaya gelmiş vaziyette…
x x x
YANDAŞ MEDYANIN HALİ İYİCE PERİŞAN
Hepsi dağıtmış durumda da bir iki örnekle iktifa edelim:
17 Aralık’taki “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu”ndan iki ay kadar evvel, 13 Ekim’de, Yeni Şafak’ta, kocaman harflerle “TÜRK LEAKS” manşeti atılmış. Manşetin detayları, Rıza Sarraf’ın merkezinde olan rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla birebir örtüşüyor.
18 Temmuz 2011 manşeti ise, “AĞAOĞLU RÜŞVETİ VERDİ, OLDU” şeklindeydi.
Peki, Yeni Şafak 17 Aralık’taki operasyon için ne yazdı?
Komplo,
İç ve dış güçler,
Darbe ve en son 1 Ocak 2014’te “Mini darbe”!
Yolsuzluk ve rüşvetten ne haber?
Ehm, kem-küm!
x x x
Stargazete’nin hedefinde ise “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”nun savcıları var…
Bunların başındaki Başsavcı Vekili’ni, operasyonda adı geçen Fatih Belediye Başkanlığında “iş takip etmek”le suçluyor.
Mevzubahis savcı kim?
Zekeriya Öz!
Kamuoyu onu nereden tanıyor?
Silivri davalarının savcısı…
Silivri davaları sürerken Stargazete ne yapıyordu?
Öz’ün iddialarını ve davanın haklılığını canla başla savunuyordu.
Şimdi, aynı savcıyı itibarsızlaştırma, yıpratma gayretinde...
Öz yıpranırsa, Silivri davalarının bir inandırıcılığı kalır mı?
Tabii ki kalmaz…
Stargazete bunu ister mi?
Tabii ki istemez…
Buna rağmen Öz’e neden hücum ediyor?
Ne yaptığını, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmeden!
Vaziyet öylesine ibret verici ki Stargazete, yıllardır şiddetle karşısında olduğu Aydınlık gazetesinin iddialarını savunur duruma düşüyor…
x x x
Aslında, gerek Akdoğan’ın “kumpas” suçlaması, gerekse Stargazete’nin Öz’ü suçlamaları çok daha ince, çok daha rafine, Silivri’yi de çağrıştırmayacak biçimde yapılabilirdi.
Bir “taktik” geliştirilebilir, bir “strateji” çizilebilirdi…
Lâkin yapamadılar…
Çünkü içine düştükleri telaşlı ruh hali sağlıklı düşünmelerini engelliyor…
Can havliyle yazıyor, manşet atıyor, günü kurtarmaya çalışıyorlar…