Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İftira, yalandan farklı bir eylem…
Yalanda sadece, birilerini aldatarak kendini kurtarma
arzusu var.
İftirada ise aldatmadan öte suçlama var. İftira
attığın kişiyi yapmadığı, onunla ilgili olmayan bir suçla itham ediyorsun.
İftira elbette kanunlarda yazılı bir suçtur.
Aynı zamanda iftira, dinen de “en büyük günah”lardan kabul edilir.
Çünkü iftira,
kişilik haklarına ve “kul hakkına” çok
ağır bir saldırıdır. Kişinin sinirini, toplumun düzenini bozan bir suçlamadır.
* * *
Bir başkomiserin sözlerine atfen, “Tutuklanmanız İçin Bir İftira Yeter” başlıklı, 25 Ağustos tarihli,
makalemizde, bir iftiranın insan hayatını nasıl karartabildiği hususu üzerinde
durulmuştu.
Arka arkaya gelen bu olaylardan bir sonuç çıkıyor; insanlar
gayet kolay iftira atabiliyor ve ne yazık ki toplumumuzda “iftira etme” oldukça yaygın.
Böyle bir
durumun, toplumun çöküş sürecine işaret olabileceğinden ciddi biçimde kaygı
duyuyorum.
Fakat önce bu meselenin kişisel boyutunu ele almak
lâzım!
* * *
İftiranın bu kadar kolay atılabildiği bir toplumda,
hayatının şu veya bu dönemimde iftiraya uğramamış olanımız yok gibidir.
İftiraya
uğramak, dehşet verici bir hadise!
Biri veya birileri, içinde sizin adınızın geçtiği bir
takım olaylar anlatıyor, eylemler sıralıyor ama bunlardan haberiniz bile yok…
Biri adınızı öne sürerek sizi tanımladığını söylüyor;
isim sizin ama hikâye edilen kişi, sizinle alakası olamayan bambaşka biri…
İftira!
İnsanın
yüreği burkuluyor, ruhu isyan ediyor.
Hakkınızda, uzaktan yakından ilginizin olmadığı
suçlamalar ortaya atılmış. Birileri veya pek çoğu bunlara inanmış. Kendinizi ne
kadar aklamaya çalışsanız, tatmin olamıyorsunuz. Kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Acı içindesiniz. Kıvranıyorsunuz.
Kızıyorsunuz. Çıldıracak gibi oluyorsunuz.
İftira, korkunç bir yargısız infaz…
İnsafsız.
Vicdansız. İmansız.
* * *
Başbakanın
öfkesini çok iyi anlıyorum.
Peki, o da aylardır demir parmaklıkların gerisinde
olduğu halde, sabahtan akşama, akşamdan sabaha iftira sağanağına uğrayan,
öfkelenen ama kendisi gibi öfkeli hitabet
sanatını kullanmak için mikrofon bulamayan, haklarındaki iddialara cevap
verme imkânından mahrum olanları anlayabiliyor mu, acaba?
* * *
Üstatlardan
Yokluk zulmetiyle bağlıysan topraksın,
Kafanda İlahî ışık yanıyorsa; arş…
Feyzi-i Hind
Önceki Yazılar