Bu dünyada herkese yer var.
Şu, elinde dürüm gibi bişey tutan 6-7 yaşlarındaki kız…
Sokakta… Yaşıtlarıyla oynuyor!
Dürümden bi kendi ısırıyor bi arkadaşlarının ağzına uzatıyor…
Onlar da nasıl bir iştahla,
Nasıl bir açlıkla uzanıyorlar!
İkinci defa uzanana “sen ısırdın” diyor…
O dürüm de bir bereketli, bitmiyor…
Fakat bu yürek yakan görüntü Esad’ı bitirecek!
Diğeri de 6-7 yaşlarında…
Evlerine bomba düşmüş… Gözlerini hastanede açmış… Yüzü gözü, her yanı kan revan içinde… Ona bakmıyor da bacağını tedavi için pijamasını kesen doktora; “Onu kesme, o daha yeni… Annem yeni aldı” diye yalvarıyor…
“Annem, bugün de eve sağ-salim geldim diye sevinmişti” diyor!
“İnşallah amacına ulaşamazsın Beşşar Esad” diye beddua ediyor.
Dünyanın düşüremediği zalim diktatörü bu beddua düşürecek!
x x x
36 AY GEÇTİ
Mart ayındayız…
2011 Mart ayında bizim iktidar demişti ki “3 aya kalmaz Esed gider”…
12 tane 3 ay geçti… Ne giden var, ne gideceğine dair bir emare!
Dünya üstüne çullandı… Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden “cihadçı”lar, “şövalye”ler geldi…
Bugün, Suriye’de Esad’a karşı savaşan yabancı militan sayısı 150 binin üzerinde…
Öyleyken düşmüyor…
Türkiye-Suriye sınırının hemen tamamı “muhalifler”in elinde, Esad düşmüyor!
Yıllardan beri en iğrenç işkenceler yaptığı yazılıp-çiziliyor, düşmüyor…
İşkenceyle öldürdüğü binlerce insanın resimleri yayımlandı, düşmüyor…
Kimyasal silah kullandığı söylendi, dünya ayağa kalktı, düşmüyor…
Halkının üzerine her gün bombalar yağdırıyor…
100 binden fazla kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor…
Yaralı, sakat sayısı bilinmiyor…
5 milyon civarında insan ülkeyi terk etmek zorunda kalmış…
Ülke bitmiş, yakılmış, yıkılmış…
Bunlar insanlığa masal gibi geliyor… Dünyayı harekete geçiremiyor…
Zaten dünya kamuoyuna da pek bişey ifade etmiyor…
Ama şu iki küçük kızın yürek burkan görüntüleri,
İçimizi acıtan masum sözleri var ya…
Bunlar en katı kalpleri yumuşatacak,
Vicdanların körelmiş gözlerini açacak...
Allah bilir ya…
Belki ilâhî gazabı da çekecek…