Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Yolda eşelenen bir horoza rast geldi. Belki de Bayan Morales’in tavuklarına duyduğu ilgiden dolayı bu küçük horoza kanı ısınıverdi. Zavallı horozcuk’ diye düşündü Pilon. ‘Cascavlak kalmışsın. Sabah ayazında ne üşüyorsundur kim bilir.” Sonra da şöyle düşündü: ‘Böyle yolun ortasında geziniyorsun, horozcuğum. Eninde sonunda bir araba seni eziverecek. Ölsen gene iyi, ya bir de kanadın falan kırılırsa? O zaman sakat kalacak sefil bir hayat süreceksin. Yazık olacak sana. Çekilir mi böyle hayat?’
Horozu ürkütmemeye çalışarak ağır ağır arkasından yürümeye koyuldu. Hayvan kaçmaya çalışıyor ama ne yana kaçsa karşısında Pilon’u buluyordu.
Ruhu şad olsun, küçük horozun gıkı çıkmadı. Pilon’un tahminlerine göre acılar içinde yaşamaktansa huzur içinde öldü. Burada Pilon’un maharetli ellerinin de hakkını vermek lâzım.
Küçük horoz kellesi uçurulmuş ve tüyleri yolunmuş bir halde, ceplerindeki yerini almıştı. Pilon’un sıkı sıkıya bağlı olduğu kurallardan biriydi bu: Ne olursa olsun eve tüy, ayak ve baş götürmezdi. Bunlar olmadan da bir horozun teşhis edilmesi imkânsızdı zaten.
…
Alevler sobanın ağzında gürülderken Danny’yle Pilon sallanan koltuklarında ileri geri sallanarak sıcaklığın keyfini çıkardılar. İnsanın karnı tok, sırtı pek olunca ne güzeldi.
Bir aralık Danny kalkıp dışarı çıktı. Geri döndüğünde cepleri elma doluydu. ‘Yağmurda çürüyeceklerdi nasıl olsa’ diye açıkladı.”
John Steinbeck, Yukarı Mahalle, Remzi Kitabevi, S. 17-19
x x x
Kısa parçadan da anlaşılacağı gibi, her hırsız imansız, vicdansız değil!
İçlerinden “hırlı” da çıkabiliyor!
Hatta Pilon ve Danny gibi vicdan sahibi,
İnce düşünceli,
Hayvan sevgisiyle dolu,
Savurganlığın karşısında olan, meyvelerin israf olmasını önlemek için ellerinden geleni yapan,
Bi bakıma, çevreci hırsızlar da var!
Nitekim milyonlarca insan da bunlara yürekten inanmaya teşne!
x x x
Steinbeck’in hikâyesi 70-80 sene öncesinin “vicdanlı” hırsızlarını anlatıyor…
Geçen bunca süre içinde, hırsızların yüreklerinin ne kadar daha saflaştığını,
Vicdanlarının ne kadar daha hassaslaştığını,
Hırsızlık yöntemlerinin ne kadar daha incelik kazandığını,
Teknoloji ve genel zenginleşmenin de yardımıyla “iş”lerini ne kadar daha çeşitlendirdiklerini,
Geliştirip, ilerlettiklerini,
Ne “hayır işleri”ne ve “hayırlı işler”e, ne “hayırlı imzalar” attıklarını,
Ve nüfus artışına paralel olarak ne kadar milyar insanın buna kalpten inandığını, hatta tasvip,
Tasdik,
Hatta ve hatta takdir ettiğini varın hesap edin artık!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, GIRGIR’dan, 26 Mart