Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“3 Y”…
Yasaklar, Yolsuzluklar, Yoksulluk…
Bunları kaldıracağım diye gelen bir partinin 12 sene sonraki hali hazin!
Diyelim ki yolsuzluk ve yoksulluğu önlemeye gücünüz yetmedi…
Olabilir! Kolay değil!
Amma velâkin yasaklama ne oluyor?
“Yasaklama” bizzat sizin icraatınız!
Son icraatınız, “internet yasakları”!
İnternete, size uymayan haber, yazı, resim konmayacakmış!
Beğenmediğiniz haberler, içerikler “4 saat içinde kaldırılacak”mış!
x x x
ESKİDEN İNTERNET Mİ VARDI?
Yolsuzluklar insanlık tarihiyle yaşıttır ve tarih boyunca herkesin yolsuzlukları ortaya çıkarılmıştır.
İnternet dediğiniz, şunun şurasında 15 yıllık bir “vasıta”!
Kısıtlamayı bırakın, hiç internet olmasa bile yolsuzluklar, hırsızlıklar duyulmayacak mı?
Duyulacak… Görülecek…
Ama siz “yasakları bitirmeye gelip, yasaklar getiren bir iktidar” olarak anılacaksınız.
Böyle bir yasak gelince insan hem üzülüyor, hem de gülesi geliyor!
Üzülme sebebi, “yasak” kelimesinin iticiliğinden, 2014’teki hali pür melalimizden!
Gülme arzusu ise “internet yasağı”nın bir çaresizliğin, bir panik halinin göstergesi olmasından… Sözde kalacak olmasından!
Önce, “4 saat” ibaresine bakalım:
Yahu, siz, internette bir haberin saniyeler içinde milyonlarca kişiye ulaştığını bilmiyor musunuz?
Bunu önlemek için 4 saat süre vermek ne demek?
4 dakika, hatta 4 saniye demeliydiniz!
Öte yandan, yine siz bilmiyor musunuz, internetin “dünya çapında ağ” demek olduğunu?
Siz nereyi yasaklıyorsunuz?
Türkiye’deki ağı…
Peki, Moğolistan, Bulgaristan veya Avustralya’dan bir site, beğenmediğiniz haberi yayınlarsa ne yapacaksınız?
Onlara Türk ulaşamaz mı?
Var mı böyle bişey?
Var!
Bütün iletişimi kesmek…
Kabloları kesmek…
Uydu bağlantılarını kesmek!
Yasak böyle uygulanır işte!
x x x
İSKELET
Cehâletten hâkimiyet koltuğu çöktü alçaldı
Hulâsa mülk-ü milletten kuru bir iskelet kaldı.
Neyzen TEVFİK
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, PENGUEN’den, 30 OCAK