POLİSLERİ ALMAK-SUBAYLARI ALMAK

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.01.2014

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Üç hafta içinde görevden alınan polis sayısı bin yedi yüz… Bu rakamı 2 bin beş yüze kadar çıkaranlar da var…

Bu, yüzlerce polisin görevden alınmaları, insana, yüzlerce subayın “gözaltına” alınmasını hatırlatmıyor mu?

Teğmen’den Orgeneral’e kadar yüzlerce subay içeri alınmıştı…

Tıpkı şimdi, “memur” rütbesinden “İl Emniyet Müdürü”ne kadar, her rütbede polisin alınması gibi…

Subayları “yargı” gücü almıştı, polisleri “yürütme” gücü görevden uzaklaştırıyor…

Askerler ki aralarında “Astsubay” ve “sivil memurlar” da vardı, gözaltına alınmış, çoğu tutuklanmıştı. Zindanlara tıkılmıştı ve halen zindanlardalar.

Çok şükür, polisler sadece görevlerinden alındı… İnşallah hiçbir zaman tutuklanmaz, zindanlara atılmazlar.

x   x   x

POLİS-SUBAY ARASINDAKİ BAŞKA BİR ALAKA

Subaylara yargı erki operasyon yapmıştı, elbette polis marifetiyle…

Herhalde, şu bin yedi yüz polisin büyük bir çoğunluğu o operasyonlarda görevlendirilmiş, subayları (veya emeklilerini) gözaltına almıştı.

Şimdi o polis işten el çektiriliyor…

Sebep?

İktidara yakın birileri hakkında “soruşturma” yaptığı ve yargının “gözaltı emri”ni yerine getirdiği için.

Çünkü iktidara göre, bu polisler ve onları harekete geçiren yargı bir “komplo”nun, bir “kumpas”ın parçası.

Üstelik subayların gözaltına alındığı dönemdeki sembol “savcı” bugün bizzat iktidar ve onun medyası tarafından ayrıca itibarsızlaştırılmaya, verdiği “kararların yanlış olduğu algısı” kamuoyuna dayatılmaya çalışılıyor.

Peki, hal böyleyse, subayları gözaltına alan, tutuklayan, hatta “hüküm” veren aynı yargı ve emniyet mensuplarının, o zamanlar “doğru” yaptıklarına,

“Adaletli” davrandıklarına nasıl inanacağız?

Eğer yargı ve emniyet şimdi “yanlış” yapıyorsa, çok kısa süre önce de “yanlış” yaptığı kabul edilip, cezaevlerindeki subayların derhal serbest bırakılmaları gerekir.

Yok, o zaman yapılanlar “doğru” idiyse, şimdi yaptıkları da “doğru” kabul edilip, polis ve savcılar görevlerine iade edilmeli, operasyonların önü kesilmemelidir.

 

x   x   x

ÇARPITMA 

Sihir yapmayın: Olayları çarpıtmayın, olanı başka türlü göstermeyin, göz boyayarak gerçekleri örtbas etmeyin. Bilimsel ve teknik bilgilerinizi zulüm düzenlerinin emrine vermeyin. Olanı başka türlü göstererek kan ağlayan dünyayı, acı çeken halkları sanki hiçbir şey olmuyormuş, her şey tozpembeymiş gibi göstermeyin. Ekranları bir simulasyon (benzetim/olanı başka türlü gösterme) aracı olarak kullanmayın.

İhsan ELİAÇIK, (DOKUZ ÇETE, DOKUZ AYET), 16 Mart 2009

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 8 OCAK


Tarih: 13.01.2014 Okunma: 718

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?