Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Eskiden bir “suç”un üstü örtülür, gizlenmeye, gözlerden uzak tutulmaya çalışılırdı…
Artık gizleme imkânı kalmadı…
Şimdi her şey gün gibi meydanda…
Sesler…
Görüntüler…
Resimler, videolar…
Gözler görüyor…
Kulaklar işitiyor…
Ortada herkesi “şahit” tutan bir “olay”…
Bir “olgu” var!
“Olgu”yu gizlemeye,
Kaybetmeye imkân yok!
O vakit ne yapmalı?
“Olgu”yu, “algı” yapmalı…
Sonrası kolay!
“O gördükleriniz, o duyduklarınız var ya… Onlar aslında olgu değil!”
Ne?
“Algı!”
Algı ne?
“Yani o gördükleriniz gerçek değil… Bir sihir, bir illüzyon!”
“O ayakkabı kutuları,
Para sayma makinesi,
Para kasaları,
Kol saati,
Fezlekeler,
Rüşvet pazarlıkları var ya…”
Eeee!
“İşte onlar hep tertip,
Hep düzen,
Hep dümen
Hep tezgâh
Hepsi iktidarı lekeleme çabaları
İktidar ak,
İktidar kaymak…”
Kim çeviriyor bu dümenleri?
“İç ve dış mihrak!”
Fısıltı gazetesi işte böyle işliyor…
Gayet muhafaza’kâr’ mekânlarda, mahfillerde, avlularda…
Fısıltı gazetesi deyip geçmemek lâzım…
Etkilidir…
İnandırıcır!
x x x
KALP
İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.
Kızılderili Atasözü
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, YENİÇAĞ’dan, 07 ŞUBAT