Bu dünyada herkese yer var.
Beyaz Saray sözcüsü, “Türkiye’deki hadiseleri yakından takip ediyoruz fakat içişlerine karışmayacağız.” demiş!
Ne yani, “İçişlerine karışacağız”,
“Türkiye’deki iktidarı biz belirleriz”,
“Hükümetleri indiririz- kaldırırız” demelerini mi bekliyordunuz?
Tabi ki “bu işlere karışmayız” diyecekler!
Öte yandan…
“İçişlerine karışmamak” lafzına biz nereden aşinayız?
“Sömürge ülke”, “uydu devlet”, “bağımlı devlet” tanımlamalarından…
İlkokul hocalarımız şöyle öğretmişti:
“Daha büyük bir devlete bağımlı devletler, içişlerinde serbest; dışişlerinde, o devletin kontrolünde-güdümündedir”.
Tekrar edelim, ne diyor Amerika:
“İçişlerine karışmayacağız”!
Güzel!
Ya dışişlerimize!
x x x
AKP-CEMAAT SURİYE’DE ‘PARALEL’
Burada…
Birbirlerine çakmaları dehşet…
Dinlemeler-deşifreler felaket!
Yalanlar, dolanlar, talanlar,
Yerlerinden olanlar…
İşleri yarım kalanlar…
İftira suçlamaları…
Aralıksız klavye tuşlamaları…
Sanki bir “ölüm-kalım” savaşı…
Dillerde “Yeni İstiklal Savaşı”…
Apansız! Amansız! Zamansız!
Yani “manidar”!
Bu kadar hasımlar lafta!
Lâkin iş Suriye’ye gelince kavga rafta…
Hasımlar hısım,
Can-ciğer kuzu sarması…
Hiza ve istikamet aynı…
Bunları hizaya sokan hangi “el”?
Âdeta, birbirine “paralel”…
Asla birbirini kesmiyor…
İki taraf da “Esed gitsin” diyor da başka bişey demiyor…
Niye ki? Bu işin sebeb-i hikmeti ne ola ki?
Bu kadar işin arasında, şu hengâmede, “Esed”, bunları neden bu kadar alakadar ede ki?
“Esed”de iki “e” var… Tesadüf bu ya, “Mezhep”te de iki!
x x x
ASRIN TESPİTİ
İnternet Tanrı’nın bir lütfu…
Papa Francis