SUİKAST
Şimdi şöyle bir şey
olabilir: Bir yapı düşünün. O yapı kapsama alanı geniş bir yapı ise şayet,
içerisinde çeşit bol bulunur ama hepsi de birbirinden bihaberdir. Bir şey
büyüdükçe asıl rengini kaybeder. Büyümenin doğasında vardır bu ve engellenemez.
Ve kontrolde güçleşir büyüme durumunda. O yapıda, şahsi menfaatlerinin temini
yolunda çalışanda, milli menfaatleri savunan da, milli menfaatlere darbe vurmak
isteyende vardır. Ama darbeciler daha kuvvetli ve kurnaz olur daima. Çünkü
onlar çıkar odaklı ve taktik hareket ederler. Masumane düşünmezler. Merhamet ve
acıma hisleri zayıftır. Bir gaye ve ideal için orada bulunmazlar. Bu yüzden
kendi çıkarlarına engel olacak, milli çıkarlardan yana duracak birini ortadan kaldırarak
on ikiden vurmak isteyebilirler. Böylece hem çıkar çarkı kolayca dönecektir,
hem de parazit olarak algılananlar ortadan kalkacaktır. Özellikle kaotik ortamlar
bu tür suikastlar için birebirdir. Şimdi
malum karanlık bir yapı var. O yapıda etkin olanlar hepimize malumdur. Siyonist’in
güdümünde ki kanat etkindir. Milli kanat ise çok muhtemeldir ki zayıftır ve
öyle bir durumda var. Ki zaten malum operasyon bu yüzden başlatılmıştır ve
karşı operasyonda bu yüzden şiddetlidir. Öyleyse Siyonist kanat ne yapacaktır? Muhtemelen
milli kanatta etkin olanları hedef alacaktır. Ve buradan, hem karşı tarafa
matuf asla sönmeyecek bir kin ateşi yüreklere salınacaktır yani kardeş
bilinenler birbirilerine ebediyen düşman olacaklardır, hem toplumda infial
yaratılacaktır, hem çıkarlar korunacaktır, hem de bir engel kaldırılmış
olacaktır. Yani bir taş ve üç kuş durumu olacaktır. Aynı şey bu taraftan mevcut
siyasi yapı içinde geçerlidir. Bu tarafta da çıkarlar ve hedefler için engel
görülüp ortadan kaldırılmak istenenler mutlaka vardır. Nasıl karanlık yapıda bu
tarafa bilgi sızdıranlar vardır, bu tarafta da karanlık yapıya bilgi aktaranlar
elbette var olacaktır. Hassas kurumlar çok müteyakkız olmak zorundadırlar.
Millette teyakkuz halinde bulunmak zorundadır. Oyuna gelmeyelim. Türk Devleti
ve Türk Milleti, yaşayarak şahit olduğumuz kirli, karanlık ve hain tezgâhı boşa
çıkarabilirse, inşaallah güzel günler bizimledir. Hem Türkiye, hem Türk Milleti,
hem Ümmet, hem de emin olun malum karanlık yapıda ki temiz insanlar
kazanacaktır. Bilakis kayıp herkes içindir. Bu operasyonda devlette siyasi
yapının yanındadır. Zira tehdit ve tehlikenin büyüklüğü görülmüştür. Bizler
indi değerlendirmeler yapabiliriz ama gerçekte neler olup bittiğini asla
bilemeyiz. Bilinecek kadarını bilmekle yetiniriz. Fazla incelen şey kopar.
Herkes devlet safında birleşmelidir. Devletin çıkarı ferdin çıkarından öndedir.
