Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu yazı sandıklar açılmadan önce kaleme alınmıştır!
Seçimlerden daha önemli ne olabilir?
SİSTEM meselesi!
Bu mesele ortada durdukça yerimizde saymaktan,
Patinaj yapmaktan kurtulamayız.
“Sistem” yani “kurulu düzen” yolsuzluk üretiyor, rüşvet çarkına su taşıyor.
İnsanlar,
Nesiller,
İktidarlar gelip geçiyor…
Yolsuzluk ve rüşvet yerinde duruyor… Artarak sürüyor…
2002’yi hatırlayın!
Yepyeni kadrolar,
Dindar siyasetçiler,
Hem de “Yolsuzluğu-yoksulluğu-yasakları bitireceğiz” diye gelen bir iktidar…
17 Aralık’tan sonrasını biyana koyun!
Ondan öncesine bakın…
Hiç mi yolsuzluk yoktu?
Sadece belediyelerde; AKP’li 600, CHP’li 432, MHP’li 200, BDP’li 60, toplam 1.400 kadar belediyeyle ilgili, yolsuzluk ve/veya rüşvetten dava vardı…
En iyimser tahminle, bu rakamların onda birinin mahkûmiyetle sonuçlanması halinde bile ortada felaket bir durum var demektir.
İktidarlar değişiyor, değişik partiler gelip geçiyor ama SİSTEM değişmiyor, “düzene neşter” vurulmuyor… Hatta düzene “çekidüzen” verelim diyene bile rastlayamıyoruz!
Kim düzeltecek?
Elbette başta iktidar olmak üzere milletin yetki verdiği vekiller… O vekillerin çatısı altında bulunduğu TBMM…
Gelgelelim, “hakça” bir düzeni, “adil” bir düzeni bize çok görüyorlar…
İktidara gelmeden önce “düzeni değiştireceğiz” diyenler, koltuğa oturunca, “Bu düzen, iyi düzen” demeye başlıyorlar ve artık eski düzeni sürdürüp nemalanmaya koyuluyorlar.
Sistemin değişmemesinin en önde gelen sebebi; “lider sultası”dır… Parti genel başkanlarındaki “padişah” yetkileridir.
İster yerel olsun, ister genel; halk seçim yapmıyor… Parti başkanlarının önüne koyduğu adaylar arasından “tercih” yapıyor. Bunun adı da demokrasi oluyor…
Nerede kendi “vekil”ini, kendi “reis”ini belirleyen halk…
Nerede bütün parti üyelerinin katıldığı “önseçim”?
Önseçim olmayınca, halk kendisini temsil edecek, vatandaş menfaatini koruyacak kişileri belirleme hakkından yoksun kalıyor. Seçilenler de halkın beklentileri yerine genel başkanların iki dudağı arasına bakıyor… Çünkü onu tekrar “aday” yapacak, hatta seçecek “seçmen” o “tek adam”dır.
“Genel Başkan” sıfatını haiz o 4-5 siyasetçi gerçek demokrasiyi, katılımcı demokrasiyi bu millete çok görüyor… Saltanatlarının bitmesini asla istemiyor.
O vakit iş başa düşüyor…
Yani vatandaşa…
Vatandaşın bilgilenmesine, bilinçlenmesine, teşkilatlanmasına ve harekete geçmesine…
Sistem ancak öyle değişir.