Tayyip Erdoğan’ın büyük açmazı!

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 11.03.2014

Levent GÜLTEKİN

Levent GÜLTEKİN

Cemaat- AK Parti kavgası, Tayyip Erdoğan’a ciddi zarar verdi. Fakat, Erdoğan’ın önünde bana göre bundan daha büyük bir açmaz var: Yaklaşık 3-4 yıldır benimsediği siyasi tarzın ve üslubun oluşturduğu psikoloji. Ve bu üsluptan beslenen AK parti tabanın, meselelere yaklaşımı. Ne demek istediğimi açıklayayım. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın Koç ailesi ile görüştüğü ortaya çıktı. Bu görüşme basına yansıyıp duyulunca, hem AK Partililer, hem de AK Parti muhalifleri şaşırdılar. İnsanlar haklı olarak sordular: Erdoğan “Vatan haini”, “hesap soracağız”, “devleti soyan bir avuç azınlık” gibi ağır ithamlarda bulunduğu işadamlarıyla niçin, neden görüştü?

Kamudaki şaşkınlık, Erdoğan’ı bir izahta bulunmaya mecbur bıraktı. Bir TV programında “Barzani rica etti, onun için görüştüm” diyerek hem görüşmeyi değersizleştirdi hem de iki kişi arasındaki mahremiyeti deldi. Peki Erdoğan niçin Koç ailesi ile önce görüşüp sonra da o görüşmeyi istiskal etti? Yaklaşık 2 yıl önce “Akit gazetesi tarzı, Türk siyasetini rehin alacak mı?” başlıklı yazımda Erdoğan’ın benimsediği üslubun sebep olacağı açmaza dikkat çektim. Mealen şöyle yazmıştım: Akit, gazetecilikte çatışmacı, kaba bir dindarlığı üslup edindi. İlk yıllarda bunun çok da faydasını gördü. Çünkü dindarların sözcülüğüne soyunmuş kavgacı bir dil, dikkat çekmede ve gazete okurunu, taraftara dönüştürmede hayli etkiliydi. Nitekim bu üslup Akit’i dindarların en çok satan gazetesi yaptı. Tiraj alıyordu ama kullandığı dil itibarını da tahrip ediyordu.

Önce ‘öteki’ dediğimiz kesimler, sonra okumuş- yazmış dindarlar gazeteyle aralarına ciddi mesafe koydular. Akit, çok satan bir gazete olmuştu. Gelgelelim hem bazı dindarların, hem de ‘öteki’ kesimlerin nefret ettiği bir yayın organına dönüşmüştü. Ve bu açmaz, gazete patronlarını bir tercihe zorladı. Bir gün: “Levent yardımcı olursan bu gazeteyi satmak istiyoruz” dediler. “Niye satıyorsunuz?”diye sordum. “Kullandığımız üslup ve gazetecilik tarzı çok tiraj getirdi ama itibarımızı yerle bir etti. Şimdi üslubu yumuşatırsak tiraj kaybediyoruz. Yumuşatmayıp aynen devam etsek, itibarı kalmadı.” 2 yıl önceki yazımda benimsediği üslubun Erdoğan’ı da benzer bir sona taşıyacağına dikkat çekmiştim. *** Şimdi geldiğimiz noktada Erdoğan tam da Akit gazetesi gibi bir sorun yaşıyor. Üslubu düzeltip çatışmadan vazgeçse “taviz” olarak algılandığı için oy kaybedecek. Tarzını değiştirmeyip çatışmaya devam ederse bu sefer de itibar kaybı sürecek. Koç ile görüşmesini alelacele değersizleştirmesinin nedeni sanırım bu. Yani tabanın bu görüşmeyi yadırgayıp yüksek sesle homurdanması. Ve Muhaliflerinin “Hani Koç’u bitirecektin? Ne oldu? Yoksa geri adım mı atıyorsun?” türü provokatif soruları Erdoğan’ı attığı olumlu adımdan geri döndürdü. Ne yazık ki Erdoğan’ın son yıllarda benimsediği üslubun ve siyaset tarzının kendi tabanını ve muhalifleri getirdiği nokta, normalleşmesinin önündeki en büyük engel oldu.

Şimdi asıl merak ettiğimiz, bütün olup bitenlere rağmen Erdoğan yeniden kucaklayıcı bir üsluba dönebilir mi? Yeniden barış ortamı sağlayabilir mi? Farklı kesimlerle kavgayı değil konuşmayı önceleyen, özgürlükçü bir siyaset tarzını yeniden benimseyebilir mi? Benimserse taban ve muhalifler buna izin verirler mi? Ne yazık ki hem AK Partililerin hem de muhaliflerinin psikolojik durumu, bu yumuşamanın önünde ciddi engel. Erdoğan çatışmacı siyaset tarzıyla oluşturduğu problemler tarafından kuşatılmış durumda. Halbuki iyi işler yapıyordu.

Toplumun desteğini almak için bunları anlatması yeterdi. Fakat bununla yetinmedi. Daha fazla oy isteği ağır basınca, icraatın yerini hamaset yüklü ve dinî soslu konuşmalar aldı. Eskiden, Erdoğan topluma istikamet çiziyordu, onları yönlendiriyordu. Artık çatışma üslubuyla beslenmiş kitlesi, Erdoğan’ın istikametini belirliyor. Bu büyük zararı sanırım önce Erdoğan çekecek, sonra hepimiz.

(internethaber.com)

Tarih: 11.03.2014 Okunma: 771

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?