Çünkü ferdin çıkarlarını koruyacak olan devlettir. İşte bu yüzden devletin
yapısı çok önemlidir. Devlet kaybedildiği zaman çıkarlarda kaybedilir. Malum
yapıya tabi olmuş bazıları konuşuyorlar ama boş konuşuyorlar. Çünkü olayı
bilmiyorlar. Herkesi kendileri gibi biliyorlar, bu yüzden de tüm yapının temiz
olduğunu sanıyorlar, operasyonu haklı görüyorlar. Oysa akılları tekellerinde
tutanlar bin türlü tezgâh peşindedirler. Görünmeyen dünyalarda ne fırtınalar
kopmaktadır. Bu yüzden cahilce savunular trajikomik hal almaktadır. Akılların
ve vicdanların nasılda dondurulduğunun ve esir alındığının keskin hüccetidir. Zira
sızdırılan şeyler malumdur, bir de sızdırılmayanları bilseniz dudaklarınız
uçuklar emin olun. Binaenaleyh malum yapıda ki operasyonun başını çeken
Siyonist güdümünde ki tarafın savunulacak hiçbir yönü yoktur. Ki dua etsinler,
zehir boşaltımı yapılmaktadır. Bünyenin tümden zehirlenmesi engellenmektedir. Ve
emin olsunlar ki, kendi içlerinde ki namuslu, ahlaklı ve vatanperver kişiler
devletin yanında durmakta ve devlete destek çıkmaktadırlar. Devletin, malum
yapıyı esir alan, köleleştiren, kendi çıkarları için kullanan, ülkeye onulmaz
tahribatlar veren fitne ve fesat yuvasını dağıtması kaçınılmazdır artık.
AYIKLANMA
Malum tezgâh niçin
kurulmuştur ve niçin düğmeye erken basılmıştır? Şahsi kanaatime göre bir
ayıklama sürecine girilmiştir. Keskin bir muhalefette gidecekler ve kalacaklar
görülmek istenmiştir. Bundan sonra ki bir savaşta safların çapı görülmek
istenmiştir. Yani milli menfaate duyarlı olanlar ve duyarsız olanlar kimlerdir
tespit edilmek istenmiştir. Devlete savaş açarsak, hassas kurumlara muhalif bir
cephe oluşturursak kimler ne tepki koyacak diye düşünülmüş ve tepki koyacaklar
bilinmek istenmiştir. Zira yeni operasyonların gidişatını bu ayıklanma durumu
tayin edecektir. Şöyle ki; böyle keskin bir muhalefette gidenler gidecektir ve
bizden değildir. Kalanlar da kalacaktır ve artık her ne olursa olsun kalmaları
muhtemeldir. Milli kanatta ayıklanmaya taraftır, Siyonist güdümünde ki kanatta
ayıklanmaya taraftır. Siyonist güdümünde ki kanat darbelerinin başarılı olması
için, milli kanatta devletin tahribata uğramasını önlemek için buna taraftır.
Bu yüzden milli kanat elemanları muhtemeldir ki devlete bazı bilgiler
aktarmaktadır ve iyi de yapmaktadır. Siyonist kanat ise elde kalanlara bakarak
yeni darbelere hazırlanacaktır. Yoksa büyük kayıp vermemek için geri
duracaktır. Yani duruma bakacaktır ve malum kalkışmadan hoşnutsuz kesim
çoğunluğu teşkil ediyorsa ve muhtemel kalkışmalar tehlikeye girecekse geri
çekilecektir. Devlet böyle bir durumda geri çekilmeye asla inanmamalıdır. Kendi
varlığına yönelik tehdidi ve tehlikeyi tamamen ortadan kaldırmalı ve malum
yapıyı da temizleyerek burada ki etkin gücün milli kanata geçmesi için mücadele
etmelidir. Siz bakmayın karanlık yapıda ki birlik görüntüsüne. Milli kanat ve
taban kesinlikle rahatsızdır olan bitenlerden. Çünkü devlet, millet, ülke
yaralanmaktadır. Gizli hesaplarda açık olmuştur. Karanlık yapı için bir kazanım
olduğunu varsayalım, kazanın kim olduğu ya da olacağı bellidir. Malum yapının
içinde ki temiz niyetli ve vatanperver insanlar acı çekmektedir ülkenin maruz
kaldığı durumlar karşısında. Bu darbeye yeltenenler Siyonist güdümünde ki
kanattır. Artık elde olanların net resmini çekmek ve muhtemel kalkışmaların
getirisini götürüsünü hesap etmek istediler ve böyle bir tezgâha kalkıştılar.
Ki aslında böyle bir tezgâhla iplerin de kendi ellerinde olduklarını göstererek
gövde gösterisi yapmış oldular. Bir nevi bünyede ki milli kanadı zımnen ezmiş
ve onlara gözdağı vermiş oldular. Bu arada malum yapının irtibatları takip
altına alınmalıdır. Özellikle Doğu bölgemize dikkat derim şahsen. Malum örgütün
siyasi kanadıyla bir hesap kitap işi var mıdır bilinmelidir. Zira arkasında
Siyonizm olan bir şey, Siyonizmin hesabına çalışan her şeyle irtibat
halindedir.
KUMPAS
Seçimlere yönelik bir
kumpas kuruluyor olabilir. Dikkati elden bırakmamak lazımdır derim şahsen. Bu
bir suikast teşebbüsüyle olabilir. Oy sayımında bir şaibe durumu yaratmakla
olabilir. Sorumlu yapının içerisine sızmış elemanlar eliyle bir şeyler yapılmak
istenebilir. Ciddi mevzulardır bunlar, lakayt davranılırsa bedeli çok ağır
olabilir. İçeriye gizlenerek, karanlık tarafa bilgi sızdıranlara da dikkat
derim bu arada. Herkes konuşmasına, hareketlerine dikkat etmelidir. Bazı tipler
istifayı seçim sonuna bırakıyor olabilirler kasıtlı olarak. Çünkü seçim
ertesinde elde edecekleri bilgilere bakarak hareket edeceklerdir. Ve her
bilginin yaratacağı infialin çapına göre taktiklerini belirleyeceklerdir. Bu
yüzden şaibeli şahıslar tespit edilmeli, onlarla araya mesafe konulmalı,
onların bilgilendirilmesi sınırlandırılmalıdır. Türk Devleti karşı karşıya kaldığı
bu süreci sağlıklı şekilde atlatabilirse ve bünyesini arındırabilirse güzel
günler bu milleti beklemektedir. Her türlü siyasi teşkilatta sinsi kuşatmadan
kurtulmuş olacaktır. Böylece siyasi mücadelelerin önünde ki en tehlikeli ve
sırada ikinci, çapta birinci tehdit ortadan kalkmış olacaktır. Türk Devleti de
bağımsızlığa bir adım daha yaklaşmış bulunacaktır. Siz bakmayın bazı siyasi teşkilatların
karanlık yapıya yarayacak konuşma yapmalarına. Bunlar politikanın doğasında
vardır. Gerçekte karanlık yapıya ve malum kalkışmaya karşı devletin
yanındadırlar ve yardımcı olmaktadırlar. Göz önüyle, göz arkası aynı olmaz,
olamaz. Herkesin de her şeyi bilmesine gerek yoktur. Çünkü herkes şunun
farkındadır; Türkiye kalkarken sırtından vurulmuştur.
TÜRKÇE
Bir öğretmen düşünün.
Haddizatında tehlikeli fikirler taşıyor olsun. Okulun varlığına yönelik planlar
yapıyor olsun. Ama Türkçe öğretmeni kimliğiyle ve Türkçe öğretiyor olmasıyla bu
yönünü gizlesin ve herkeste onu iyi niyetli ve masum bilsin. Bu ne kadar
akıllıcadır? Araştırmadan, soruşturmadan, o öğretmenin öğrencilerinin nasıl bir
kişilikte yetişiyor olmalarına bakmadan iyi niyetli düşünmek saflıktır. Türkçe
öğretmek yetmez. Önemli olan sağlam karakterler yetiştirmektir. Önemli olan
bilinçli, şuurlu, dirençli insanlar yetiştirmektir. Bazen, Türkçe, ihanetleri
gizleyen bir maske olabilir. Milletin gözünü boyama için asıl niyetleri kamufle
etme aracı olabilir. Müteyakkız ve septik olmak iyidir. Rahatsız edebilir ama
koruyucudur da. Güvende olmak rahatsızlığı unutturur. Önemli olan çocuğa Türkçe
öğretmek değildir. Önemli olan o çocuğun hangi idealler ekseninde
yetiştirildiğidir. O çocuk gün gelecek emperyalizme hizmet edecekse, Türkçe öğrenmesin
daha iyidir. O çocuk gün gelecek dinini tahrif ve tahrip etmek için çalışacaksa
kendi kalsın daha iyidir. Türkçe öğrenen çocuklar günü geldiğinde Türk
Devletlerinin ve Türk Milletlerinin çıkarlarını yabancılara peşkeş çekeceklerse
ve öğrendikleri Türkçeyi kendilerine güvendirme aracı olarak kullanacaklarsa
bırakalım aynı kalsınlar daha iyidir. MİT, sınırlara mahkûm olmamalıdır,
vazifesini daha üst düzeyde yapmalıdır. İç tehdidi ortadan kaldırmak yetmez,
her an gelecek tehditlerde kontrol altına alınmalıdır.